23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dünya yaşanır hale gelir mi?

Soner Polat

Soner Polat

Eski Yazar

A+ A-

Hem küresel düzeyde hem de bölgesel düzeyde bir hesaplaşma dönemine giriliyor. ABD ve müttefikleri ne yaptıklarını bilerek bir savaş hazırlığı içine girdiler. En büyük avantajları, on yıllar içinde sağladıkları psikolojik üstünlük! Karşı konulmaz savaş makinelerine sahip olduklarına inandırarak, beyinlerde bir teslimiyet duygusu yarattılar. Ayrıca ülkeler arasındaki çelişkileri ve sorunları, bölgesel ve küresel düzlemde çok iyi bir şekilde istismar ediyorlar. Oysaki çürüyen ve çöken Anglosakson emperyalist sistem, sadece silahla varlığını sürdüremez! Dünyanın heryerinde kurulan alternatif ittifakların, gerçek bir dayanışma içinde kararlı adımlar atamaması vahşi dünya düzeninin ömrünü uzatıyor.

CESUR ADIMLAR ATILMAZSA

Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), Haziran 2017’de Hindistan ve Pakistan’ı bünyesine katarak büyük bir atılım yaptı. Ancak ABD hemen karşı atak başlattı. ŞİÖ’ye imza atan Başbakan Nawaz Şerif 28 Temmuz 2017’de bir yargı darbesi ile indirildi. FETÖ benzeri Tahir-ül Kadri örgütü en büyük desteği ABD’den alıyor. Tıpkı FETÖ gibi Pakistan’da örtülü operasyonlar yapıyor. ABD, Pakistan’ı askeri müdahale ile tehdit etmeye başladı. ABD’nin bütün bu saldırılarını Pakistan tek başına göğüslemeye çalışıyor. ŞİÖ bu konuda dünya çapında bir ittifaka yaraşır, kararlı bir tutum takınamadı! Pakistan’ı yalnız bıraktı. Çin ve Rusya, arka bahçeleri olan Kuzey Kore’ye (Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti) uygulanan ekonomik yaptırımları BM Güvenlik Konseyi’nde veto edecek bir duruş sergileyemedi.
Trump’un seçilmesi ile hayal dünyasına dalan Rusya, Henry Kissinger ile Moskova’da bir dizi gizli görüşme yaptı. Suriye’deki gelişmelerin her safhasında ABD ile uzlaşmaya çalıştı. ABD’nin PKK/PYD ile işgal ettiği Suriye topraklarını resmi yayınlarında kurtarılmış topraklar olarak gösteriyor. Son olarak PYD paçavrası ile Rus Bayrağının yan yana geldiği fotoğraflar yayımlandı. Koskoca bir dünya devleti bir terör örgütü ile aynı seviyede olmayı içine sindirdi! IŞİD’e karşı ortak operasyon yapmışlar! PYD ile operasyona katılmak, ABD için ucuz figüran olmaktan başka bir anlam taşımaz! Rusya bu arada Suudi Arabistan ve BAE gibi Suriye’yi karıştıran ülkelerle iyi ilişkilerini sürdürüyor.
Türkiye, bir darbe girişimi ile kendisini teslim almak ve bölmek isteyen ABD ve Batı dünyası ile ilişkilerini gerçekçi bir zemine sokamıyor. Son derece başarılı Astana ve Soçi süreçlerine rağmen çözümün adresinin Cenevre olduğunu ileri sürüyor. Kendini siyasi, stratejik ve askeri olarak rahatlatmak için Suriye ile doğrudan ilişki bir türlü kurmuyor. Bölgesel bir ittifak için, uygun zaman ve zemine rağmen cesaretle adımlar atmıyor. Avrupa’nın önemli ülkelerinin Atlantik’in kirli ve bozguncu girişimlerine tanık olmaları fazlaca bir şey değiştirmiyor. Avrupa’daki birçok ülke denge politikalarını, küçük değişiklikler ile sürdürüyor.

GELECEĞİ KAZANMAK ELİMİZDE

Dünyada radikal değişim ve dönüşümler yaşanıyor. Eski düzen çatırdıyor. ABD kendi içinde de huzurlu değil! Bu ülkede kıran kırana bir iç savaş var! Derin devlet bütün baskı mekanizmalarına rağmen Trump’un seçilmesini engelleyemedi! Demek ki Amerikan halkı sistemden soğumaya başladı ve aradaki mesafe her geçen gün biraz daha açılıyor. Her yönetim az ya da çok rızaya dayalı olarak devam eder. Baskı ve gözdağına dayalı Amerikan sistemi kendi halkına bile güven veremiyor...
Peki, kan, gözyaşı ve nefretten beslenen ve üstelik de emekleyen bu bozuk düzeni dünya niçin yıkamıyor? Çünkü karşı koyması gereken ülkelerdeki yönetimler ve siyasi örgütlenmeler, eski düzenin önyargılarını aşamıyor. Büyük çaplı değişim ve dönüşümü algılama yetenekleri yeterli değil! Eski dengeleri bozmak için gerekli özgüven eksikliği sınırlamalar getiriyor. Eski düzenin çöküşünü gören ve yeni süreci yönetmeye hazır siyasi oluşumlar güç toplama aşamasında! Ama kısa dönem içinde yeni siyasi örgütlerin güçlendiğine, eskilerin zorunlu olarak yeniden yapılanma çabası içine girdiğine tanık olacağız. İşte o zaman bizim zaaflarımızdan faydalanarak dünyayı yaşanmaz hale getirenlerin kâğıttan kalelerinin nasıl kolay yıkılacağını hep birlikte göreceğiz...