03 Kasım 2024 Pazar
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Emperyalizmin çakma endeksleri

Halil Özsaraç

Halil Özsaraç

Gazete Yazarı

A+ A-

Batı emperyalizminin popüler dergisi “The Economist”, Türkiye’deki seçimleri konu alan kapağı ile dikkat çekmiş ve emperyalizmin Kılıçdaroğlu’nu desteklediğini açıkça ilan etmişti. Yani emperyalizm, “The Economist” üzerinden Türk seçmenine dışarıdan ve demokrasi dışı bir müdahalede bulunmuştu. Emperyalizmin üstü kapalı mesajı basitti: “Benim adayımı seç! Seçmezsen, başını ağrıtırım.” Türk milletinden gereken cevabı aldılar…

Diğer devletlerin demokratik seçimlerine, dışarıdan, ahlâksızca müdahale etme cesaretini gösteren “The Economist”, tam bir paradoks ama, aslında dünya devletlerine “demokrasi karnesi” vermesiyle meşhurdur. Londra merkezli “The Economist” dergisi, 167 devletin demokrasilerini puanlamaya tabi tutar ve her yıl “demokrasi endeksi” adıyla bir doküman yayınlar. Bu dokümanda; seçim süreci, çoğulculuk, hükûmetin işleyişi, siyasi katılım, demokratik kültür, sivil özgürlükler üzerinden puanladığı devletleri demokratiklik düzeyine göre en iyiden en kötüye doğru sıralar. Nesnelliğin asla sağlanamayacağı bir “kanaat notu”na, sırf “The Economist” yayınlıyor diye itibar göstermek, bence, akla ziyan bir tutumdur.

BATI’NIN ENDEKS OYUNLARININ KARANLIK YÜZÜ

The Economist’in belirlediği hesapta tarafsız(!) uzmanların 60 sicil sorusuna verdikleri kanaat puanlarının toplamı olan “demokrasi endeksi”, güya(!) devletlerin demokratiklik seviyelerini gösterir. Batı’nın uydurduğu “demokrasi endeksi”, Eurovision’ı andırsa da, inanın sanat üzerinden düşmanlıkların su yüzüne çıktığı Eurovision şarkı yarışması bile “demokrasi endeksi”nin yanında “melek” gibi kalır. Çünkü, Eurovision yarışmasının jüri üyeleri bellidir ve dostluklarını düşmanlıklarını açıkça gösterirler. Ama The Economist’in puanlama için başvurduğu uzmanların kimlikleri, sayıları, uzmanlık alanları, milliyetleri açıklanmaz, gizli tutulur. Anlayacağınız The Economist’in “demokrasi endeksi”, şeffaf olmadığından ve denetlenemediğinden, yöntemsel olarak faciadır; buna rağmen itibar görmesi ise ayrı bir faciadır. Türk seçmenine müdahale ahlâksızlığını yapan The Economist’in sıfır şeffaflıkla tüm dünyaya demokrasi karnesi vermeye çalışması da diğer bir ahlaksızlıktır.

The Economist’in bu uyduruk “demokrasi yarışması”nda Batı, her zaman listenin üst sıralarındadır, yani mükemmeldir; diğer ülkeler, Batı ile işbirliği ölçütüne göre yerleştirilirler. Kendilerini emperyalizmden koruma güdüsü ile hareket eden veya emperyalizm ile işbirliği yapmaktan kaçınan ne kadar devlet varsa, bu “demokrasi endeksi” üzerinden “totaliter (siyasal çoğulculuğu bulunmayan)” veya “hibrit rejim (düzenli seçim sahtekârlıkları yapan)” ilan edilirler. Böylece, bu etiketlerden kurtulmak için emperyalizmle işbirliğine zorlanmış olurlar.

Batı’nın tekelinde tuttuğu bu “şeytanca” mekanizma, The Economist’in “demokrasi endeksi” ile yetinmiyor elbette. Emperyalizm, yine şeffaflığı ve nesnelliği umursamayarak “Özgürlük Evi” ve “Sınır Tanımayan Muhabirler” yoluyla “basın özgürlüğü”; “Uluslararası Şeffaflık Örgütü” yoluyla “yolsuzlukla mücadele”; “Dünya Adalet Projesi” yoluyla “adalet”; “ReliefWeb” ile “insan hakları” ve daha pek çok kurum aracılığıyla “hizaya sokma”yı veya “düşmanlaştırma”yı hedefleyen puanlamalar yapar durur. Batı’nın endeksleri üzerinden devletlerin Batı ile ilişki düzeylerini anlamak son derece kolaydır. Örneklerle anlatmak daha iyi olur.

EMPERYALİZMİN ENDEKS MESAJLARINDAN ÖRNEKLER

“Ermeni soykırımının emperyalist yalan” olduğunu söyleyen Doğu Perinçek’i hapse atmaya kalkışan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından “ifade özgürlüğü ihlali” yaptığına hükmedilen İsviçre bile, emperyalizmin demokrasi, özgürlükler veya yolsuzlukla mücadele endekslerinde 7’nci-8’inci sıralarda, yani çok başarılı.

Asya’da emperyalizmin verdiği ödevleri iyi yapan Tayvan, demokratiklikte (yani, Amerikancılıkta) 10’uncuymuş. Diğer endekslerde ise 23’üncü ve 25’inci. Anlayacağınız, gerçekte Çin toprağı durumundaki Tayvan’a, emperyalizmle işbirliği nedeniyle endeks madalyası verilmiş.

