Enkazın üzerinden-I
Duydu mu derinlerden
İnce bir ıslığın sesini
Kalktı ayağa vicdan ordusu
***
Ali
Bir kaynak ustası, Kırıkkaleli
Değince karısının karnına sıcacık eli
Buz kesti
Düşündü enkaz altında el bekleyenleri
Patladı ha patlayacak
Göğsünü yırtar gibi
Gün ağarınca patlayan kurşunlar gibi
Gümleyen yüreği
Dayadı kulağını fokurdayan toprağa
Dinledi vicdan ordusunun ayak seslerini
Ne uykuyu tuttu gözleri
Ne de aldı yediklerinin tadını
Düştü yollara
Bilmiyorken ıslık çalanların
Birinin bile adını
Havada süzülen kar tanesi
Düşmeden toprağa
Yetişti Hızır gibi
Islığın imdadına
***
Dilara
Afşin’in gözleriyle gülen çiçeği Dilara
Enkazın altında kaldı odası
Çıkaramadı en güzel kıyafetlerini
Ertesi sabah sırtına giyeceği okul çantasını da
“Ne gelir elinden insan olmaktan başka”
İnsanlığını giyindi Dilara
Parolasını öğrendik: Vermek, mutluluktur
Depremzedenin yardımına koşan
Depremzede Dilara
Alan eldi
Veren el oldu Dilara
Dolaşıyor çadır çadır
Kâğıt gibi burulan binanın içinden
Demir yığınlarını kaldıran
İnce zayıf kollarıyla
Kimine erzak kimine umut taşıyor Dilara
***
Kardeşim Li
Dillerimiz başlayınca konuşmaya
Ne sen beni anlarsın ne ben seni
Lakin bilirim
Ağrı Dağı’ndan bir kartal kanatlansa
Senin topraklarını da havalandırır rüzgârı
Sarı Nehir’in üzerinde esen rüzgar
Bana da taşır tomurcukları
Kandaşız seninle
Bayraklarımızın al rengi gibi
Aynı yürekle kulak verdik toprağa
Ve sen de duydun ıslığımızı
***
Kalktı ayağa vicdan ordusu
Yürüyor yürekleri avuçlarında
Fokurdayan toprağın üzerinde