Ekonomide panik ve telaş!

Bu hafta ekonomik göstergeler ardı ardına beklentilerin altında ve üstünde geldi. Türkiye’nin kredi notu görünümünü en son 11 Nisan tarihinde yapılan güncellemeyle ‘durağan’dan, ‘negatif’e çeviren “Baa3” olan kredi notunu teyit eden Moody’s Türkiye’nin de dahil olduğu yedi ülkenin not açıklamasını erteledi.Manidar bir durum!

BÜYÜME DURDU

2012’de yüzde 2.1, 2013’de 4.1 büyüyen ekonomimiz 2014 üçüncü çeyreğinde yüzde 1.7 oranında büyüme ile 2014 büyümesinin yüzde 4’ün altına kalacağını işaretini verdi.

Maliye Bakanı ve MB Başkanı kuraklık, don ve yağışlardaki dengesizliği büyüme oranının beklentilerin altında kalmasının ana sebebi olarak gösterirken ciddi tarımsal politikanız ve üretime dayalı ekonominiz olmadan bu sonuçların doğmasının mutlak olduğu hususunun yanından bile geçmediler. Neyse ki Ali Babacan aylardır sanki ekonominin patronu değil de muhalefet parti temsilcisiymiş gibi “yapısal reform yapmak gerekli” diye durumun vahametini ortaya koyuyor da büyüme öyküsünün sona ermesinin temel nedeninin katma değer yaratan üretim ekonomisine sahip olmadığımız hususunun kabul edilmiş olduğunu görüyoruz.

ÖZTRAK’A GÖRE 2014 KAYIP YIL

Faik Öztırak, 2014 üçüncü çeyrek büyüme oranını “Ailelerin tüketim harcamaları adeta durdu. Büyüme hedefi tutmayacak. Son çeyrekte yüzde 4.8 imkansız. Sanayinin getirdiğini tarım götürdü. Aileler tüketemedi, devlet tüketti. Yatırım iştahı kayboldu” cümleleleri ile eleştirdi ve 2014 yılı kayıp yıl ilan etti.

CHP ekonomi politikalarından sorumlu başkan yardımcısı Selin Sayek Böke büyüme oranlarının iç karartıcı olduğunu söyleyerek “ ekonominin damarları tıkalı ve bir kalp krizine adım adım yaklaşıyoruz” diyerek bu büyüme oranlarının işsizliği artıracağını açıkladı

IMF BİZİ UYARIYOR

IMF en son yayınladığı raporda temel konularda kırılganlıklar ve risklere dikkat çekti. Türkiye’nin düşük iç tasarrufları ve rekabetle ilgili sınırlılıklarının yatırım ve ihracatı sınırladığını belirten IMF, mevcut politikalar ve ulusal tasarruf oranlarıyla yıllık orta vadeli yıllık büyüme oranını yüzde 3.2’ye revize etti. Politikalarda bir değişiklik olmazsa orta vadeli ekonomik performansın yakın geçmişten daha zayıf olacağı tahmininde bulundu. Sermaye akışlarında ani azalış resesyona yol açabilir, diyerek yüksek enflasyon ve düşük büyümenin tehlikesini vurguladı.

PETROL FİYATLARINA SARILDIK

Petrol fiyatlarının düşüşü ile geçici bahar yaşayacak ekonomimizde petrolün ucuzlama ipine herkes sarılmış durumda. Bu sayade cari açığımız düşecek, bu sayede enflasyon aşağıya çekilecek, diye ekonomiyi yönetenler ile çok bilmiş ekonomistler vatandaşı ekonominin temel sorunsalından uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Petrol fiyatlarının düşüşü siyasi bir harekettir. Er geç bir sonu olacak ve tekrar yükselişe geçecek. O zaman ne yapacağız? İşte geçici ekonomik hareketlere bel bağlamak da AKP’nin geldiği zayıf noktayı gösteriyor.

CARİ AÇIK SÜRPRİZ YAPTI!

Petrolün ucuzlamasına paralel olarak düşmesi öngörülen cari açık Ekim ayında 2.03 milyar dolar, Ocak-Ekim rakamı 33.14 milyar dolar oldu. Geçen yılın aynı dönemine göre 19.3 milyar dolar azalan cari açık şimdi resesyon, işsizlik, yatırımların durmasında AKP’nin sarılacağı diğer bir husus olacak.

Gelir eşitsizliğinde Meksika’dan sonra ikinci olan Türkiye her an değişen ekonomik göstergelerin esiri olarak hareket etmemeli. Derhal yapısal dönüşümü gerçekleştirmek için adımları atmalı. Ama umudumuz yok. 2015 seçim yılında bu zor gözüküyor ve ameliyat gerektirecek kalp krizine hızla yaklaşıyoruz...