Türkiye ekonomisi 2016'nın III. çeyreğinde yüzde 1.8 oranında daraldı. Küresel finansal krizin ülkemizi “teğet” geçtiği ve ekonominin yüzde 4.7 oranında küçüldüğü 2009'dan bu yana ilk kez yıllık bazda ekonomik büyüme negatif gerçekleşti.
Ekonomi açık vermesine karşın hafta içerisinde açıklanan ödemeler dengesi verilerinde ve uluslararası yatırım pozisyonu gerçekleşmelerinde dış açığın büyüdüğü görüldü.
GÖLGELİ HESAPLAR
Merkez Bankası verilerine göre, Türkiye ekonomisi Ekim ayında 1 milyar 675 milyon dolarlık cari açık verdi. Açığın finansmanı için dışarıdan 3 milyar 251 milyon dolar geldi. Buna ilaveten 1 milyar 347 milyon dolar da kaynağı belirsiz para girişi yaşandı. Böylece açık düşüldükten sonra kalan 2.9 milyar dolar Merkez Bankası'nın rezervlerine eklendi.
Türkiye'nin 2015'in Ocak-Ekim döneminde 24.9 milyar dolar olan cari açığı ise 2016'nın aynı döneminde 26.4 milyar dolara ulaştı. Açığın finansmanı için ilk 10 ayda dışarıdan 28.4 milyar dolarlık kaynak geldi. 6.5 milyar dolar da kaynağı belirsiz para girişi yaşandı. Böylece rezervlere ilk 10 ayda 8.5 milyar dolar eklendi.
2015'in ilk 10 ayında ise tersi bir durum söz konusuydu. 24.9 milyar dolarlık cari açığı finanse etmek için gelen dış kaynağın 8.7 milyar dolarda kalması sonucu 16.2 milyar dolarlık açık 11.2 milyar dolarlık kaynağı belirsiz para girişiyle finanse edilmiş. Kalan 5 milyar dolar da rezervlerden karşılanmıştı.
9 AYDA YÜZDE 4'E DAYANDI
TÜİK'in yeni milli gelir hesaplamalarına göre 2016'nın ilk 9 ayında dolar bazında milli gelirimiz 627 milyar 744 milyon dolar oldu. Büyüme ise yüzde 2.2 olarak hesaplandı. İlk 9 ayda oluşan cari açık tutarı ise 24 milyar 793 milyon dolar. Buna göre yılın ilk üç çeyreğinde cari açığın milli gelire oranı yüzde 3.95 olarak gerçekleşti. Ekonominin yüzde 1.8 oranında daraldığı yılın üçüncü çeyreğindeki cari açık oranı da yüzde 2.57 olarak hesaplandı. Türkiye ekonomisi daraldığı halde dış açık verir hale geldi.
TÜİK'in yeni seriyle hesapladığı milli gelir verilerine göre Türkiye ekonomisi 2015 yılının III. çeyreğinde yüzde 5.9 büyüdü. Dolar bazlı milli gelirimizde 225.3 milyar dolar oldu. Aynı dönemde ekonomi 2.6 milyar dolar cari açık verdi. Cari açığın milli gelire oranı ise yüzde 1.18 olarak gerçekleşti.
YÜZDE 71 YABANCI ETKİSİ
Uluslararası yatırım pozisyonu verilerine göre, Ekim sonu itibarıyla geçen yıl sonu itibarıyla Türkiye’nin yurtdışı varlıkları, 2015 yıl sonuna göre yüzde 6.1 yükselişle 223.1 milyar dolara, yükümlülükleri ise yüzde 2.8 artışla 606.4 milyar dolara çıktı.
Türkiye ekonomisi Ekim 2016 sonu itibarıyla 383.2 milyar dolar döviz açığı verdi. Geçen yıl Ekim ayı sonu itibarıyla bu tutar 379.6 milyar dolardı. Yeni milli gelir verilerine göre döviz açığımız yüzde 44.6'sı düzeyinde gerçekleşti. Yükümlülüklerin milli gelire oranı da yüzde 71'i aşmış durumda. Bu oran Türkiye ekonomisinin dış dünyaya olan bağımlılığını gözler önüne seriyor.
Diğer yandan 31 Ekim-9 Aralık tarihleri kapsayan dönemde yabancılar; net 444 milyon dolarlık hisse senedi, net 2 milyar 354 milyon dolarlık da devlet iç borçlanma senedi (DİBS) sattı. Söz konusu dönemde kağıtlardan çıkan tutar 2.8 milyar dolara ulaştı. Sıcak paradaki bu çıkışlar 9 aydır daralan imalat sanayi faaliyetleri ve Ekim ayında yüzde 0.18'lik artış gösteren arındırılmamış sanayi üretim verisi dikkate alındığında son çeyrekte de düşük büyüyen ekonominin dış açığını finanse etmekte zorlanacağını gösteriyor. Nitekim ABD seçimleri sonrası hızla yükselen dolar kuru da 3.50 TL seviyelerinde tutunmuş durumda.
Veriler güven vermiyor!
TÜİK'in açıkladığı yeni milli gelir verileri ise tartışma yaratmış durumda. Konuya ilişkin görüştüğümüz iktisatçılar verilerdeki değişimin rahatsızlık ve güvensizlik oluşturduğunu ifade ediyorlar. Eski seri ile yeni seri 2011 yılına kadar aşağı yukarı denk giderlen 2011'den sonra makasın açıldığı görülüyor. Verilen bilgilere göre milli gelirde yeni seriye geçişten kaynaklanan fark yüzde 1.02 düzeyinde. Ancak geri kalan fark ise ölçüm hatasından kaynaklanıyor. TEPAV Direktörü Güven Sak'ın Twitter hesabından yayımladığı tabloya göre yeni seriye geçişte Türkiye, Kıbrıs ve Hollanda'nın hem ölçüm hatasında hem de eski-yeni farkında ilk üçte olduğunu bildirdi.