Güney Amerika’da ABD’nin gözde devleti Uruguay, dünyanın en demokratik 11’inci ülkesiymiş; diğer endeksleri de güzel: 14’üncülük ve 19’unculuk. Uruguay’ın da Amerikancılığı yüksek endeksle ödüllendirilmiş.

Sahra Altı Afrika’da ise emperyalizmin işbirliğinden memnun olduğu ve endekslerde 32’ncilik, 35’incilik ve 39’unculuk ile ödüllendirdiği devlet Botsvana olmuş.

46’ncılık, 51’incilik, 85’incilik ve 142’ncilik gibi karışık endekslere lâyık görülen Hindistan’a yönelik olarak emperyalizm, önem verdiğini hissettirmekle beraber, aklınca kendisinden uzaklaşmaması için uyarmış gibi görünüyor.

Emperyalizme teslimiyeti gittikçe artan Arnavutluk’a 64’üncülük, 84’üncülük ve 101’incilik verilerek “işbirliğine devam et” mesajı verilmiş.

Rusya’yla savaştırılan Ukrayna’nın 87’incilik, 96’ncılık ve 116’ncılık ile “Daha Batıcı olması” istenmiş.

101’incilik, 103’üncülük ve 154’üncülüğe layık gördüğü Türkiye’den Batı’nın hiç memnun olmadığı anlaşılıyor. 107’ncilik, 140’ıncılık ve 145’incilikle Pakistan’ın da durumu, Türkiye ile çok benzer. 113’üncü, 116’ıncı ve 146’ıncı sırada olan Cezayir de Batı’nın şikayetçi olduğu devletler arasında.

82’inci, 116’ncı ve 140’ıncı sıralardaki Kırgızistan, Batı’nın Türkiye’den sonra en az şikayetçi olduğu Türk devleti gibi duruyor. Çünkü, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın sıralamaları 126’ncılık ile 179’unculuk arasındaki sayılara kilitlenmiş durumda. Ama emperyalist Batı’nın, Türk devletleri arasında en çok Türkmenistan’dan nefret ettiğini, verdiği 161’incilik, 167’incilik ve 179’unculuk endeks sıralarından anlıyoruz.

ABD’nin demokrasi götürdüğü Irak’ın da 124’üncü, 157’inci ve 162’nci sıralamasından Batıcı olmaya direndiği anlaşılıyor.

130’uncu, 131’inci ve 166’ncı sıralara layık görülen Mısır’ın da Batı’nın avucuna alamadığı bir devlet olduğunu anlamalıyız.

137’nci, 146’ncı ve 149’uncu Rusya; 147’inci ve 177’inci Venezuela; 147’nci, 154’üncü ve 173’üncü İran; 165’inci, 171’inci ve 180’inci Kuzey Kore; 122’nci, 150’nci ve 167’nci Afganistan, emperyalizmle mücadelenin sembol isimlerinden oldukları için hesapta düşük puan verilerek cezalandırılmışlar.

Emperyalizmin demokrasi puanında 156’ncı ve basın özgürlüğü puanında 177’nci sıraya layık görülen Çin’in yolsuzlukla mücadele puanında 65’inci sıraya layık görülmesi ilginç olmuş; demek ki yolsuzlukla mücadelede o kadar başarılılar ki, puanını ancak 65’inciliğe kadar düşürebilmişler.

'ULUSLARARASI EMPERYALİZM VE İŞBİRLİKÇİLİĞİ ENDEKSİ' HAZIRLANMALI

Batı emperyalizminin uydurarak servis ettiği “demokrasi”, “özgürlük”, “adalet” veya “yolsuzlukla mücadele” endeksleri, gerçekte hangi devletin hangi seviyede emperyalizmle işbirliği içinde olduğunu açık etmesi bakımından son derece önemlidir. Batı emperyalizmi, bu endeksler üzerinden, güdebildiklerine “Aferin, böyle devam et.” mesajı verirken, güdemediklerini de “şeytan” gibi göstermek istiyor.

Seçimlerini yeni tamamlayan Türkiye’den istediği sonucu alamayan emperyalizm; Türkiye’ye özgür ve adil yapılmayan seçim, kötü işleyen adalet, yaygın yolsuzluk, hükûmetin medyaya, muhalefete ve toplumsal muhalefete baskısı gibi hikâyeler yazarak hileli endeks sicilini, emin olun daha da düşürecektir. Bu durum, emperyalizmin işbirlikçileri ligi ile emperyalizme direnenler ligi arasında tam sınırda görünen Türkiye’nin resmen emperyalizme direnenler ligine yükselmesi anlamına gelecektir.

Toparlamak gerekirse, demokrasi düşmanı emperyalistlerin, demokrasilerine müdahale ettikleri ve demokrasilerini geliştirmelerine izin vermedikleri devletlere demokrasi, özgürlük, hukuk, yolsuzlukla mücadele puanları verme utanmazlığını yapmaktadırlar; hem de emperyalistliklerinden zerre kadar utanç duymadan. Dinsizin hakkından imansız gelir. Bence emperyalizmin kalesi “The Economist”in hazırladığı “Demokrasi Endeksi”ne karşılık olarak; emperyalizmle mücadelenin kalesi “Aydınlık” gazetesi de, Asya ve Afrika’daki uzmanlara puanlama yaptırarak “Uluslararası Emperyalizm ve İşbirlikçiliği Endeksi” hazırlayıp yayınlamalı. Emperyalizmle mücadele edenlerin rehberi olabilecek böyle bir endekste puanlama yapan uzmanların isimleri, yetkinlikleri ve puanlamaları, mutlaka şeffaf olmalı ki, “The Economist’in Demokrasi Endeksi” gibi çakma olmasın…