Erdoğan’ın Zati Sungur zaferi
Dün de adını andığım sihirbaz ve illüzyonist Zati Sungur (1898-1984), bizim çocukluğumuzun tanınmış figürlerinden biridir. Tıpkı Galata Kulesi’ni, Galata Köprüsü’nü açıkgözlere satan dolandırıcı Sülün Osman gibi, ruh hastalıkları ve deliliğin simgesi Prof. Dr. Mazhar Osman gibi...
Zati Sungur “Dünya Sihirbazlar Kralı” idi, büyük bir illüzyonist idi, ama insanlara hayal ve görüntü satan bir “tacir” idi.
Bu nedenle R.T. Erdoğan’ın yaptığı Balkon Konuşması, (varsa) ruhbilimciler ve (varsa) siyaset bilimciler tarafından mutlaka yorumlanması gereken bir Zati Sungur gösterisiydi.
***
Ben bunları düşünmekteydim ki, ABD’de yaşayan bir genç bilim adamı dostumdan şimdi okuyacağınız ileti geldi:
“Son seçim sonuçları Erdoğan için bir hezimet mi? RTE’nin son yılda yaptıkları
-medyayı tamamen kontrol etmek, dünyada en çok hapiste gazeteci olan ülke olmak, Twitter’ı kapatmak, Youtube’u kapatmak, mahkemeleri tamamen kendine bağlamak vs., vs.- dünya basınında kendisinin Putin, Chavez, Mugabe ve Kim Jong Un’a benzetilemesine yol açtı.
Türkiye’deki seçim sonuçlarını yorumlayanlar, 2009’daki %35’e bakarsak AKP oy kazandı, yani başarılı ama 2011’deki %49 küsura bakarsak, biraz oy kaybetti diyorlar. Ve acaba doğru karşılaştırma nedir diye çeşitli laflar ediyorlar.
Bilimsel olarak bir şeyi değerlendirmek için, benzerleri ve universal ölçütleri ile karşılaştırılır. Bu nedenle doğru karşılaştırma devletin ve medyanın bütün mekanizmalarını ele geçirip ağır bir propaganda ile seçimlere giden diğer liderlere göre yapılmalı. Bu liderlerin seçim sonuçlarına bakalım:
Putin (Rusya) 2012: %63; Chavez (Venezuela) 2012: %54.4; Mugabe (Zimbabwe) 2013: %61; Kim Jong Un (K. Kore) 2014: %100.
Bu liderlerin elindeki güç Erdoğan’dan fazla mı? Hiç de değil. Aralarında interneti kapatan kaç kişi var? Bir kişi: Kim Jong Un.
Demek ki bir elde bu kadar güç toplanınca başka liderler en azından %55.4 alıyor, ortalama %65 alıyor, interneti kapatanlar %100 alıyor.
Demek ki neymiş? Bütün baskıya rağmen %44 almak, Erdoğan için bir hezimettir. Daha ne yapacaktı; muhaliflerin tamamını hapse mi atacaktı? Yaptı zaten. Sıkıyönetim mi ilan edecekti? İhtiyaç yok zaten. Evren bile %92 almıştı.
Bu seçim, uluslararası seçkinler kulübünde, kendisinin karizmasını çizmiştir. İnsan içine nasıl çıkacak, çok sinirli bence...”
***
Genç dostuma bir bravvosimo!
Bendeniz, Adnan Menderes ve Demokrat Parti dönemini, orta ve yükseköğrenim çağımda yaşadım. Adnan Menderes zarif bir insandı, R.T. Erdoğan’ın kullandığı deyim, terim ve sözcükleri ağzına almazdı. Kendisine oy vermeyenlere karşı saygılı idi. R.T. Erdoğan’ın vaziyetinin durumu Menderes’in 1959-60 yılına benziyor. Menderes de üniversite profesörleri için “Kara cübbeliler” demişti, “Ben bu orduyu yedeksubaylarla da yönetirim” demişti.
