Ekonomide yine ‘başarıyla’ fakirleştik!
T. Erdoğan ve elemanlarına bakılırsa, ekonomide neredeyse her şey güllük-gülistanlık.
Hep başarılılar, her zaman başarılılar.
Başarı onların alameti-i farikası adeta! 41 kere maşallah, nazar değmez inşallah!
Şaka bir yana, Türk ekonomisi, dünyadaki 60 gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomi arasında enflasyon oranları ve işsizlik rakamlarının toplamını gösteren ve adına “sefalet endeksi (misery index)” denilen göstergelerde, bu 60 ülke arasında en kötü durumda olan 4ncü ekonomi olmuş durumda ne yazık ki.
Sefalet endeksinde en kötü göstergeye sahip ilk 5 ülke ekonomisi şöyle;
1) Venezuella
2) Arjantin
3) G. Afrika
4) Türkiye
5) Kolombiya
İşsizlik ve enflasyon oranlarının değerleri bakımından en iyi durumda olan ilk 5 ekonomi ise;
1) Tayland
2) Singapur
3) Japonya
4) İsviçre
5) Malezya, olarak sıralanıyor. (Bknz. Bloomberg surveys as of July 27)
***
Öte yandan, T. Erdoğan ve müthiş ekonomi yöneticileri sayesinde kişi başına düşen yıllık milli gelirde Türkiye 2020 senesi itibarıyla ve yaklaşık 8.800 dolara başarıyla düşmüş vaziyette!
Bu öyle bir başarı ki, adeta “ekonomi destanı” bile denilebilir.
Düşünün 2013 yılında ülkede kişi başına düşen milli gelir 12.513 dolar iken, bu yıl 8.800 dolara düşecek, fakirleşeceğiz yine. Her yönetime nasip olacak bir “başarı” değil elbette bu durum.
***
Zaten bu büyük ekonomik başarılar sayesinde, toplumda oldukça mutlu ve mesut görünüyor.
Ne bir grev, ne bir iflas, ne işsizim ya da açım diyen bir kimse görünmüyor orta yerde ve de havuz medyasında şükür ki.
Daha ne isteyelim, çift haneli faizler, çift haneli enflasyon ve çift haneli işsizlik rakamlarıyla, OECD’nin en kötü ekonomik performansını ortaya koyabilmek de bir “başarı” değil mi sizce?
***
Öte yandan, bu başarılı ekonomik performans sayesinde, dünya çapında 80 ülke arasında en yüksek kredi risk primi (CDS) oranına sahip olmak da az buz bir şey değil yani.
Bu listede en riskli ve en pahalı borçlanabilen ülke olarak yer alabilmek de kolay değil hani.
25 Ocak.2021 itibariyle, bazı ülkelerin kredi risk primleri (CDS) (en düşük riskten, en yükseğe)
İşte rakamlar böyle. Sefalet endeksinde de, kişi başına -azalarak- düşen milli gelirde de, kredi risk primlerinde de “şampiyonluğu” kimseye bırakmamak, her babayiğidin harcı değildir.
Bizim ekonomimizi, zenginliğimizi, refahımızı ve başarılarımızı kıskananlara da şöyle seslenmek lazım herhalde, “Nazar etme ne olur, çalış! Senin de olur…”