29 Eylül 2024 Pazar
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Dünyanın dört bir tarafı ve M.E. Bozkurt -(TAMAMI)

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

CNN Türk’te Altan Öymen, Kadri Gürsel, Nazlı Ilıcak ve Nagehan Alçı’nın katıldığı, “Dört Bir Taraf” adlı şenlikli bir dalaşı programı var. Dalaşı diyorum, çünkü Altan Öymen ile Kadri Gürsel tartışmak istiyorlar ama iki bayan işi ağız dalaşına vuruyorlar. Bazen bu programa bakıp müstefit oluyorum ve Altan Öymen ile Kadri Gürsel’in sabırlarına hayran kalıyorum.

31 Ocak gecesiydi galiba, “Başbakan’ın CHP’nin tek parti dönemini faşistlik”le suçlaması konuşuluyordu. 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi üzerinden.

Altan Öymen, Başbakanın eline alıp gösterdiği Cumhuriyet Gazetesi’nin ilk sayfasındaki görüntüleri anlattı: Soldaki üç sütuna manşet: “Türk-Alman Paktı Dünya Müvacehesinde.” Demek ki Türkiye ile Almanya arasında imzalanan saldırmazlık paktına gönderme yapılmış. Sağda üç sütuna manşet: Paktın takviye ettiği dostluk: Milli Şefimizle Führer arasındaki tebrikler. Demek ki İnönü ile Hitler saldırmazlık paktının imzalanmasından dolayı birbirlerini tebrik ediyorlar.

Başbakan R. T. Erdoğan, gazeteyi göstererek İnönü ve CHP’nin faşist olduğunu ilan etmekte. Erdoğan, nasıl bir Başbakan ki, Türkiye’nin Sovyetler Birliği, İngiltere ve Balkan devletleriyle bu türden anlaşmaları var ve hepsi geçerli o sırada. AKP’nin çenesi kuvvetli Başbakanı bilmiyor bunları.

Altan Öymen’in verdiği tarih dersi, bayanları tatmin etmiyor. Nagehan Alçı itiraz sesleri çıkartarak mızırdanıyor. Nazlı Ilıcak, tatminkâr olmuş gibi ama bir itirazı var. İtiraz etmezse olmaz: CHP’nin ne rezil faşist parti olduğunu kanıtlamak için “Türk’ün en kötüsü, Türk olmayanın en iyisinden iyidir” cümlesini Altan Öymen’in suratına şamar gibi indiriyor (!) ve CHP’yi geçmişiyle yüzleşmeye ve de öz eleştiriye davet ediyor.

Ve bunun üzerine bize Nazlı Ilıcak’ın desteksiz attığını kanıtlamak düşüyor. Kanıt şu: 11 Mayıs 2010 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan “Mahmut Esat Bozkurt Gerçeği” başlıklı yazım.

Mahmut Esat Bozkurt gerçeği

1892 yılında Kuşadası’nda doğan Prof. Dr. Mahmut Esat Bozkurt, Türkiye Cumhuriyeti’nin hukukî temellerinin atılmasında en büyük payı olan bir devlet adamı ve Türk Devrimi’nin ideolojisi olan Kemalizmin belli başlı kuramcılarından biridir. İsviçre’nin Fribourg Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden “Osmanlı Kapitülasyonları Rejimi Üzerine” adlı doktora tezi ve “Cum Laude” onur derecesi ile hukuk doktoru olmuştur. 1919’da Anadolu’ya dönüp Kuşadası bölgesinde Kuvvayı Milliye’yi kurarak Milli Mücadele’ye katılmıştır.

1922’de Rauf (Orbay) Bey kabinesinde 30 yaşında iktisat vekili olmuş 17 Şubat 1923’te İzmir İktisat Kongresi’ni toplamıştır. 1924 yılında Adliye vekilliğine getirilen Mahmut Esat Bozkurt, 1925 yılında Ankara Hukuk Mektebini de kurmuştur.

