21 Kasım 2024 Perşembe
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erdoğan-Putin masasındaki esas gündem

Fikret Akfırat

Fikret Akfırat

Gazete Yazarı

A+ A-

Pazartesi günü Erdoğan ve Putin Soçi’de buluşuyor. Masadaki konuların ağırlığı herkes tarafından kabul ediliyor. Tahıl koridorundan, Suriye’deki duruma, Dağlık Karabağ’dan Libya’ya bir dizi sorun iki liderin önündeki dosyalarda yer alıyor. Ancak esas gündem, Türkiye-Rusya ilişkilerinde son dönemde ortaya çıkan kırılmanın nasıl aşılacağı. Zira bütün bu konular hakkında ortak tutumları belirleyecek olan anahtar burada.

Erdoğan’dan önce Moskova’ya giden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile görüştü. Fidan, Moskova’daki açıklamalarında Rusya ile stratejik ilişkilere Ankara’nın verdiği önemi vurguladı. Lavrov ise, enerjiden, Suriye’ye ve Kafkasya’ya birçok konuda Türkiye ile işbirliği konularını sıraladı. Rus Dışişleri Bakanı’nın konuşmasında, Moskova’nın Ankara ile işbirliği sonucunda Türkiye’nin kazançlarının altını çizen mesajlar vermesi dikkat çekti.

MASADAKİ ZOR KONULAR

İki ülke liderinin önündeki başlıkları kısaca şöyle özetlemek mümkün. Tahıl koridoru: Rusya’nın tavrında bir değişiklik yok. Moskova, daha önceki anlaşmada Rusya’nın tahılının dünyaya ulaştırılması konusundaki taahhütler yerine getirilmezse anlaşmaya dönmeyeceğini belirtiyor. Lavrov da Şoygu da bunu vurguladı. Fakat daha önemlisi, Fidan’ın ziyareti sırasında Rusya’nın tahılının Türkiye üzerinden dünyaya ulaştırılması konusunda tahıl koridoru anlaşmasından farklı alternatif bir önerinin masaya gelmiş olması.

Suriye: Suriye ile normalleşme için bir yol haritası hazırlandı. Yol haritası Türkiye’nin önünde. Moskova ve Tahran, Ankara’ya 1998 Adana mutabakatının genişletilmesi temelinde Şam ile yeni bir anlaşma öneriyor. Bu anlaşmayla, Türkiye’nin Suriye sınırları içindeki faaliyetlerinin Şam ile eşgüdümlü hale getirilmesi amaçlanıyor. Öte yandan Ankara’nın normalleşme sürecini hızlı adımlarla ilerletmemesi, ABD’nin bölgede yeni mevziler kazanmasına imkan sağlıyor.

Dağlık Karabağ: Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ateşkesin devamı, bölgedeki ulaşım hatlarının yenilenmesi, Altılı Platform’un kurulması gibi konular masada. Ancak bölgesel inisiyatifin ilerlememesi nedeniyle, daha önceki süreçte devredışı kalan ABD hem Azerbaycan hem de Ermenistan üzerinden bölgede yeniden atağa geçti. Azerbaycan ve Ermenistan Dışişleri Bakanları 27 -30 Haziran’da Washington’da ABD Dışişleri Bakanı ile birlikte üç gün süren “barış görüşmeleri” yaptı.

Enerji: Moskova’nın Ankara’ya önerdiği Türkiye’de bir gaz dağıtım merkezi kurulması ve iki ülke arasındaki enerji alışverişlerinde uygulanan ve Türkiye’yi rahatlatan, ödemelerin zamana yayılması gibi konular da önemli gündemler arasında.

BATI’NIN BASINCINA TESLİM OLMAK MI, TÜRKİYE’NİN MENFAATLERİ Mİ?

Bunların dışında, bir yandan tahıl koridoru kriziyle de gündeme gelen, diğer yandan Ukrayna’da ipleri elinde tutan ABD’nin, savaşın Karadeniz’e doğru genişlemesi için Rus limanlarına yönelik saldırıları artırması gibi etkenlerle birlikte NATO’nun Karadeniz’de etkinliğini artırma çabaları da en önemli gündem maddeleri arasında.

Dikkat edilirse, bütün bu konularda Ankara-Moskova işbirliği Türkiye’nin menfaatleri doğrultusundadır. Yukarıda sıralanan konularda ve daha birçok konuda Türkiye’nin menfaatlerine zarar veren, Ankara’nın son dönemde yeniden yöneldiği Atlantik sistemidir.

Bir kez daha altını çizelim: Türkiye’nin önünde “Batı mı, Rusya mı” diye bir tercih yoktur. Bağımsız ve egemen bir devlet olarak izlenecek stratejik bir rota mı, Atlantik’e teslimiyet ve Türkiye’nin ulusal çıkarlarının aleyhine bir siyasetin devamı mı? Soru budur. Türkiye’nin menfaatleri, en başta Rusya, İran ve Suriye olmak üzere bölge ülkeleri, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ve Çin ile Atlantik’ten bağımsız ve Atlantik tehditlerine karşı bu ülkelerle ortaklığı esas alan bir dış siyaseti gerektirmektedir.

Recep Tayyip Erdoğan Vladimir Putin ABD Rusya NATO