Edebi eserlerde fikir hırsızlığı
Kendi bilgimizi ve fikrimizi yazarken kaynağımız araştırmamızın verileri iken, aynı bilgi ve fikirlere ulaşmış başkalarının yazılarını naklederken, onların bize ait olmadığını çeşitli noktalama işaretleriyle belli etmek; hemen ardından eser sahibinin soyadı ve yayın yılını, gerekiyorsa sayfa numarasını iki parantez arasına yerleştirmek gerekiyor. Bunun aksi intihal yani fikir hırsızlığı oluyor. Bunu emeğe saygı için yapmak gerekiyor. Yıllar önce Kadın göçmenlerin sorunlarının tartışıldığı Cenevre’de yapılan devletlerarası “Göç Sorunları” konferansına giden Norveç delegeleri arasına, Bergen Yabancı Kadınlar Derneğini temsilen katıldım. Leman Gölünden sonra şehri gezerken karşıma “Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü” (World Intellectual Property Organization) çıktı. Demek fikir ve sanat ürünü de birer mülkiyetti ve sahipliydi. Okuyucuya doğru bilgi verme, güvenilir olma, çalmama, kullanılan eserlerin sahiplerine hakkını teslim etme sorumluluğu olan bir yazar, hem kendi eser mülkiyetini telif hakkı yoluyla korumalı, hem de başkalarının telif hakkına saygı göstermeliydi.
METİN İÇİ ATIF
Türkiye’de basılan eserlerde bazı yayınevlerinin, ticari kaygılarla okumayı ağırlaştıracağını sandıkları için metin içi atıf, dip not ve kaynakça gibi bir eserin olmazsa olmaz kısımlarını budadıkları bilinir. Ya da bazı yayın yönetmenlerinin kiminin yazara güvendiği, kiminin bilmediği, kiminin de önemsemediği için atıfta bulunulmayan alıntılar, yanlış atıflar, yanlış künyeler, izinsiz ve telif hakkı ödenmeksizin “kes-yapıştır” yöntemiyle metinleri kısaltma tahrif ederek kitaplara kısmen veya tümüyle bastıkları olur. Kimi, fikir hırsızı olurken bir başka yazarı da mağdur eder.
FİKİR VE SANAT ESERLERİ KANUNU
Bu konu 5846 sayılı Fikir ve Sınai Eserler Kanunu’nun konusudur. FSEK’in 71. Maddesi “...koruma altına alınan fikir ve sanat eserleriyle ilgili manevi, mali veya bağlantılı hakları ihlal ederek: 1. Bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı hak sahibi kişilerin yazılı izni olmaksızın işleyen, temsil eden, çoğaltan, değiştiren, dağıtan, her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma ileten, yayımlayan ya da hukuka aykırı olarak işlenen veya çoğaltılan eserleri satışa arz eden, satan, kiralamak veya ödünç vermek suretiyle ya da sair şekilde yayan, ticarî amaçla satın alan, ithal veya ihraç eden, kişisel kullanım amacı dışında elinde bulunduran ya da depolayan kişi hakkında bir yıldan beş yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur” der. Madde 71.2 derki: “ Başkasına ait esere, kendi eseri olarak ad koyan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır. Bu fiilin dağıtmak veya yayımlamak suretiyle işlenmesi hâlinde, hapis cezasının üst sınırı beş yıl olup, adlî para cezasına hükmolunamaz.” Madde 7.3. “Bir eserden kaynak göstermeksizin iktibasta bulunan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır” der. Madde 7.4. der ki “Hak sahibi kişilerin izni olmaksızın, alenileşmemiş bir eserin muhtevası hakkında kamuya açıklamada bulunan kişinin”, altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmeder. Madde 7.5. “Bir eserle ilgili olarak yetersiz, yanlış veya aldatıcı mahiyette kaynak gösteren kişi altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır” der. Madde 7.6. der ki “Bir eseri, icrayı, fonogramı veya yapımı, tanınmış bir başkasının adını kullanarak çoğaltan, dağıtan, yayan veya yayımlayan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır. Bu Kanunun ek 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında bahsi geçen fiilleri yetkisiz olarak işleyenler ile bu Kanunda tanınmış hakları ihlâl etmeye devam eden bilgi içerik sağlayıcılar hakkında, fiilleri daha ağır cezayı gerektiren bir suç oluşturmadığı takdirde, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” Şu anda Türk asıllı İskandinav ve Cermenler (1.5.2016, dagarcikturkiye.com) adlı makalem izinsiz kullanıldığı için açtığım dava karar aşamasına geldi.
Okurlarımın Kadınlar Gününü kutluyor, emekleri önünde saygıyla eğiliyorum.