17 Şubat 1926 günü TBMM’de oybirliği ile kabul edilen Medeni Kanun’un mimarıdır. Türk Ceza Kanunu, Kabotaj Kanunu, Ticaret Kanunu, Hukuk Mahkemeleri Usulü Kanunu gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuk sisteminin temel yasaları onun bakanlığı döneminde ve 1926 yılında hazırlandı ve yürürlüğe girdi. Bu yanardağ 1943 yılında toprağa verildi.

Kaynaksız belgeler

İstanbul Barosu Mahmut Esat Bozkurt adına bir hukuk ödülü kurmuş. Mahmut Esat Bozkurt adına ödül kurmayıp Nemrut Mustafa adına mı kuracaktı? Ama, vay sen misin böyle bir ödül kuran ve bu ödülü 2010 yılında HSYK Başkanvekili Kadir Özbek’e veren?!

Meğer Mahmut Esat Bozkurt faşist ve nazi ırkçısı imiş! “Öz Türk olmayanların Türk vatanında bir hakkı vardır; o da Türklere hizmetçi olmaktır, köle olmaktır!” diyesiymiş. Dolayısıyla bu ülkede yaşayan milyonlarca Pomak, Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak, Ermeni, Arnavut, Arap ve Roman’a hakaret etmekteymiş. İnternette bu ve bunun gibi cümleler var. Ama çoğunun kaynağı yok. Verilen kaynakların tamamına yakını da ya uydurma ya da yanlış.

Örneğin, “Ariler medeniyet kurucularıdır. İdealistlik, o kuvvettir ki, Arilerin üstünlüğünü gösterir. Yahudi, Ariliğin en bariz zıddır. Yahudi, göçebe değil sığıntıdır. Irkın muhafazası mevcudiyetinin gayesidir. Köylülük ırkın ambarı, mahvazasıdır” diyesiymiş. Bu cümle onun Nazi hayranı olduğunun en kesin belgesi imiş!

İslamcılar ve Kürtçüler

Ama kaynak yok. Kaynağı ben vereceğim : Mahmut Esat Bozkurt’un “Atatürk İhtilali, I-II” (Kaynak Yayınları, S.50). M.E. Bozkurt’un yazdığı bu cümle Hitler’e ait olup bir eleştirel aktarmadır ve onunla hiçbir ilişkisi yoktur. Mahmut Esat Bozkurt, Max Beer’in “Sosyalizm ve Sosyal Mücadelelerin Umumi Tarihi”ni Zühtü Uray’a çevirtip bir önsöz yazmış ve 1941 yılında Maarif Vekaleti’ne yayınlatmıştır. Şimdilik bu kadar !

Ancak, “Türk’ün en kötüsü, Türk olmayanın en iyisinden iyidir. Geçmişte Osmanlı İmparatorluğu’nun bahtsızlığı, çoğunlukla, kaderini Türklerden başkasının idare etmiş olmasıdır” (S.134) da demiş. Haksız mı? Siz ne düşünüyorsunuz.

İslamcılar ve Kürtçüler, “Türk’ün en kötüsü, Türk olmayanın en iyisinden iyidir”i alıp gerisini atıyorlar. Amaç: Cumhuriyet’in dünya çapında hukukçusunu ırkçı ilan etmek!

Bir ulusalcı

M. E. Bozkurt’un, bir “millici” yani “ulusalcı” olduğu kesin. Tek parti döneminde, yeni basımı Kaynak Yayınevi tarafından yapılan “Sosyalizm ve Sosyal Mücadelelerin Umumi Tarihi” Türkçeye çevirtmiş bir toplumcu. Osmanlı’dan gelen, devlet ve toplumsal yapılara despotça egemen olan “Din Vesayeti”ni ancak laikliğin engelleyeceğini biliyor. Bu yüzden “Din Vesayeti”ni ihya ve restore etmek isteyen İslâmcıların bir numaralı hedefi olmuş.

NOTA BENE: Irkçı ve ırkçılık kavram sözcükleri 1930’dan önce yoktu.