Son zamanlarında, devlet radyolarında “Vatan Cephesi” çığırtkanlığı yapıyor, zaman zaman gazeteleri kapatıyordu ama adalet ve yargı onun kişisel yetki ve etkisi altında değildi. Çok istese de böyle bir şey yapamazdı; çünkü yargı erki mensuplarının çok büyük çoğunluğu katıksız ve katkısız cumhuriyetçi idi. Üniversite ve Milli Eğitim kadroları ve öğretmenlerin en azından %90’ı cumhuriyetçi idi. Menderes’e karşı daha güçlü bir direnç vardı ama Menderes, R.T. Erdoğan’a göre çok daha başarılı idi.
***
Kenan Evren, R.T. Erdoğan’a göre çok daha demokrattı ve yetkileri günümüz başbakanından çok daha azdı. Kenan Evren, polise ve yargıya Erdoğan kadar etkili değildi. Evren etki konusunda bazı girişimlerde bulunursa, bu Erdoğan gibi aleni değil gizlice yapıyordu. Evren’in kızları ve damatları memuriyetlerinde biraz kayırılmışlardır belki ama yakınları birkaç yıl içinde denizlerde ticaret filosu kurmamıştı; para sıfırlamada beceriksiz bir Bilal’i de yoktu.
Adamcağızın biri koca Muğla’da, ikincisi Marmaris’te, üçüncüsü Bodrum’da evleri vardı. Muğla’dakini satmak istedi de satamadı zavallı adam. Ev edinmesinde bence suiistimal yoktu: Koskoca Orgeneral ve Genelkurmay Başkanı idi, darbeli Devlet Başkanı idiyse de halkın %92’sinin oyunu alarak cumhurbaşkanı olmuştu. Gene de milletin gözü kaldı!
Erdoğan’ın satacak, satılacak bir mülkü olacak da birkaç saat içinde satılmayacak, mümkün mü?
Kendisi de bizzat ressamcı olan Evren memleketin sanat işlerine burnunu pek sokmadı. Belki de cetvelsiz düz çizgi çizemeyecek Erdoğan gibi Ucube (!) heykeller yıktırmadı.
Darbeci Kenan Evren, yetki ve etki zengini Erdoğan’ın yanında züğürt sayılmasa bile orta hallice bir emekli idi.
***
Bütün cumhuriyet tarihinde 1950’den sonraki dönemde hiç kimse R.T. Erdoğan kadar yetki ve etki sahibi olmadı, olamadı: Ne Ecevit, ne Özal, ne Süleyman Demirel, ne CHP & Adalet Partisi Başbakanı İnönü, ne de Adnan Menderes... Vahidettin’i geçer, Abdülhamit’i geçemese de onunla yarışır.
Bunca güçlü, anayasa-babayasa, yasa-masa-kasa tanımayan, dış siyasetinde bir Mussolini saldırganlığında bir adam, adaleti, yargıyı, polisi kendisi için mutlaka kullanıp rakipleri için kesinlikle kullanmayarak; din ve diyaneti, camiyi, hacıyı-hocayı, tekmili birden bütün tarikatları emri altında tutarak; elektrikleri kesip oy sayımını mum ışığında yaptırarak, kendine en uygun Yerel Yönetim Yasası çıkartarak, köylü ve çiftçileri kentli statüsüne sokarak Büyükşehir belediyeleri için oy verdirerek, sineğin yağını çıkartarak, uçan kuşu yakalayarak ala ala %44 oy alıyor.
İnsan Kenan Evren’den, Kim Jong Un’dan utanır!
***
R.T. Erdoğan’ın söylev cümlelerini okuyun, büyük çoğunluğu saçmadır. Balkon konuşmasında bakın ne demiş: “Kaset, montaj, çamur ve iftira siyaseti kaybetmiştir. Ey genel müdür ya elinizde bu kasetler olmasaydı siz ne konuşacaktınız?” diye sormuş.
Sadece “Bana %44 oy veren bu millet adam olmaz!” demediği kalmış.