04 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul 11°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Durumsal farkındalık ne alemde?

Ahmet Yavuz

Ahmet Yavuz

Eski Yazar

A+ A-

Soğuk Savaş sonrası Ukrayna yönetimleri, halkının bütününe dayalı ve bölgesel gerçekleri dikkate alan bir politikayı hayata geçiremedi. Ya Batı’ya ya Rusya’ya yaslanan yönelimler içine girdiler. Timişenko gibi Yanukoviç de kişisel çıkarlarını ön plana çıkararak kötü yönetim örnekleri oluşturdular. Sonuçta olan Ukrayna’ya oldu. Ülke bütünlüğü yara aldı.

Kırım’ın stratejik önemi

Rusya açısından Ukrayna’yı stratejik kılan başka hususlar mutlaka vardır; ancak en önemlisi Karadeniz’in kontrolü ve donanmanın üssü olması bakımından Kırım’dır.

Jeopolitik vizyondan yoksunluk Ukrayna’nın Kırım’ı kaybetmesine yol açmıştır. ABD ve AB’nin de gücünün sınırlarını tayin edemediği görülmüştür. Kendileri için “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma” hali söz konusudur.

Silahların gölgesinde yapıldığı açık olan bir halk oylamasının meşruiyeti her zaman tartışılacaktır. Ama geriye dönüş gözükmemektedir. Bu halk oylamasının daha başka halk oylamalarını tetiklemesi de muhtemeldir.

Rusya Suriye’de bölge barışına çok önemli bir katkı sağlamıştır. Kırım meselesindeki tutumu, bundan sonra daha da aktif politikalar izleyeceğinin göstergesidir.

Avrasya merkezli ve ABD karşıtı bir bakışla, son gelişmeleri memnuniyet verici bulmak mümkündür. Ancak konu, geride kalan 200 yıllık tarih penceresinden ele alındığında, Rusya’nın Kırım’ı sahiplenmesinin pek de sevindirici olduğu söylenemez. Özellikle Kırım Tatarlarının yaşadıkları hatırlandığında... Ayrıca salt askeri bir bakış açısıyla yaklaşıldığında; Ukrayna’nın aidiyetindeki Kırım’ın ve Sivastopol’deki donanmanın parçalı olmasının, Türkiye açısından daha tercih edilir olduğu daha net olarak anlaşılır.

Ülke yönetmek basiret işidir. Özellikle dış politika maceraya kapalıdır.

Bizdeki yanlış hesaplar

Ukrayna yöneticilerinin yaptığı hesap hatalarının benzerlerini bizimkiler Suriye’de yapmıştır. ABD’nin aklı ile hareket etmek kadar ideolojik tercihlerin rolünün varlığından söz edilebilir.

Yeni Osmanlıcılık hayalleri, son yıllarda Türkiye’nin en güvenli bölgesini en güvensiz ve istikrarsız alanı haline getirmiştir.

Sınırımızın güneyindeki gelişmeler kaygı vericidir.

Esad rejimi ile anlaşmalı olarak bu bölgede zaman ve mekânca sınırlı bir askeri harekâta hazır olunmalıdır.

Benzer yanlışlar Mısır ve İsrail ile ilişkilerde de kendini göstermiştir. Bütün bunların sonucu olarak Akdeniz’deki Münhasır Ekonomik Bölge hesapları GKRY lehine gelişmiştir. Ulusal çıkarlarımız tehlikeye atılmıştır.

Ortada bir durumsal farkındalık sorunu vardır. Afrika ülkelerine güç gösterisine gönderilen harp gemilerinin durumu da buna işaret etmektedir.

Kıbrıs’ta çözüm arayışlarının bu döneme denk gelmesi tesadüf değildir.

Egemen güçler, içeride zayıflayan her yönetimin önüne böyle faturalar koymasını iyi bilirler.

Kırım-Kıbrıs paralelliği bu çerçevede kurulabilir mi? Zaman gösterecek.