16 Eylül 2024 Pazartesi
İstanbul 20°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Engellilere engellenen üniversitelerimiz

Halil Özsaraç

Halil Özsaraç

Gazete Yazarı

A+ A-

Türkiye nüfusu, 85 buçuk milyondur ve nüfusumuzun %15 kadarı, 15-24 yaş aralığındaki gençlerimizdir. Genç nüfus dendiğinde akla üniversiteler gelir ve geçen hafta, 1 milyonun üzerinde kontenjanı bulunan üniversitelere gençlerimiz kayıt yaptırdılar.

TÜİK’e göre, 2022-23 döneminde, yükseköğretimde net okullaşma oranımız %46’ymış, yani üniversite okuyacak yaştaki gençlerimizin %46’sı üniversitelerde kayıtlıymış ve bu oran artış eğilimliymiş. Dünya ortalaması da artış eğilimli olarak %43; OECD ortalaması ise, yine artış eğilimli ve %52. Türkiye’nin %46’lık oranı kötü değil, iyi de değil, ama yükseköğrenim gören nüfusumuzun 7-8 milyonlarda dolaştığının hakkını vermek gerekir.

Bu noktada, asıl ilgilendiğim kısım, üniversitelerimizde okuyan engelli gençlerimizin durumu. Erişilebilirliği kolaylaşmak yerine gün geçtikçe daha da zorlaşan sokakta, çarşıda, pazarda, parkta, deniz kenarında ve daha bir sürü yerde rastlamakta zorlandığımız engelli gençlerimizle üniversitelerde buluşmak mümkün mü? Bakalım…

YÖK’ün istatistiklerine göre, 2023-2024 döneminde üniversitelerimizde kayıtlı engelli öğrenci sayısı 57.921 imiş. Çıplak gözle bakıldığında “Oooo, ne kadar da fazlaymış!” denebilir. Birazdan açıklayacağım üzere, hiç de öyle değil. Yine YÖK’ün istatistiklerine göre, aynı dönemde, üniversitelerimizde toplam 7 milyon 80 bin civarında öğrenci kayıtlıymış. Özetle, Türkiye’de her 1000 üniversite öğrencisinden yalnızca 8’i engelli.

Bu oran, ABD’de, 2021 yılında, her 1000 üniversite öğrencisi için 210; İngiltere’de her 1000 üniversite öğrencisi için 177’dir. 177 veya 210 nerede; 8 nerede? Arada uçurum var… İstatistiklerini farklı şekilde yayınlayan AB’deki durumu da anlatmak gerekirse; 2019’da, AB’de, engellilerin %32,5’i, engelsizlerin ise %43,6’sı üniversite mezunu olduğu için mutsuz olan AB, “eğitimde fırsat eşitliği”ni sağlamak adına bu oranları eşitlemek için inanılmaz bir çaba sergiliyor.

Anlayacağınız AB vatandaşı engelliler, üniversite okumak konusunda, ABD ve İngiltere’den de şanslılar.

Türkiye’de -diğer ülkelerle karşılaştırma yapmadan anlaşılamayan- bu iç karartıcı tablo, “Geçmiş yıllarda da böyle miydi acaba?” sorusunu sorup cevabını arayalım. Yine YÖK’ün yayınladığı istatistiklerden yaptığım hesaplamalara göre, üniversitelerimizde engelli öğrenci sayısı ile toplam öğrenci sayısı arasındaki oranlar; son 11 yılda, 1000’de 2 ile 10 arasında -yukarı aşağı- değişip durmuş.

Özetle, geçmiş yıllarda da Türkiye’deki engelliler, kendilerine üniversitelerde pek fazla yer bulamamışlar. 23 yıllık AK Parti Hükûmeti’nin, engelli gençlerimizin üniversitelerde yalnızca 1000’de 8 gibi kaygı verici oranda yer bulabilmiş olmasını, fark edip edemediği veya “bir sorun” olarak algılayıp algılayamadığı konusunda ciddi şüphelerim var.

Fakat, başka devletlerde, engellilere “eşit eğitim” fırsatının sağlanması, çok ciddiye alınan “dev bir sorun”dur. Türkiye’de “sorun” olarak bile gündeme düşmez iken; ABD, 2008’de 1000’de 100 olan üniversitelerindeki engelli oranından utanmış ve 13 yıl içinde aldığı kapsamlı tedbirler sayesinde, günümüzde bu oranı 1000’de 210’a taşımış olmanın haklı gururunu yaşıyor.

ENGELLİNİN NİTELİKLİ EĞİTİM HAKKI YOK MU? VARSA NEREDE?

YÖK’ün engelli öğrenci istatistiklerinde, pek de hayra alamet olmayan ve kolayca algılanabilen “kısmî karartma”sı dikkat çekicidir. Zira, engelli üniversite öğrencilerinin ön lisans mı, lisans mı, yoksa lisans üstü mü, hangi tür yükseköğrenim gördükleri bile belli değildir.

