Ekonomide sonbahar!
Ekonomide sonbahar rüzgârları beklendiği gibi sert esmeye başladı. Dolar aldı başına gidiyor ve Türkiye ekonomisi için beklentiler bir hayli karamsar. Esen bu rüzgârlara rağmen hiçbir şey olmuyormuş gibi davrananlar var. Bunun başında Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve Cumhurbaşkanı’nın danışmanları geliyor.
ESEN RÜZGÂRLAR
*Dolar, finansçıların diliyle tüm direnç noktalarını kırdı geçti. TL’nin değer kaybı bakımından birçok ülkeden olumsuz yönde ayrışıyor.
*Moody’s’in not düşürmesinden sonra yabancı yatırımcının artık gelmesi zor gözüküyor. Üstüne üstlük Fitch’in de not düşüreceği beklentisi var. Bu da piyasalarda olumsuz algılanıyor. Fitch de Türkiye’yi yatırım yapılabilir ülke pozisyonundan çıkarırsa hem yabancı yatırımcının gelmesi hem de borçlanmanın zorlaşacağı ve borçlanma maliyetlerinin artacağı kesin.
*Petrol fiyatlarının yükselmesini sağlayacak son gelişmeler ve petrol arzının kısıtlanması meseleleri Türkiye’nin cari açığını yükseltecek.
*Ağustos ayı cari açığı 1 milyar 776 dolar, 12 aylık cari açık 31.2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu tahminlerin üstünde bir rakam ve daha da büyüyeceği bekleniyor.
*Uluslararası kuruluşlar ve tüm piyasalar ekonomik büyümenin 2016 yılında yüzde 3’den büyük olmayacağını tahmin ediyorlar. Tüm veriler de bu tahmini destekliyor.
*Gelişmekte olan ülkelerin bonolarına (Türkiye dahil) yüksek faizden dolayı olan rağbetin yabancıların aldığı pozisyon nedeniyle artık olanaksız görülüyor. Bu nedenle gelişmekte olan ülkelere sıcak para akışın azalıyor.
*Gelişmekte olan ülkelerin hisse senetlerine yöneliş de artık yok.
*Kamunun kadro bakımından zayıfladığı ve bunun hizmetlerin aksamasına neden olacağı kaygısı gündeme taşınıyor.
*OHAL’ın uzatılması, PKK terörünün kan dökmeye devam etmesi, Suriye’deki gelişmeler, FETÖ soruşturmaları politik ve ülke risklerinin artmasına neden oluyor.
*Bütün bunların yanında 2017’de bir erken seçim olasılığı da politik anlamda tüm piyasalar da endişe yaratıyor.
RÜZGÂRLARDAN KORKMAYANLAR
Biz 15 Temmuz darbe girişiminin başarısız olması sonucunda ABD ve Batı’nın bir ekonomik darbe yapacağını iddia ettik ve ediyoruz. Bunun adımları da atılmış durumda. Bu nedenle hepimiz aynı teknede olduğumuz için hükümetin aldığı ve alacağı darbeyi önleyecek kararlara ve uygulamalara destek olunması gerektiğini de vurguluyoruz.
Gel gör ki, AKP ve onu ne pahasına olursa olsun destekleyenler öyle şeyler yapıyorlar ve diyorlar ki, hem yabancıların darbe kararlılıklarını sertleştiriyorlar hem de darbe yapmayı daha elverişli hale getiriyorlar.
Ekonomiden sorumlu bakan ihtiyatı elden bırakarak Merkez Bankası faizleri indirmeye devam etmeli, diyor. Doların düşeceğini iddia ediyor. İddialı büyüme oranları veriyor.
Cumhurbaşkanı danışmanları dolardaki bu yükselişe spekülasyon, diyor. Kimin spekülasyon yaptığını bildiklerini söyleyerek piyasalara korku salıyor.
Herkesin ekonomiye odaklanması gerekirken yine başkanlık meselesi gündeme taşınarak politik risklerin gereksiz bir şekilde artmasına sebep oluyorlar. Bu başkanlık talebinden artık gına geldi. 188 ülke arasında insani gelişmişlik bakımından 74. sırada olan, büyük bir sosyal ve ekonomik kalkınma mücadelesine başlamak için herkesin seferber olması gerekirken başkanlık da başkanlık iddiası bu ülkenin başına dert açacak bir durum yaratıyor.
DÜŞEN BİR YAPRAK
Ülkemiz, sonbaharda düşen bir yaprak gibi gün geçtikçe soluyor ve hüzünlere doğru yol alıyor. İnanıyoruz ki buna sebep olanlar ve katkı sağlayanları tarih hiçbir zaman affetmeyecek ve gerekli cezayı verecek. Ama, olan ülkeme ve milyonlarca masum insana olacak…
Uyan Türkiyem! Solmasın ülkemin yaprakları. Rüzgârlar devirmesin çınarları…