23 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ecevit’i anlayabilmek

Şahin Mengü

Şahin Mengü

Eski Yazar

A+ A-

1960’lı yılların ortalarında da aynen bugün olduğu gibi, CHP’nin değişmesi istenirdi. Bugün değişilirse, AKP’den ve sağdan oy alınacağı söyleniyor. O günlerde de AP’den ve küskünlerden oy alınacağı söyleniyordu.
Hani birileri hep Ecevit, Ecevit diyor ya Ecevit’i iyi tanımaları ve bugün içine düştükleri yanlışı bir de onun ağzından anlatalım dedik, hani biz anlattık anlamadınız, belki ondan dinlerseniz anlarsınız.
Tarih 29 Nisan 1967 Ecevit Karadeniz Ereğlisi’nde konuşuyor.
“CHP, hem Adalet Partisi’ne oy verenlerden hem de Cumhuriyet Halk Partisi’ne veya demokrasiye küsenlerden oy almaya çalışsın diye düşünenler olabilir. Fakat bu düşünceye uygun, tutarlı ve başarılı politika izlenemez. Çünkü AP’ye giden oylardan çelmek için izlenecek tutum ile küsen oyları kazanmak için izlenecek tutum, bir birinden yüz seksen derece ayrıdır. Birincisi için izlenecek tutum, tavizci olacaktır. Atatürkçülükten taviz verilecektir. Devrimcilikten, laiklikten taviz verecektir. 27 Mayıs’ı kötüleyecektir. Halkı kurtarmaya değil, halkı aldatmaya çalışacaktır. Birincisi için (Yani AP’den oy çelmek) izlenecek tutum, CHP’yi CHP olmaktan çıkartır. Ama ikincisi için, küsen oylardan bir kısmını alabilmek için izlenecek tutum, açık sözlülüğe, dürüstlüğe dayanan bir tutum olacaktır. Devrimci, reformcu olacaktır. 27 Mayısçı olacaktır. Halkçı olacaktır, laik olacaktır. Kısacası biri ortanın iyiden iyiye sağında, öbürü de ortanın solunda olacaktır. CHP’nin geleneğine, tarihi ödevine, program ve kimliğine uygun tutum, şüphesiz ikincisidir.” (Kemal Anadol, Filmi Geriye Sarınca, Sayfa 134. Doğan Kitap)
Ecevit ikinci yolu seçti. Tutarlı ve dik duruşundan sonra 73 ve 77 seçimlerinde CHP Türkiye’de birinci parti olmuştu. 73’te AKP’nin 2002’de de, 1977’de de 2007’de aldığı oyun aynısını aldı. O zamanki seçim sistemi, bugünkünden farklı olarak temsilde adaleti ön plana çıkarttığı için CHP tek başına iktidar olamamıştı. Ama iki seçim üst üste birinci parti olmuştu.
1974’de de bugün Rumlara peşkeş çekilen, Kılıçdaroğlu’nun ağzına almadığı Kıbrıs’a barış harekatı gerçekleştirerek, hem Kıbrıs’a ve hem de Yunanistan’a demokrasi getirilmişti.

TAVİZSİZ, DÜRÜST LİDERLİK
Bu konuşmayı CHP’nin şimdiki yöneticilerine, laiklikten taviz verilerek, ikinci Cumhuriyetçilere, yobazlara, parti içindeki Truva atlarına inanılarak bir yere gelinmeyeceğini anlamaları için yazdım.
Atatürkçülükten, laiklikten, halkçılıktan, devrimcilikten, reformculuktan taviz vermeyeceksin, açık sözlü ve dürüst olacaksın.
Atatürk’ün resmini indireni ödüllendirmeyeceksin.
Sana alkış tutanın, “Bravo capitano” diyenin kim olduğuna bakacaksın, dönekse, numaralı Cumhuriyetçiyse, CHP’nin içindeki bölücülerin Truva atları ise, bunlara inanmayacaksın.
Bunlar Türkiye’yi başka noktalara çekmek isterler ve karşılarında daima Cumhuriyet Halk Partisi’ni görürler. Cumhuriyet Halk Partisi onlar için hedeftir. Türkiye’yi değiştirmenin ilk aşaması Cumhuriyet Halk Partisi’ni değiştirmektir. Türkiye’yi çığırından çıkarmanın yolu da Cumhuriyet Halk Partisi’ni engel olmaktan çıkartmaktır. O nedenle Cumhuriyet Halk Partisi’ni savunmak aslında Türkiye’yi savunmaktır.