01 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Emenike'ye linç veya 'Vurun Kahpe'ye'

Onur Belge

Onur Belge

Eski Yazar

A+ A-

Ne kadar zaman geçti, hatırlamıyorum. Çocukluğumun bilinçlenmeye başladığı yılları. Belki ilk Türk filmlerinden biri. Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin gencecik bayan köy öğretmeni. Çocukları aydınlatmaya çalışırken softaların lafını dinlemiyor. Böylece kendine düşman yaratıyor ve o 'yaratıklar' kötü kadın imajıyla 'vurun kahpeye' diyerek gencecik öğretmeni linç etmeye kalkışıyorlar. Hepimiz gözyaşları içindeyiz, son anda aslan gibi bir yüzbaşı yetişiyor, öğretmeni, öğretmenlerimizi, idealist, ilerici kızımızı, kızlarımızı kurtarıyor. Gözyaşlarımız alkışlayan ellerimizi kollarımızı adeta yıkıyor. 

Bugünlere ne kadar benziyor değil mi? Ama önce o yüzbaşıları tırpanladılar, törpülediler. Emenike ile ne alakası var diyeceksiniz. Olay 2 metre sağımda, solumda geçti. Keşke benim gibi yaşasaydınız. Hani arenada 'öldür, öldür' diye bağıran ve kendinden geçmiş ilkçağ toplulukları olur ya, onun gibiydi. Ya da Amerika'daki zencileri kovalayanlar ve hep birlikte sopalarla linç edenler gibi, hani 'Mississippi Yanıyor' filmindeki gibi. Kanım dondu adeta, basın tribününün yanında, öndeki oturanlar yanlışlığı anlatmaya çalışıyorlar, 'susun' diyorlar, sonra birbirlerine giriyorlar. Ayırmaya çalışanlar, polisler, tam bir ilkellik, kusura bakmayın taraftar 'şakşak'çılığı yapamayacağım. 

Emenike'nin şımarıklığı, çocukluğu, formayı çıkarma tepkisi affedilir gibi değil. Ama böyle verilen cezası hiç hakkı değil. Daha 6, yazıyla yazıyorum, altıncı dakikada başladılar yuhalamaya, golü kaçırınca da 'Musa, Musa' diye bağırdılar. Neden dersiniz? Hadi aklıma gelenleri yazmayayım, kötü olacak. Oysa çıkana dek kendi kişisel çabasıyla, fizik gücüyle Ersan-Necip ikilisini bozarak yakaladığı ve kaçırdığı gol fırsatı dahil deli fişek gibiydi Emenike. Serseri mayın gibi demek galiba daha doğru. Ama Emenike zaten bu ve Fenerbahçe'de eksik olan da bu, o nedenle oynuyor. 

Şimdi efendiler, yapılacak iş şudur. Fenerbahçe ona cezayı verdi, sizler fazlasıyla kestiniz. Eğer konu Fenerbahçe ise şampiyonluk ve takım birliği adına tribüne çağırıp formayı öptürmek zamanı. Unutmayın, Emenike '3 Temmuz' operasyonunun sembolüdür. Onu değil, Cardozo'yu transfer ettirmek isteyenler Aziz Yıldırım'ın basiretli davranışı ile hayal kırıklığına uğradılar. O nedenle neredeyse 6 aydır Emenike'ye karşı tribünleri tahrik ediyorlar. 3 Temmuz'dan bu yana nihayet tek vücut olan Fenerbahçe'den, içerideki tahrikçilerle ortak olup bir taş kopardılar. Duydum ki ağabey dediği Bekir, ilk maçta onu kaptan Emre ile birlikte tribünlere getirip formayı öptürecekmiş. Fenerbahçe taraftarı sonunda doğrusu neyse onu yapar. Ya bağrına basar ya da koparır, bekleyelim ve görelim. 

MİLLİ BARIŞI SPONSOR MU SAĞLADI?  

Hollanda ve arkasından Lüksemburg ile oynayacağımız maçlara az kaldı. Ben hep bu teknik kafanın kadro seçimi uygulamalarını bir ayağı topal buldum. Sanki bir grup futbolcu, diğer taraftaki 'öteki' futbolcular başarılı olsa bile onların yerine seçiliyor. Bekir ve Egemen, bir zamanlar Selçuk İnan örnek olarak verilebilir. Neyse, amacım bozgunculuk yapmak değil, bu ülkede her futbolcunun ay yıldızlı formayı giyme hakkının olduğunu anlatmak. 

Dün gazetelere ve televizyon ekranlarına yansıdı. Fatih Terim sağına Hakan Çalhanoğlu'nu, soluna Gökhan Töre'yi almış, barış pozu vermişler. Ne kadar güzel, barış, keşke Ömer Toprak da olsaydı ama yok, neden diye düşündüm. Sonra fotoğrafa dikkatlice baktım. Bir daha gözünüzün önüne getirin. Her iki kıymetli futbolcu ellerinde top ayakkabılarını tutuyorlar. İnkar edilmeyecek şekilde aynı marka ve aynı model, aynı renk. 

Bu yazıyı yazarken hiç bir şey bilmiyorum. Yazdıktan sonra da öğrenmek için bir çaba göstermeyeceğim. Ama sizler de fotoğrafa iyi bakın. Acaba iki futbolcunun sponsoru aynı da o mu bu barışın sağlanmasında rol oynadı. Ömer'in sponsoru onlardan farklı mı? Bakın rakiplere odaklanacağımıza neler konuşuyoruz. Üstelik bir Milli maç öncesi. Ne yapalım, sizler silah olayını 2 yılda halledemez ve önemli bir işmiş gibi bu pozu verirseniz, biz daha ne öküz altında buzağılar ararız, bilemezsiniz.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları