01 Ocak 2025 Çarşamba
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Engelli kadınlara dair

Bülent İnce

Bülent İnce

Eski Yazar

A+ A-

Ülkemizde kadın olmak zor... Hele kadın engelliyse iki kat daha zor... Cinsiyetçi, ayrımcı yaklaşım en büyük toplumsal yaralarımızdan biridir. Bu durumun engelli kadınlardaki yansıması daha üzücü, daha dramatik bir hal alıyor maalesef. Okulda, işte, sosyal hayatın her alanında zorbalıkla yüz yüzedirler. Taciz, horlanma ve alay, zorbalığın engelli kadınların en sık karşılaştığı üç halidir.
Geleneksel anlayış ve uygulamaların ağır bastığı aile, işyeri ve okul gibi temel kurumlarda karar mekanizmalarının dışında tutulan, en demokratik kurum ve kuruluşlarımızda dahi kota ve çeşitli sınırlamaların muhatabı olan kadın, aslında toplumsal gelişmişlik düzeyimizin timsali gibidir. Genel anlamda ayrımcılığın doğal kabul edildiği ve bu anlayış üzerinden toplumun dizayn edilmeye çalışıldığı dönemleri yaşamaktayız. Kendilerine biçilen rollerin ve kuralların dışına çıkmamaları gerektiği çeşitli şekillerde hatırlatılan, toplumun ezici çoğunluğunun gözetim ve kontrolü altında tutulan, kural dışına çıktıkları anda ceza uygulamalarının en seri şekilde devreye girdiği, dövülen, güdülen, sömürülen, tecavüz edilen, köleleştirilen, öldürülen kadınlarımıza dair söyleyecek çok şey var... Söylemek bize düşmez aslında. Onların konuşması ve biz erkek güruhunun da sükunetle dinlemesi lazım. Ama bir seferlik beni mazur görsünler. Fırsat bu fırsat, köşe bu köşe, engelli kadınlar hakkında bir iki kelam etmek istiyorum. Hakikaten de sadece bir iki kelam daha fazla değil...
Kadın olup, engelli de olunca iki kat daha zor dedim ama iki değil bin kat daha zor. Çünkü, evinde başlayan horlanma, sokağa çıktığında çok daha fazla kendini gösterir. Okulda, işyerinde her zaman kaba saba bakışların ve davranışların muhatabıdırlar engelli kadınlar. Özellikle taşra kentlerimizde yaşanan insanlık dışı davranışların içersinde çoklu taciz vakaları yaşanır ve hiçbir şey olmamış gibi kapanır. Engelli olmanız üzerinizde oynanan bu vahşete ses çıkarmamanız için yeterlidir. Hem karşı taraf için meşrudur(!) hem engelliden ses çıkmaz, çıkamaz... Kimisi kaçamaz, bacak yerine hayal kırıklıkları taşır. Âmânın değneği iyiyle kötüyü ayıramaz... Kiminin dili dönmez...Kimi, dili dönse de kendini inandıramaz... Kimi evden çıkamaz... Kimi kabuslardan uyuyamaz, kimi uyanamaz...Taciz, horlanma ve alay, zorbalığın üç hali, engelli evlerini ölümcül mutsuzluklarla bezer...
O mutsuz evlerden çıkıp kendilerine iş dünyasında yer bulabilenlerin sayısı o kadar azdır ki... Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü 2011’de özel sektör işverenlerinin özürlü istihdamına bakışını ve beklentilerini anlamak amacıyla Olgu Araştırma adlı kamuoyu araştırma şirketine bir çalışma yaptırdı. Yapılan bu araştırmanın sonuçları hazin... 15 sektörün (İmalat-Bilgi ve işlem-Finans ve sigorta faaliyetleri-Elektrik, gaz, buhar, ve iklimlendirme, üretim ve dağıtım-İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri-İdari ve destek hizmet faaliyetleri-Toptan ve perakende ticaret-Eğitim-Konaklama ve yiyecek hizmetleri-Ulaştırma ve depolama-Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler-Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor-Gayrimenkul faaliyetleri) 119.500 çalışanın sadece 1735’i engelli kadın elemandır ve bu oran toplamın %1,5’ine tekabül etmektedir. Eğitim, kültür- sanat ve sosyal sürece katılım oranı bir başka yazımızda değineceğimiz en önemli konulardır. Şu kadarını belirtelim ki, o alanlar da tam bir faciadır. Kimi toplumsal önyargılarımızı kökten değiştirecek büyük bir eğitim devrimi, sadece engelliler için değil, bütün toplum için kurtuluş vadetmektedir.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları