Dünyada kaslar geriliyor
Gelişmeler o kadar hızlı oluyor ki biri bitmeden diğeri başlıyor. Son iki aylık gelişmeleri özetleyelim.
Ekonomik savaşı öne çıkarmayı planlayan Donald Trump 5 Kasım seçimlerini kazandı. Buna karşın dünyayı savaşla dizginleyeceğini düşünen ABD derin devleti bu kez Trump’ın iktidarı ele alacağı 20 Ocak 2025 tarihine kadar atak yapmaya başladı.
İlk olarak Ukrayna’ya Rusya’nın iç bölgelerini vurabileceği füzeleri kullanma iznini verdi. Ukrayna aldığı bu izinle Rusya’ya füze fırlattı. Rusya savunma sistemi bu füzeleri havada infilak ettirdi.
Herkes Rusya’nın nükleer silah kullanma durumuna geçeceğini düşünürken, Rusya Oreşnik diye adlandırılan hipersonik, yani sesten birkaç kez daha hızlı füzesini fırlattı. Füze dakikalar içinde, daha Ukrayna (batı) savunma sistemleri fark etmeden hedefini vurdu.
Bu silahın Atlantik sisteminin henüz ulaşamadığı bir teknolojiye sahip olduğu bilgisi yayıldı. Hatta söylenenlere göre bu roket nükleer olmayan, ama o güce denk gelen bir tahrip gücüne sahip idi.
ATLANTİK UKRAYNA’DA VURULDU SURİYE’DE HAREKETE GEÇTİ
Atlantik bu tehdidi gördü ve Ukrayna cephesine sessizlik hâkim oldu. Atlantik bu kez Suriye’deki savaşı başka bir boyuta evirdi. Uzun zamandan bu yana hareketsiz beklettiği “İslamcı” terörist grupları İdlib üzerinden harekete geçirdi. HTŞ ve diğer terör grupları Halep’i büyük bir direniş olmadan ele geçirdi.
Hama’ ya doğru, Şam hedefli harekete geçti. Ancak bu gruplarla ilgili, geniş bir coğrafik üstünlük yakalayacak savaşçı ve sosyolojik tabana sahip olmadıkları söyleniyor. Sonuçta bu terörist grup ABD için geçici taktik bir güç durumunda. Zaten ABD PKK için “kara gücüm” vurgusunu bilinçsiz yapmıyor.
Bu atağa karşılık olarak Suriye devleti, esas hedef Şam’ı korumak amaçlı geçici olarak Halep’i boşalttı.
Geri çekilme İsrail ve ABD yanlısı Türk basını tarafından “Esad bozguna uğradı” şeklinde anlatıldı.
Bu iki gelişme Kasım ortalarından itibaren neredeyse şimşek hızıyla yaşandı, yaşanıyor.
Bakış açımızı biraz daha genişleterek daha yukarıdan ve daha geniş şekilde olaylara bakalım.
Öncelikle yaşadığımız olayları Atlantik ve Küresel Güney (Bundan böyle yeni dünyayı temsil eden güçlerin yeni adı olarak anılacak) arasında keskinleşen çelişkilerin gelişmeleri olarak anlamamız gerektiğini görmeliyiz.
SON BRICS TOPLANTISINDA KURULAN ÇEMBER
Yazının başlığı gibi her iki tarafta da kaslar gerilmeye başladı. Tüm dünya yavaş yavaş saflara giriyor. BRICS Rusya’da yapılan son toplantısında üye olma taleplerini “şimdilik” kaydı ile geri çevirse de başvuru yapan ülkelerin bir kısmını ortak üye (partner membership) olarak tanımlayarak asil üyelerin etrafına bir çember oluşturdu. Bu üyeler şunlar; (İngilizce alfabetik sırayla) Cezayir, Belarus, Bolivya, Küba, Endonezya, Kazakistan, Malezya, Nijerya, Tayland, Türkiye, Uganda, Özbekistan, Vietnam.
Bu ülkelere dikkat edersek Küresel Güney’in çok ciddi ekonomi ve nüfusa sahip ülkeleri. Küresel Güney tarafı toparlanma ve saflara girme aşamasında.
ALMANYA, ROMANYA, FRANSA GÜNEY KORE’DE SARSINTILAR…
Atlantik tarafına bakalım. O tarafta da saflar sıklaştırılmaya ve kaslar gerilmeye başladı. Ancak bu tarafta kasların gerilmesi büyük aksamalara ve dağılmaya başlama emareleri taşıyor. Önümüzdeki örnekleri sıralayalım;
1- Almanya’da Atlantik yanlısı hükümet düştü. 2025 Şubat ayında yeni seçim var. Seçimin en güçlü adaylarından AfD, kazanırlarsa Almanya’nın Avrupa Birliği’nden ayrılacağını açıkladı.
2- Avrupa Birliği’nin ikinci büyük ekonomisi Fransa’da hükümet, çarşamba akşamı güven oyu alamayarak düştü. Bu hükümet de Almanya’daki gibi Atlantikçi hükümet. Bu güvensizlik oyu ilk aşamada Macron’u düşürmese de erken seçimleri çok hızlı şekilde gündeme getireceği söyleniyor.
3- Atlantik’in Karadeniz’deki üssü olarak hizmet veren Romanya’da yapılan seçimlerde, anketlerde esamesi bile okunmayan Avrasyacı parti seçimlerden ikinci çıktı. Cumhurbaşkanı seçimi için yeterli oy toplayamayan Atlantikçi başkan, 8 Aralık’ta seçimlerin ikinci turunda şans arayacak.
4- Güney Kore’de salı akşamı “devletin içine sızan Kuzey Kore yanlılarını temizleme hedefli” sıkıyönetim ilan eden Cumhurbaşkanının karşısına çıkan meclis, yaptığı oylama ile sıkıyönetimi geçersiz kıldı.
Bu dört örneğe daha birçok ek yapılabilir. Özellikle Atlantik tarafının ekonomik olarak borç batağının içinde olması, elini kolunu bağlayan başka bir etken.
KÜRESEL GÜNEY İSE GÜÇ TOPLUYOR
Bu gelişmelerin tümüne baktığımızda; Küresel Güney güç topluyor. Aradaki önemli güçleri kendi etrafında topluyor ve özellikle BRICS’te kurumsallaşma girişimlerine paralel bir güç saflaşması ortaya çıkıyor.
Küresel Güney kasları sıkı kasıyor, toplanıyor, güçleniyor. Atlantik tarafı ise kaslarını sıktıkça çatlaklar oluşuyor. Dışarıya doğru kan kaybediyor.
Küresel Güney, Atlantik’ten kopan güçlere karşı duyarsız değil, her türlü sorunlarına karşın cephesine kabul edip en azından tarafsız hale getiriyor.
Atlantik tarafının buna tahammülü yok. Trump’ın, ‘dolara alternatifi destekleyen herkesi yok ederim’ paralelinde attığı X mesajı bunun en güzel örneği.
Taktik geri çekilişler esas gelişmeyi zaman zaman karartabiliyor. Düşman bunu yenilgi olarak kullanmaya çalışıyor.
Ama esas gelişme KÜRESEL GÜNEY lehine. Atlantik her geçen gün batıyor. Küresel Güney dünyanın geleceğini temsil ediyor.