23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ekonominin gözyaşları

R. Bülend Kırmacı

R. Bülend Kırmacı

Eski Yazar

A+ A-

Yılın son gecesi, akaryakıt ve doğalgaza yüklü zamlar geldi; evlere ateş düştü ateş! Elbette ekonomide biz de, yerküre de, zorluklar içindeyiz..

Ancak, “bunca zam”, ne yılların tortusuyla ne de dünya koşullarıyla açıklanabilir…

Bir yerlerde adeta bir ezber var… İnatçı bir yanılgı, ısrarlı bir yanlış hesap var…

Oysa, denklem değişmeli; önce üretmeli, sonra kendine yetmeli, en sonra dışarıya satmalı!

YETMEYEN KAZANÇLAR DOLAYLI VERGİLER

Efendim, 'emtia fiyatları şişmiş, küresel enflasyon artmış, ticaret hacmi azalmış, lojistik zinciri aksıyormuş', o arada savunma giderleri yükselmiş!.. Doğru ama gerçek daha büyük!

Gerçekten son salgında siz, Almanya'nın vatandaşına yaptığı yardımın ancak onda birini kendi yurttaşınıza yaptınız, yapabildiniz. Çünkü, bütçe dinamiği ve ekonominin işleyişinde sorunlar var.

ÜRETİM KAR ETMEZ DEĞİŞİM ARTI DEĞER ÜRETMEZSE

Üretim kar etmiyor, ticaret kazanç getirmiyor, değişim artı değer üretmiyor; öyle olunca da vergiyi ücretliden, maaşlardan kaynağında kesintiden ve fiyat artışlarından, yani “dolaylı yoldan” topluyorsunuz.

HAZİNE ZAMLA BÜTÇE VERGİYLE

Bu koşullarda bile daha hala kamu tam olarak tasarrufa yönelmedi; beş arabayla gidilecek yere elli araçla gidiliyor… Geçici başlayan ÖTV kalıcılaştı ama o da kurtarmıyor! Açıktayız! Hazineyi zamlarla yamıyor, bütçeyi vergilerle besliyor; ekonomide nihai yükü halkın sırtına yığıyorsunuz…

Oysa yine yıllar var ki: “üretim ekonomisi” dendi.. “Planlama” dendi.. “Mesleki eğitime yatırım, teknolojiye kaynak” istendi! Yol belli, yolcu belli; yöntem belliydi…

Neydi “elimizi tutan”, dünya kamuculuğa yönelmişken, neydi bu kadar tereddüt uyandıran?

TEKEL, TELEKOM TÜPRAŞ DERKEN...

Limanı, kağıt fabrikası, şeker fabrikası, hatta demir çeliği “gözden çıkarılmış” bir ülkede, zor zamanlarda “nerede TEKEL, TELEKOM, TÜPRAŞ?” derken, bunlar geri gelmedi ama birden karşımıza yapay tatlandırıcı üreten Amerikan şirketi çıkıverdi! Şeker fabrikaları ricat etti, yapay tatlandırıcı ağzımızın tadını bozdu…

EKONOMİ SAVAŞTA ORDULARI AĞIR YARALI!

Ekonomi “savaşta” ama üreticiler, yani “orduları” ağır yaralı! Dahası, borsası, bankası yabancı ellerde olan güzelim ülkemizde, son salgında dayanışma çağrısına ayak sürenleri unuttunuz mu? Ne özel hastanelere, ne özel okullara, ne elektrik dağıtana, ne faiz tahsil edene, ne gavurun gübresini toprağa süren o düzene sözümüz geçmedi; “özveri” yine orta direğin üstüne kaldı…

ARABAYI DEVİrMEDEN GEMİYİ KARAYA OTURTMADAN

Taşıma gücünü aşan bir basınç var: Ve eğer, bu gidişle orta direk çökerse, aileler ezilir… Yılın başına geri dönelim: Market fiyatları inecek denirken, elektrik, doğalgaz, akaryakıt böylesine ölçüsüz zam-lanıyorsa, bu ekonomik savaşı kazanamayız. Türkiye kan kaybeder!

Arabayı devirmeden, gemiyi karaya oturtmadan, direksiyonu dümeni üretim ve tasarruf rotasına çevirmeliyiz. Türkiye orta gelir uçurumundan yoksulluk yarı çapının genişlediği bir girdabı sürüklenmemelidir… Çünkü öylesi bir girdapta yön duygusu büsbütün kaybolur.

DEĞİRMENİN İKİ TAŞI ARASINDA EZİLEN HALK

Şurası çok açıktır: Değirmenin iki taşı arasında eziliyor halkın bütçesi! Üstten elektrik, doğalgaz, vergi artışları… Alttan, market raflarında süt, zeytinyağı, sabun, ekmek zamları..

Oysa dolar spekülasyonuna karşı ne de güzel direnmiştik. “Kur garantili” bir sistemle vurguncular ters köşe olmuştu… Buna karşılık, doların düşmesiyle fahiş zamlar indirilecek, her şey özel kesime emanet edilmeyecek diye hala bekliyor, bütün bir Türkiye…

YURTTAŞIN GÖZYAŞINI DİNDİRMEK GEREK

Yurttaş geliri ve geçimi açısından rahatlatılmalıdır. Emekli, işçi, memur huzura ermelidir. Güven içinde olunmalıdır… Tabii ki, bize de yapay zeka, yazılım, nano-teknoloji, nükleer enerji, altın ve doğalgaz da gerek… Ancak bize önce, Anadolu gerek… Anadolu halkının ve ekonominin gözyaşlarının dindirilmesi gerek.

Gelin, tarımıyla, traktörüyle, kendi gübresini, doğal şekerini kullanan, boy boy fabrikalarını işleten, pamuğunu tezgahında, tekstilini atölyesinde üreten, demiri döğen, çeliğe çifte su veren, Edirne'den Kars'a, önce kendine yeten ve de Beyşehir'den Akdeniz'e ihracat yapan bir Türkiye’yi el birliğiyle kuralım…

Düzeltin bu hesabı, dindirin şu gözyaşlarını…