Dünya yeni düzene hazırlanıyor
Geçen hafta yazımda Atlantik sisteminin merkezinden gelen “Batıyoruz!” seslerini yazmıştım. Bu hafta Atlantik sistemi ve karşısında her gün başka bir yeni haber ile şekillenen Asya sistemindeki gelişmeleri yazacağım.
Öncelikle geçen hafta şehit olan İran Cumhurbaşkanı, komşumuzun değerli lideri İbrahim Reisi ve arkadaşlarının şehit oluşlarını derin üzüntülerimle anmak istiyorum.
2 bin 500 yıllık imparatorluk geleneği bulunan İran halkı, emperyalizm ve siyonizm karşısında ayaklanışlarına devam edecektir.
Sosyal medyada geçen hafta bir ileti dolaştı. İletide bir harita vardı. Haritanın açıklamasında İran ile Hindistan’ın Chabahar kenti limanı için sözleşme imzaladıklarını söylüyordu. Chabahar, İran’ın Hint Okyanusu kıyısında bir liman kenti.
ABD, Hindistan’ı bu sözleşmeyi imzaladığı için tehdit etmiş. Tehdit, Hindistan’ın İran ve Rusya’ya yönelik yaptırımları deldiği için. İletide ayrıca, sadece “Hindistan değil ki; Özbekistan, Türkmenistan, Afganistan ve Tacikistan da bu limana yatırım yapıyor. Biden tüm dünyaya yaptırım uygulamak istiyor.” ifadesi yer alıyor.
ABD’nin bu tehdidi boşa değil. Olayın arkasına baktığınızda şunu görüyorsunuz;
ABD’nin, NATO üyeliğine Finlandiya ve İsveç’i alırken yapmak istediği; Rusya’nın Hindistan’dan yaptığı ticareti Hint Okyanusu, Süveyş Kanalı, Akdeniz, Atlas Okyanusu ve Baltık Denizi üzerinden St. Petersburg deniz yolunu tıkamaktı. Hatıramızdadır, en son İsveç’in üyeliği için Türkiye ve Macaristan ABD yöntemleri ile ikna edilmişti.
RUSYA’NIN SAVAŞA HAZIRLIĞI
Rusya bu yolun eninde sonunda tıkanacağını varsayarak özellikle Hindistan ile olan ticaretinin devamlılığını sağlamak amacı ile Kafkaslardan Azerbaycan-Hazar Denizi ve İran üzerinden kuzey güney yönlü bir yeni hat düzenlemeyi gündemine almıştı. Halil Özsaraç Albay’ın bir asker stratejist gözüyle bu haritayı gördüğünde yorumu; Rusya savaşa hazırlanıyor oldu.
Haklıydı da. Kara yolu, deniz yoluna göre 7 kez maliyetli, demiryolu ise 3,5-4 misli pahalı idi. Eğer bu maliyetlere katlanmayı göze alıyorsanız bunun ciddi bir nedeni olmalıydı.
Halil Özsaraç Çin Halk Cumhuriyeti’nin “Kuşak Yol” projesinin de Çin’in savaşa hazırlık yolu olduğunu söylemesi her iki hat için çok anlam yüklü bir açıklama oluşturuyordu.
Geçen hafta başka bir haber; Hollanda yarı iletken üretiminde kullanılan makine üreticisi ile Tayvan yarı iletken üreticisi firmanın Çin’in Tayvan’ı işgali durumunda yarı iletken makinelerinin kullanımının uzaktan kumanda ile durdurulabileceğini açıklamasıydı.
BROOKS’UN ‘X’LERİ
Her iki taraf da birbirlerine karşı satranç tahtası üzerinde hamle yapıyordu. 30 yıldan bu yana çözülmeyen Karabağ sorununun 45 günlük bir savaş sonrası çözülmesi ve Azerbaycan ile İran’ın aralarında uzlaşılmaz sanılan sorunun çözüm yoluna girmesi, bunlarla birlikte anlam ifade ediyordu.
Londra ve New York bankerlerinin sözcülerinden Robin Brooks’un attığı “x”’ler ise Atlantik açısından sorunun çok derin olduğunu anlatıyordu. Bir iletide Çin’in Rusya’ya ihracatının artmasının, Çin’in tarafını seçtiği anlamına geldiğini; Suudi Arabistan’ın Çin’den ithalatının artmasının da Suud’ların yeni bir ittifaka doğru yöneldiğinin bir göstergesi olduğunu anlatıyordu. Neredeyse tüm Avrupa ülkelerinin Rusya’ya yaptırım uygulama kararı sonrasında, küçük bir ülke olan Kırgızistan kullanılarak milyarlarca dolarlık ihracatı Rusya’ya gerçekleştirmesinin Atlantik ittifakının kendi içinde büyük çatlak olduğunun göstergesi olduğunu anlatıyordu.
Dünya yeniden şekilleniyor. Biz yeniden şekillenen bu dünyada yerimizi alacağız. Bu yer alma biraz gecikmeli olabilir. Ama imkânsız sanılan ilişkilerin kuruluyor olması, bu yönelimin bir yerden sonra akarak gerçekleşeceğini bize söylemektedir.