02 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 19°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Emperyalizme vuran el tutulmaz

Şule Perinçek

Şule Perinçek

Gazete Yazarı

A+ A-

Sosyal medyada bir izleyicim var. ABD’nin Afganistan’dan kovulmasından sonra yazdıklarımdan bu yana, ne zaman Afganistan’da yanlış bir şey olsa, hele diyelim kadınlara karşı bir karar alınsa, hemen bana yazar:

“Şule Hanım… Şule Hanım… hani güneş Doğu’dan doğardı!”

İlle benim, Atatürk’ün bile yaptıklarından geri dönüp… onu da çiğneyip (oysa sözel sorsanız güya “Atatürkçülük”te bizleri kırk kez cebinden çıkarır…)

“Hakkaten bu Afganistan çok gerici… yeldir yeldir… doğulu, ilkel çoban Afganlar… bak ABD gitti de ne oldu… iyice battılar gördünüz mü… hata etmişiz ABD’ye karşı bağımsızlıklarını savunmalarını.” dememi bekler.

VATAN BİZDEN CESARET BEKLER

Atatürk’ün tek ayırt edici özelliği tam da buydu.

Maddeyi anlamak. İleriyi görmek.

Anlamayanlara, görmeyenlere karşı cesur bir mücadele verdiği için devrimi başarıya ulaştıran bir önder olarak tarihe yazıldı.

Bizim yaptığımız da o; maddeyi anlamaya çalışıyoruz.

Geleceği bilimsel ölçütlerle görüyoruz.

Cesur oluyoruz.

Bakın ABD emperyalizminin yaptıklarına…

Arkasındaki döküntülerini bile toparlayamadan Afgan halkına 20 yıl kan kusturduktan sonra kaçıp gitti.

İşte o zavallı dediğiniz, beğenmediğiniz Afgan halkı, yani “yerdeki karınca” ABD’yi gözünden vurdu.

Bizim Türkiye’de de “oh” dememizin ne kadar doğru olduğu sonradan gelişen olaylardan belli değil mi!

ABD emperyalizmine vuran hiçbir el tutulmaz. Ne içte ne dışta. Kılığına kıyafetine cübbesine bakmazsın.

Kim yanında, kim karşında…

Ölçüt bu.

Eskisine, yenisine bakmazsın

Vur dersin, vur!… daha güçlü vur!

Vur ki milletim nefes alsın. Mazlum milletler nefes alsın.

Bağımsız olsunlar. Kendi başlarının çaresine kendileri baksın. Bizler birbirimize el verelim.

Emperyalizme vuran el tutulmaz - Resim : 1

Daha geçenlerde, 2 Ekim tarihli Alman gazetelerinde okudum. Almanya’da dört milyon 600 bin aşı vakti geçtiği için imha edilmiş. Bütün dünyanın çektiği sıkıntıları düşünüyorum da… Nasıl bu işin içinden çıkacaklar. Battıkça batıyorlar. En iyisi biz kendi işimize bakalım. Şaban filan deyip geçmeyin. Dünyayı da galiba biz kurtaracağız.

ABD TALİBAN'A YARDIM EDECEKMİŞ

Bakın ABD emperyalizmi nasıl muhtaç durumda.

Amerika'nın merkezi Katar'da bulunan Afganistan Maslahatgüzarı Karen Decker, ülkesinin Afganistan'a tekrar askeri müdahalede bulunmasının pek olası olmadığını, ancak uluslararası tanınma gerekliliklerini karşılamak için Taliban ile etkileşime gireceklerini ve bu grup üzerinde insan hakları baskısı uygulayacaklarını söylemiş.

Vay vay...

Bir ABD emperyalizmi klasiği.

Bizim sosyal medya izleyicisi gibi onlar da hele “kadın haklarına” pek düşkündürler.

Kendi evlerini önce toparlayacaklarına bizlere demokrasi satmasını pek severler.

ABD, bölgedeki askeri üsleri aracılığıyla Afganistan'la ilgili olup bitenleri denetlediğini ileri sürüyor.

Taliban ise Afganistan hava sahasının Amerikan askerleri ve insansız hava araçları tarafından ihlal edilmesi konusunda Washington hükümetini defalarca uyardığını ve izin vermediğini söylüyor.

Bir Afgan siyasi uzman "Amerika, sadece Afganistan'da değil, diğer ülkelerde de IŞİD dahil terörist grupları destekleyerek savaş suçları işledi ve yetkili bir mahkemede yargılanması gerektiği halde Afganistan'daki insan hakları meselesini küstahça konuşmaya devam ediyor." diyor.

ABD’nin hem Afganistan’da hem de başka komşu ülkelere müdahale etmek için terörist gruplarını desteklediğini, SİHA’larla hâlâ cinayetler düzenlediğini, halkın ekonomik olarak en kötü durumda olduğu bir sırada, Afganistan halkının yaklaşık 10 milyar dolarlık mal varlığına el koyduğunu, yalnızca ekonomiye ve yatırımlara değil insan sağlığına büyük darbe indirdiğini arkalarında büyük bir enkaz bıraktıklarını söylüyorlar.

EMPERYALİST MÜDAHALEYE ZEMİN

Buna karşılık bazı Afgan kaynakları da Taliban’ın kadınların eğitimi konusunda “saygı göstermemesini” emperyalist müdahalelere zemin oluşturduğu konusunda uyarıyorlar.

Kuşkusuz çözüm kendini getirip dayatıyor.

