23 Aralık 2024 Pazartesi
İstanbul 12°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Ekonominin orduları

R. Bülend Kırmacı

R. Bülend Kırmacı

Eski Yazar

A+ A-

Ekonominin “orduları” vardır; fabrikalar, tarlalar, tersaneler, madenler gibi... Bir de “görünmeyen orduları” vardır, esnaf ve sanatkarlar, işte onlardandır.

Esnaf, devletin ekonomik tercihleri ile yurttaşların tasarrufları arasındaki köprüdür. Tencerede ne kaynıyorsa, sanatkarın rızkı da odur, faizsiz ‘veresiyedir’, dayanışmadır.

Ülkemizde iki milyona yakın esnaf var. Aileleriyle birlikte sekiz milyonluk bir nüfus. Esnaf ve sanatkarlar, toplumun çelik çekirdeği ve 415 değişik mesleğin uygulayıcısıdır. Salgın döneminde 24 bin 136 esnaf kepenk indirdi, kapanan işyeri sayısı yüzde 26.74 arttı. Öte yandan orta direğin üretim ve tüketimi için birer fide olan 397 kooperatif de kapandı.

Bir kişinin dört kişiye baktığı, geniş tabanlı işsizliği yüzde 29'lara ulaştığı bir Türkiye'deyiz. Geçenlerde basına da yansıyan iki haber o nedenle kendi çapanı aşan derecede önemlidir:

Esnaflara, sicil affı getirilmesi ve on beş şeker fabrikasının özelleştirilmesine dur denilmesi; emeğin, istihdamın, üretimin, çarşı-pazarın bereketinin korunması açısından değerlidir.

On gün önceye dönelim: Cumhurbaşkanı tarafından esnafa hibe ve yardım paketi açıklandı. 235 bin esnafa 5’er bin, 1 milyon 150 bin esnafa 3’er bin TL “hibe” verilmesi kararlaştırıldı. Toplamda meri kurla dolar bazında 555 milyon dolardır. Esnaf başına ortalama 392 dolardır. Hiç değilse, bir aylık kira, elektrik, su, internet ve ulaşım giderlerine yapılan bir katkıdır. Ancak esnafın ödeyemediği ticari ve bireysel kredileri ile sigorta ve vergi borçları vardır.

Esnaflar ekonominin görünmeyen ordularıysa, bu ordu, tahkim edilmeli, yaraları sarılmalıdır. Şu son salgın bir çağ yangınıdır. Bütün devletler, çalışan kesimleri başta, halkına yardımlar yapmaktadır. “Kapanma” döneminde, Almanya 414; Rusya 70; İtalya 39 milyar dolarlık yardımlar yapmıştır, kendi vatandaşlarına… Türkiye ise, geçen yıl açıklanan paket ve sonrasındaki “eklemelerle”, bir hesapça 7.6 milyar dolarlık yardım sağlamıştır, halkımıza…

İngiltere milli gelirinin yüzde 16’sını sosyal yardım için seferber etmişken, Almanya, lokanta ve kafeler için KDV’yi 19’dan 7’ye indirmiş, Rusya şirketlerin sosyal güvenlik payını yüzde 14’ten yüzde 7,6’ya, kurumlar vergisini yüzde 20’den yüzde 3’e düşürmüştür. Çin hiçbir vatandaşını sağlıklı ve yeterli gıdadan mahrum bırakmamış, yetmemiş, Afrika’ya, Hindistan’a yardım elini uzatmış; İtalya her aile için 500 euroluk tatil yardımı yapmayı kararlaştırmıştır… Elbette biz de, “gücümüzün yettiğini” tahsis ediyoruz, ancak, milli gelirimizin yüzde biri dertlerimize derman olmuyor.

Borçlu bir ekonomiyiz. Özelleştirmenin artçı sorunlarıyla, asgari ücretlimiz açlık sınırında!

Sorun salgını aşıyor; çözüm: kamucu, yatırımcı, üretim ekonomisini kurmuş olmaktan geçiyor… Üretim ekonomisi işlerlik kazanır da, esnaflarımız, işçilerimiz, çiftçilerimiz, küçük-büyük demeden sanayicimiz “güçlenirse”, devletimiz daha da güçlenecek; vatan savaşı en az kayıplarla kazanılacak… Bu bağlamda, ekonominin görünen ve görünmeyen ordularını da tahkim ve teçhiz etmeliyiz!

Gerçekten, bazı umut veren gelişmeler de var: Esnafa sicil affı ve iptal edilen özelleştirmeler gibi… Sicil affı ile “kayıtlı kurallı” piyasa uyumu, kamucu anlayışla üretimin canlı tutulması, dengeli bir ekonomi için elzemdir. Yanı sıra Türkiye, tasarrufla, yatırımla, istihdamla, üretim ekonomisine -tüm kurumlarıyla- bir an önce yönelmelidir.

Esnaflarımızla ilgili olarak kimi somut önerilerimi de paylaşmak istiyorum: ÖTV, KDV oranları indirilmelidir; banka kredi borçları faiz affıyla vadeye yayılmalıdır; ruhsat yenileme ve faaliyet harçları bir yıl için iptal edilmelidir; taşımacılık yapan esnafa mazot sübvansiyonu sağlanmalıdır; esnafların elektrik, su, iletişim giderleri bir yıl için dörtte bir oranında azaltılmalıdır; esnaflara, yatırım ve kredi konularında kamu öncülüğünde yön gösterilmelidir; yazılım, internet ağları, teknoloji konusunda esnaflara destek olunmalıdır; esnafların bankası varlığını tamamıyla esnafa adamalı; o arada, işsizlik fonu benzeri fonlar amacına uygun olarak kullanılmalıdır. Türkiye hızla ve etkince üreten, hakça ve insanca bölüşen, geleceğine huzur ve güven içinde yürüyen bir ülke olma yolunda, emeğini dürüstlükle değerlendiren yurttaşlarına, esnaf ve sanatkarlarına, işçi ve çiftçilerine ve emekten gelen yatırımcılarına var gücüyle destek olmalıdır. İçinde bulunduğumuz koşullar, serbest piyasanın da, sosyal piyasanın da iflasıdır. Kamucu ve halkçı bir ekonomi ve içinde ekonomiyi de barındıran güvenlik anlayışı esastır.