Bu karartmaya rağmen, 2023-24 döneminde, üniversitelerde kayıtlı olan 57.921 engelli öğrencinin 52.300’ünün, yani %90’ının Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi’nde -ki, ağırlıklı olarak açık öğretim üniversiteleridir- kayıtlı oluşu dikkatlerden kaçmamaktadır.

Herhâlde YÖK, engelli üniversite öğrencilerinin çok büyük kısmının açık öğretim fakültelerinde okuduklarını gözlerden uzak tutmaya çalışmış olsa gerek.

Buna göre; üniversite okuyan engelli öğrencilerin ezici çoğunluğu, herhangi bir üniversite kampüsüne adımını atmadan ve herhangi bir öğretim üyesi ile yüz yüze gelmeden okuduğu üniversitelerden mezun olmaktadırlar.

Bir parantez açıp dikkatimden kaçmayan bir hususu daha belirtmeliyim: Seçimlerde CHP’nin kalesi bir şehir olan İzmir’deki, 197.154 üniversite öğrencisinin yalnızca 129’unun, yani her 10.000 üniversite öğrencisinden 6’sının engelli olması “akla ziyan”dır. 167 engelli derneğine kucak açmış olan 3,2 milyon nüfuslu İzmir, üniversitelerinde sadece 129 engellisine mi yer bulabilmiş!? Hayatımın 6 yılını geçirdiğim İzmir’den beklenmeyecek bir durum…

Türkiye’nin nitelikli üniversitelerinde okuyabilen engelli var mı? Ona da bakalım… Örneğin, 2023-24 döneminde; 15.774 kayıtlı öğrencisi bulunan Boğaziçi Üniversitesi’nde engelli öğrenci sayısı 11; veya 32.392 kayıtlı öğrencisi bulunan ODTÜ’de engelli öğrenci sayısı 1, evet yanlış okumadınız, yalnızca bir; veya 39.669 kayıtlı öğrencisi olan İTÜ’de engelli öğrenci sayısı yalnızca 21’dir.

Nitelikli üniversiteleri geçtim, çoğu vakıf üniversitesi olmak üzere 38 üniversitemizde hiç engelli öğrenci bulunmamaktadır.

Acaba diğer ülkelerdeki nitelikli üniversitelerin engelli öğrenci sayıları ne kadar? Buna da bakalım… Dünya çapında nitelikli üniversite denince akla, Oxford Üniversitesi gelir. Oxford Üniversitesi’nin resmî internet sayfasına göre, 2023 yılı itibarıyla kayıtlı her 1.000 öğrencisinden 190’ı engelli…

Bayağı bir ayrıntının paylaşıldığı Oxford Üniversitesi internet sitesine göre, Oxford’a son 3 yılda kabul edilen 9.788 öğrencinin 1.206’sı engelli imiş; Oxford’a kabul edilen bu 1.206 engelli öğrencinin -sıkı durun- 272’sinin engeli “öğrenme güçlüğü”, 323’ünün engeli “zihinsel engel” ve 151’i ise “otizm”…

Oxford’dan yine kendimize dönelim… Anayasamızın 42. maddesinde “Kimse, eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz” yazar. 2005 yılında, yani 19 yıl önce yürürlüğe giren 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun’un 15. maddesinde ise, “Hiçbir gerekçeyle engellilerin eğitim alması engellenemez.” yazılıdır.

Yasalarımızda engellilerin eğitim hakları ile ilgili bir ton “güzel şeyler” yazılmıştır. Uygulama fırsatı verilmeyen, bir sürü “tatlı sözler”… Engelli kardeşlerimi sokakta, çarşıda, pazarda, parkta, sahilde, üniversitede, her yerde görmek ve hayatı onlarla birlikte paylaşmak istiyorum.

Yukarıda kalemimin yazabildiği ölçüde göstermeye çalıştığım manzaraya dayanarak şunu söyleyebilirim: Kimse “rol” yapmaya; “masal” anlatmaya kalkmasın… Türkiye’nin, artık “engellilere hak ettikleri yaşamı sağlayan” bir hükûmet gereksinimi vardır…

Sonuç olarak; 23 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti Hükûmeti’nin de, belediyeleri olan CHP’nin de, engellilerimize yeterince sahip çıkamadıklarını düşünüyorum.

Ülke genelinde her 1000 üniversite öğrencisinden yalnızca 8’inin engelli olması ve bu kardeşlerimizin uzaktan veya düşük nitelikli yükseköğrenim kurumlarında okumaktan başka çare bulamamış olmaları, büyük bir ayıp mıdır, değil midir?

Şimdiye kadar engelsiz, ama herkes gibi bir engelli adayı olarak bu ayıbı içime sindiremiyorum. Sizce de, “eğitimde gerçek eşitliğin hakkını verebilmek” adına, devlet veya vakıf fark etmez, tüm üniversitelerimizde, “yüzde 10’dan aşağı olmayan bir engelli kontenjanı” uygulamak gerekmez mi?

YÖK TÜİK AB engelli Üniversite