Mecburen zemin değişecek!

Afganistan’da ilk olaylar başladığında da dile getirdiğimiz, hep söylediğimiz gerçeği bir kez daha vurgulayalım.

Bu sorunlar emperyalistlerin el atmasıyla çözülmez.

Tam tersine onların hedefi çözümsüzlük.

Esas ülkenin kendi iç dinamikleri karar verici olacaktır.

Onu harekete geçirecek olan da bu mecburiyetlerdir.

Emperyalizme karşı mücadele Afganistan’da da taşları yerinden oynattı.

Tıpkı Türkiye’deki gibi.

Göreceksiniz Afganistan değişecek. Önemli gelenekleri var.

Ama şu da bir gerçek.

Türkiye değil. Saraçhane’de toplanmak o kadar kolay değil.

Maddeyi anlayalım. Her ülkenin harcı değil.

Ama bu ABD de, eski ABD değil.

Kapıları tutacağız.

Eşkıyayı dünyaya bir daha hükümdar etmeyeceğiz.

Sonrası kolay.


HELALLEŞMEK VE DENGE

Emperyalizme vuran el tutulmaz - Resim : 2

Amerika Birleşik Devletleri, Adriyatik denizindeki tatbikatından sonra en büyük gemisini Yunanistan'ın Girit adasına demirledi.

“Mesaj veriyorum. Ama anlamazsan bir de şöyle ifade edeyim” hesabı açık açık yazdılar.

ABD'nin Atina Büyükelçiliği, 6. Filonun uçak gemisi 'George H. W. Bush”un fotoğraflarını sosyal medya hesabından şu notla paylaştı:

"Birlikte güzel giden iki şey: Yunan doğası ve Amerikan gücü."

Helalleşmek için Büyükada’ya da davet eden olur mu acaba??

Ya da onlara gittiniz, bize de gelin dengeleyelim… diyen…

İzin verecek miyiz!!

Adı üstünde 6. Filo.

Geleceği varsa göreceği de vardır.

Sözümüz, söz.

Biz unutmadık.

Hatta gelecek 40 yılı da sigortalı.

HHH

Dünyada bir yandan ABD’nin sözünün geçmediği bir birliktelik oluşmaya başladı. Asya, Avrupa’nın bir bölümü, Latin Amerika ve Afrika dahil…

Bu bir dil, din, ırk birliğine de dayanmıyor.

Daha sağlam bir temel üzerine inşaat.

Ortak menfaatler.

Hem ekonomik hem de kültürel alanda.

Sallanan ve çöken ekonomilerin de nefesleri giderek daralıyor.

Onlar da son bir umut, arayış içinde.

Eskisi olmadı.

Bir de bunu deneyelim, diyorlar.

Avrupalı 44 devlet ve hükümet başkanı, Avrupa Siyasi Topluluğu’nun kuruluşu nedeniyle 6 Ekim’de Prag’da buluştu. Öneri Mayıs ayında Fransa Cumhurbaşkanı Macron’dan gelmişti.

Macron’un “AB üyesi olmayan ancak birlik için stratejik öneme sahip Avrupa ülkeleriyle birliktelik için bir çerçeve oluşturmayı amaçladığı” vurgulanıyor.

Rusyalı değil, Rusyasız bir Avrupa inşa edilecekmiş.

Avusturya’nın Standard gazetesi

“Avrupa, Moskova’nın Avrupa’yı bölmek için elinden gelen her şeyi yapacağını bilerek ekonomisini, enerji tedarikini, güvenlik ve savunma politikalarını hızla ve kapsamlı bir şekilde yeniden inşa etmeli” diye yazdı.

Başarı şansına inanıyorlar mı?

Handelsblad (Hollanda) “Peki, ülkeler buraya ait olduklarını nasıl hissedecek” gibi anlamlı bir soru sordu.

Hatırlayacaksınız, en zor zamanlarda birbirlerinden maske çaldılar.


BU İŞ ZORUNLU OLMADAN MEMLEKETE DÖNEYİM

Emperyalizme vuran el tutulmaz - Resim : 3
Taksim, 1928. Daha hiçbir şey yokken, anıtımız varmış.

Temel 40 yıldır Almanya’da. Durumu iyi mi iyi… Evleri, dükkanları var, rahatı yerinde.

Birden “Memlekete döneceğim” diye tutturmuş.

Ne zorun var, delirdin mi; demişler.

Bir bir açıklamış:

“Ben 40 yıl önce geldiğimde i… olmak ayıptı, söylenmezdi.

“10 yıl sonra serbest oldu, normal bir şey dendi.

“10 yıl daha geçti, evlenmelerine izin verildi.

“Bu iş zorunlu hale gelmeden, ben memlekete dönsem iyi olur.”

Fıkranın biraz tarihi geçmiş gibi gözüküyor.

Neredeyse zorunlu, oldu olacak…

Hele bize dayatmalara bakılırsa…

Ancak benim dikkatimi fıkrayı paylaşan CHP’li dostlarımın en sona koyduğu not:

“KK’nın helalleşme çabaları sonunda bizim türban, çarşaf işi de zorunlu olacak gibi.”

Gerçi onlarda da LGBT duyarlığı azalmış. Belli ki fıkranın ana gövdesi pek komik gelmemiş… bir ek yapalım demişler.

Bana sorsanız toptan Kılçdaroğlu’yla helallaleşmek gerekli artık.

Baştan koktu.

LGBT ABD Taliban Sosyal medya