Dünyada tarım arazisi ve işletme dağılımı
FAO tarafından 2019 yılında yayınlanan rapora göre dünyada 608 milyondan fazla tarım işletmesi olduğu tahmin edilmektedir (1, s.4). Bu tarım işletmelerinin yüzde 34'ü Çin'de, yüzde 24'ü Hindistan'da yer almaktadır. Sahraaltı Afrika ülkelerinn payı yüzde 12'dir. Doğu Asya ve Pasifik ülkelerindeki tarım işletmeleri ise toplamın yüzde 9'udur. Güney Asya yüzde 6, Avrupa ve Orta Asya ülkeleri de yüzde 6 paya sahiptir. Latin Amerika ve Karayip ülkelerinin payı yüzde 4, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerininki ise yüzde 3'tür. Yüksek gelirli ülkelerdeki tarımsal işletme sayısı toplamın sadece yüzde ikisini oluşturmaktadır. (age,s.5)
İŞLETME ARAZİSİ
“Dünya ölçeğinde arazisi 1 hektardan az olan işletmeler toplam işletme sayısının yüzde 70'ini oluşturmakta ve bunlar tüm tarımsal arazinin yüzde 7'sini işletmektedir. Arazisi 1 ila 2 hektar arasında olan azcık daha büyük işletmeler toplamın yüzde 14'ünü oluşturmakta ve bunlar arazinin yüzde 4'ünü denetlemektedir. İkisi birlikte ele alındığında 2 hektardan küçük işletmeler toplamın yüzde 84'ünü oluşturmakta, ancak tüm tarımsal arazinin yüzde 12'sini işletmektedir. 2 ila 5 hektar aralığındaki işletmeler tüm işletmelerin yüzde 10'unu oluştururken arazinin yüzde 6'sını kontrol etmektedirler. 50 hektardan büyük araziye sahip işletmeler toplamın sadece yüzde 1'ini oluşturduğu halde dünya tarım arazisinin yüzde 70'inden fazlasını işletmektedirler (age,s.6).”
Konuyu daha somut ortaya koymak için değinilen veriler çizelge 1'de gösterilmiştir.
Toplam işletme sayısının sadece yüzde birini oluşturan 500 dekardan fazla araziye sahip işletmeler, dünyanın toplam tarım alanının yüzde 70'ini kontrol etmektedir. 50 dekardan az araziye sahip işletmelerin oranı yüzde 94 olup işledikleri arazi toplamın yüzde 18'idir. Dünyadaki tarım alanlarının büyük bir kısmı sınırlı sayıda insan veya kuruluşun elinde toplanmış bulunmaktadır. Tarımla uğraşan büyük çoğunluk yeterli topraktan mahrumdur. Temel besinlerini yetiştireceği topraktan yoksun kalan insanlar açlık çekmekte veya yetersiz beslenmektedir.
ÜLKELERİN GELİR DÜZEYİNE GÖRE DAĞILIM
Aşağıdaki çizelgede gelir gruplarına göre sınıflandırılmış olan ülkelerde, işletme büyüklük gruplarına göre işletmelerin ve tarımsal arazilerin oransal dağılımı görülmektedir. Düşük gelirli ülkeler arasında Afganistan, Bangladeş, Etiyopya, Kenya, Uganda, Somali, Kırgızistan, Tacikistan yer almaktadır. 5 hektardan küçük işletmeler, toplam işletme sayısının yüzde 95'ini oluşturmakta ve tarımsal arazinin yüzde 70'ini işlemektedirler. Büyük işletmelerin sayısı ve işlediği arazi azdır. Düşük-orta gelirli ülkeler arasında Hindistan, Nijerya, Endonezya, Pakistan, Mısır, Malezya, Sudan, Türkmenistan gibi ülkeler yer almaktadır. Bunlarda da 5 hektardan küçük işletmeler yüzde 96 gibi bir çoğunluğu oluşturmakta ve tarımsal arazinin yüzde 61 gibi bir oranını işlemektedirler. Şaşırtıcı bir sonuç, gelir düzeyi düşük ülkelerde çiftçilerin çoğunluğu tarımsal arazinin üçte ikisine yakın kısmını kontrol edebilmektedir. Aile işletmeleri ve küçük işletmeler tarımsal yapıya egemendir.
Cezayir, Azerbaycan, Arjantin, Brezilya, Şili, Çin, Kazakistan, Rusya Federasyonu, Tunus, Türkiye, Küba, Uruguay, Venezuela gibi ülkeler üst-orta gelir grubunda yer almaktadır. 5 hektardan küçük işletmeler burada da yüzde 95 gibi bir orana ulaşsa da işledikleri arazi yüzde 15'e düşmektedir. Yüksek gelirli ülkeler grubunda yer alan ABD, Kanada, Avustralya, İspanya, Almanya, Japonya, İngiltere gibi ülkelerde 5 hektardan küçük işletmeler sayıca toplamın yüzde 60'ını oluştursa da bunların işlediği arazi toplam tarımsal arazinin sadece yüzde biridir.
Kısacası üst ve orta gelirli ülkelerde ve yüksek gelirli ülkelerde küçük aile işletmeleri ortadan kalkmıştır. Tarımsal yapıya büyük işletmeler ve şirketler egemen olmuştur.
1000 hektardan fazla arazi işleyen büyük işletmeler yüksek gelirli ülkelerdeki tarımsal arazilerin yarısından fazlasına hakimdir. Buralarda tarım arazileri şirketlerin egemenliğindedir.
SONUÇ
Yüksek gelirli ülkelerin tarımsal yapısı güvenli değildir. Tüketilen ürünler uzun mesafeler aşarak sofralara gelmektedir. Bu enerji israfına yol açmakta ve pahalıya mal olmaktadır. Savaş veya doğal yıkım anlarında gıda ikmalinin nasıl sağlanacağı belli değildir. Kriz anında büyük kentlere yığılmış devasa insan kitlelerinin nasıl besleneceğini planlamış bir ülke veya yönetim var mıdır?
Bu durum gıda güvenliği başta olmak üzere çok ciddi bir sorunlar yaratabilecek niteliktedir. Küçümsenen düşük gelirli ülkelerde yaşam daha adil gözükmekte ve gıda güvenliği daha emin ellerdedir. Küçük aile işletmeleri kendi bahçesinde yetiştirdiği ürünlerle kendini ve yakın komşularını doyurabilir.
Besin ikmal sistemi aksadığında gelişmiş ülkenin uygar (!) insanları ise marketleri yağmalamaya kalkışır.
(1) Lowder, S.K., Sânchez, M.V. ve Bertini, R. 2019 . Fa rms, family farms, farmland distribution and farm labour: What do we know today ? FAO Agricultural Development Economics Working Paper 19-08. Rome, FAO.