Erdoğan’ı hep kazandıran adam...
O, eğer bu makamda kalırsa, herkes bilsin ki Türkiye daha kötüye gidecek.
Çünkü, AKP Lideri Erdoğan, seçmenine onu göstererek oyları kontrol ediyor.
İstemeye istemeye bir bölük seçmen AKP’ye oy veriyor ve Erdoğan hep kazanıyor.
Bunu yeni yazmıyorum...
7 Haziran 2015’teki genel seçimden sonra, 10 Haziran’daki yazımın başlığı şu: “Kılıçdaroğlu İstifa Etmelidir”
Ama koltuğuna öyle bir yapışmıştı ki AKP ile ittifaka bile hazırdı. Erdoğan onu, “İstikşafi Görüşmeler” yalanıyla oyaladı ve erken seçim kararını bu planla aldı.
“İstikşafi Kılıçdaroğlu” aldatılmasını erdem gibi göstererek devam etti projesine. 1 Kasım seçimlerine gidilirken HDP ile ittifak yapmıştı. Bu yüzden 8 Ağustos tarihli yazıma şu başlığı atmıştım: “HDP Eşbaşkanı Kılıçdaroğlu”
23 Eylül 2015’teki durumu, yazımın başlığı anlatıyordu: “Kılıçdaroğlu, PKK’nın Kalkanı oldu”
1 Kasım’da genel seçim oldu, AKP oylarını yüzde 7 artırarak tek başına yeniden iktidar oldu. Bunun 1 numaralı sorumlusu belliydi. Köşemden 4 Kasım’da çağrı yaptım: “İstifa Et Kılıçdaroğlu”
Ama o, sözü eveleyip geveledi, beceriksizliğine başka bahaneler buldu. 12 Kasım’da yine seslendim kendisine: “Özeleştiri Değil İstifa Bekliyoruz!”
MEZHEPÇİLİK MİKROBU
Genel seçimlerden galip çıkan AKP, MHP’yi kullanarak devreye tek adamlık sistemi olan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini soktu. 12 Şubat 2017’de, referandumda hayır çıkması için en önemli şartı yazdım: “Hayır İçin Kılıçdaroğlu İstifa Etmeli”
Ama koltuk delisi Kılıçdaroğlu ayak diredi. Ve 16 Nisan referandumunda kıl payı ile olsa da Erdoğan seçimi kazandı.
Bu süreçte AKP’liler mahalle mahalle dolaşarak Sünni vatandaşlara, “Bir Alevi’ye mi yoksa alnı secdeye değen birisine mi oy vereceksiniz!” diye propaganda yaptılar ve amaçlarına ulaştılar. Seçime mezhepçilik mikrobu bulaşmıştı. Bu malzeme son seçimde de cami cemaati arasında bol bol tüketildi.
ERKEN SEÇİMİ GÖREMEDİLER
Biz, AKP iktidarının Türkiye’yi yönetemeyeceğini gördük ve erken seçimin kaçınılmaz olduğunu 24 Kasım 2017 tarihinde “Erken Seçim Kaçınılmaz” başlığı altında verdik.
Ama beceriksiz CHP yönetimi 24 Haziran 2018’de erken seçim yapmak için AKP-MHP ortaklığının aldığı kararla baskına uğradı.
Ve Kılıçdaroğlu, tıpkı 7 Haziran 2015 seçiminde, tıpkı 1 Kasım 2015 seçiminde olduğu gibi bu son seçimde de PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile işbirliği yaptı.
Yetmedi, FETÖ’cü hainleri mağdur gösteren bir politika izledi. 3 Aralık 2016’da Adana’da CHP mitinginde Ahmet Altan gibi bir CHP düşmanı FETÖ elemanını alkışlattı.
“Laiklik karın doyurmaz!”, “1930’ların CHP’si değiliz!” diyerek şanlı devrim yıllarına saldıran Kılıçdaroğlu; son seçimde o kadar azgınlaştı ki CHP düşmanı Seyit Rıza üstünden Dersim derebeylerini gündeme taşıdı. Yetmedi, seçim bildirgesine Ermeni soykırımı yalanını soktu.
Partisindeki gerçek CHP’lileri susturdu, Atatürk’e soykırımcı diyenleri; ABD derin devletiyle bağı olanları, PKK sempatizanlarını, FETÖ ile bağı bulunanları milletvekili yaptı. Danışmanları FETÖ’den tutuklandı ama o yine de çizgisinden vazgeçmedi...
BAŞKAN ADAYINA BAKIN
DSP’yi batıranlardan Erdoğan Toprak’ın CHP’ye alınması, üst düzey görev verilmesi ve şimdi de partinin Meclis Başkanı adayı olarak gösterilmesi boşuna mı sanıyorsunuz? Bu işin bile gerisinde okyanus ötesi güçler var.
Şimdi böyle birisi... CHP’yi değil de PKK’yı ve FETÖ’yü öncülleyen birisi CHP’nin başında durdukça... Tayyip Erdoğan bir değil bin seçime girse hepsini kazanır.
Ama adam CHP kurultay delegesini belediyeler ve Alevicilik üstünden avucunun içine almış. Türkiye’yi kurtarmak değil koltuğunu kurtarmayı birinci amaç yapmış... Rahatı yerinde... Bu rezalete karşı çıkanları da emrindeki Parti Meclisi ile tehdit ediyor.
Seçimlerden önce, “Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı başkan yapmadan görevden ayrılmaz!” diye yazmıştım.
Evet, Erdoğan’ın görünmez yardımcısı Kılıçdaroğlu bu görevini yerine getirdi.
Şimdi sıra, Atatürk cumhuriyetini sona erdirmek.
Üç ortak: Kılıçdaroğlu-Erdoğan-Bahçeli bunu da yapacak...
Dersim derebeylerinin intikamını da Dersimli Kemal almış olacak...
Halen şu CHP delegeleri bu Amerikan projesi Sorosçu ekibe arka çıkıyorsa...
Aklıma Mahzuni Baba’nın o ünlü taşlaması geliyor:
“Yuh yuh! Ben öyleysem!
Yuh yuh! Sen böyleysen!”