Erdoğan’ın Suriye mesajları

Çavuşoğlu, Yazıcı ve Bahçeli’nin Suriye mesajlarının ardından Ticaret Bakanlığının yeni ülke profil raporunda Esad hükümeti için, “Ülkede halk tarafından seçilmiş bir parlamento ve devlet başkanı tarafından atanmış bir hükümet görev yapmaktadır” ifadesi kullanıldı.

Ukrayna ziyaretinin ardından Türkiye'ye gelen Erdoğan, Suriye hakkında yeni mesajlar verdi. Hükümet cenahının mesajlarını bir basamak üste taşıdı. “Bizim Esed’i yenmek, yenmemek gibi bir derdimiz yok ki. Eğer Türkiye’de muhalefet olayı böyle bir noktaya taşıyorsa bu muhalefetin hem kalitesini hem de gramını ortaya koyar... Türkiye’de güçlü bir muhalefet yok. Sıkıntı burada. Suriye’de ne oluyor ne bitiyor haberleri yok.” demiş. Açıklamalarında özetle, Rusya ile teröre karşı mücadeleyi birlikte sürdürdüklerini, ABD’nin binlerce tır silahla, askeri araçlarla Fırat’ın doğusuna yığınak yaptığını, bu yığınağı PKK terör örgütü için yaptığını, bu sebeple ABD’nin “ben terörü beslemedim” diyemeceğini, aynı şeyi Irak için yaptığını ve Irak’taki mevcut kaostan ve terörden ABD’nin sorumlu olduğunu, Rusya ile Fırat’ın doğusunda ve batısında teröre karşı mücadelenin başlatılması gerektiğini ve mültecileri Esad’a karşı sonsuza kadar savaşalım diye ağırlamadıklarını söylemiş.

Bu ifade yıllar önce ortaya atılan bir iddiayı hatırlattı. Bu iddiayı benimle paylaşanlar Erbakan ile Erdoğan’ın gizli bir mutabakat yaptığını söylemişti. İngiltere ve ABD, Gül ve Gülen’in birlikte hareket etmesini istemiş. Erbakan’ın Erdoğan hakkında yapacağı şiddetli ithamlar ve eleştiriler bir senaryodan ibaret olacakmış. ABD’nin, milli görüş çizgisinde olan, başta İran ve Libya olmak üzere tüm İslam ülkeleriyle iyi ilişkiler bina etmek isteyen Erbakan’ın iktidar olmasına izin vermeyeceğini, bu sebeple onları kendi oyunlarıyla vurması için fedaisi Erdoğan’a tarihi bir görev verdiğini ve Erdoğan'ın bu oyunu ve görevi layıkıyla yerine getirdiğini söylemişlerdi.

Suriye ile yaşadığımız bu krizin bir oyundan ibaret olduğunu, büyük şer olan düşmanı (ABD) alt etmek için küçük şer rolünü icra ettiklerini, tüm bu senaryonun Esad ile birlikte hazırlandığına inandıklarını ifade etmişlerdi. Her iki lidere tercümanlık yapan benim, bu senaryodan haberdar olup olmadığımı ciddi ciddi sormuşlardı. Erdoğan, Erbakan ile bir kurgu üzerine mi anlaşmıştı, seyrettiğimiz bir oyundan mı ibaretti, bu senaryo Esad ile birlikte mi hazırlanmıştı, mecburiyetler tercihlere üstün mü gelmişti, amaçlar için tüm araçlar mübah mıdır, yoksa akşam ayrı sabah ayrı telden çalan, dün söylediklerini bugün yalanlayan çok zeki, çok kıvrak, çok eğlenceli ikizler burcunun özelliklerini mi taşıyor, Allah daha iyi bilir.

İlaveten, Sayın Erdoğan diplomaside bir Arap atasözüne atıf yaparak, “Devletler arasında hiç bir zaman siyasi diyalog veya diplomasi kesip atılamaz. Her zaman her an bu tür diyaloglar olur, olmalıdır. Hatta bir söz var; İplikle de olsa bağı koparmayın. O bağ devam etsin. Gün olur lazım olur.” demiş. İlim şehrinin kapısı Hz. Ali’nin, bu söz kadar değerli nasihatlari de var; Düşmanla çok keskin düşman olma, gün olur dost olur utanırsın. Dostunla çok keskin dost olma, gün olur düşman olur, çok pişman olursun. Söz içinizdeyken o sizin esirinizdir. Ağızdan çıktı mı siz onun esiri olursunuz. Zararın neresinden dönülürse kârdır hesabıyla, muhalefet de 'Hangi Erdoğan' diye sormak yerine, açıklamalarına temkinli yaklaşarak bu dönüşümü hayra yormalı, milletin, devletin, Suriye’nin ve bölgenin, bu açıklamalarında menfaati vardır zihniyetiyle yaklaşmalı.

Şam ile ABD destekli teröre karşı işbirliği mesajı: Suriye ile daha ileri adımlar atacağızGündem