08 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Eğitim ve yeni müfredat

Berna Bridge

Berna Bridge

Gazete Yazarı

A+ A-

Birkaç yıl önce Finlandiya’nın Laponya Bölgesindeydim. Kar, Aurora Boralis denilen, kışın kuzey gece ışıkları olan enerjiyi görmek, ren geyiği kızağı ve köpek kızağı gibi turist aktiviteleri için gitmiş olsam da, bir eğitimci olarak eğitimi, eğitimdeki başarısı ile ünlü Finlandiya’da bir okul ziyareti en önemli amaçlarım içindeydi. 

Önceden iletişim kurup ziyaret ettiğim Lyseonpuisto Lisesi, Rovaniemi'deki en eski okul ve Laponya'nın en kuzeyinde. Tüm zorunlu dersler için çeşitli seçenekleri inceledim. Genel bilgileri de aldım. Anladığım kadarıyla eğitimdeki bu başarılarının nedeni birkaç öğeye bağlı. Birincisi nüfusu az, varsıl bir ülke. Koca Finlandiya yaklaşık bir tane İzmir kadar. Nüfus artışı da düşük. En önemli neden bu olsa gerek.

ÖĞRETMENE DEĞER VEREN TOPLUM, FİNLANDİYA

İkincisi toplum olarak eğitime, çocuklarına ve öğretmene değer veriyorlar. Öğretmen olmak gurur verici bir şey. Öğretmenler saygı görüyor. Üçüncüsü de baskıcı olmayan, özgür eğitim. Günde okulda 5-6 saat geçiren öğrenciler arasında baskı yok. Ödev az. Oyun, keyif çok. Bu tutum öğrenci öğrenmeye motive edip başarılarını artırıyor. Ama en önemlisi sınıf mevcutları az, öğretmenler işlerini ciddiyetle ve sevgiyle yapmakta, yani bir iş ahlakı var.

Gittiğim okulun bir Unesco Okulu olarak misyonlarının uluslararası anlayışı ve teknik bilgiyi arttırmak ve uluslararası etkileşimi vurgulamak, bununla birlikte, değer tabanları kendi kültürleri - Laponya ve Fince olduğunu öğrendim. 

Okul çok çeşitli diller sunmakta. İngilizce, İsveççe, Fransızca ve Rusça. Lise, üç tam zamanlı denetçi ve grup denetleyicisi tarafından verilen eğitim rehberliğine yatırım yapmış. Öğrenciler ayrıca akran öğretmenleri (daha büyük öğrenciler) tarafından desteklenirmiş. 
İlk akademik yılın ilk döneminde öğrenciler, lise, ders seçimi ve eğitim teknolojisini tanımalarını amaçlayan Öğrenme Öğrenim kursuna katılırmış. 

Öğrenciler, eğer gruplarında yer varsa, diğer şehir liselerinden ders seçebilirlermiş. Bu şekilde, okulun vermediği bir dersi başka bir lisede öğrenme imkanı oluşmuş. Laponya Üniversitesi'nde, öğrenciler temel çalışmalara katılma ve daha sonra Laponya Üniversitesi'nde okuma hakkına sahipmişler. 

Ulusal derslerin yanı sıra, okul ek çalışmaları desteklemek için ileri ve uygulamalı dersler sunmaktaymış. Bu dersler öğrencinin tercihlerine göre uygulanırmış, ancak her akademik yılda mutlaka uygulanmazmış. Lyseonpuisto Park'ta IB hattı, Uluslararası Bakalorya tarafından onaylanan ve bir Uluslararası Bakalorya (IB Diploması) tarafından onaylanan iki yıllık bir müfredatta veriliyormuş. Eğitim dili İngilizce olup, öğretim video-konferans ekipmanı yoluyla kısmen Oulu Lyseo lisesinden veriliyormuş.

ÜLKEMİZDE NE OLUYOR?

Finlandiya’nın en ücra köşesinde bile böyle bir eğitim sistemi varken ülkemizde neler oluyor? Din eğitimi, Hz Muhammed’in yaşamı, Kuran vb öne çıkarken integral matematik dersinden kaldırılıyor. Mavi Vatan’ın müfredata girmesi çok iyi ancak daha çok Atatürk ve devrimleri olmalı, daha çok yurttaşlık bilgisi olmalı, CEDES uygulamaları incelenip, çok yanlışları olan bu uygulama düzeltilmeli gibi birçok dikenli alan var.

Din, inanç huzurlu bir yaşam için gerekli ama dini bu yoğunlukta öğretmenin yeri okul değil, aileler ve camiler. İsteyen aile çocuğunu din eğitimi için camiye yollayabiliyor, çocuğuna inanç ve dini öğretebiliyor, bu ailede zaten oluyor, Kuran kurslarında da bu eğitim isteyene veriliyor.

Okul ise müspet bilimlerin öğretildiği, çağı yakalayan bilgilerin olduğu bir yer, aile çocuğuna integrali ve benzer konuları evde öğretemiyor. Yeni müfredatın tartışıldığı bu günlerde Milli Eğitim Bakanlığı’nın yanlış yapmadan dünyadaki iyi uygulamaları inceleyip örnek alması çocuklarımızın öğrenmesi, çağı yakalaması için gerekli motivasyonu ve başarıyı getirecektir.