Ergenekon kıtaları
61. Kıta:
Yeni hayat yükselirken
Öyle söküldü yine ateşli, görkemli Uruk şehri,
Nasıl kurulduysa tuğla üstüne tuğla.
Parçalanır devletler de sökülen surlar gibi,
Sökülür toplumlar da eski kurallarından.
Yenisi örülürken, anımsar halk önceki hayatı,
Eski acılar, sevinçler, kederli aldanışlar.
Geceleri not alıyor Bilge, taş deftere derkenar:
Adanışla örülen yiğitlik masallarıdır ki,
Yeni hayat yükselirken iskeleyi onlar kurar.
62. Kıta:
Uyandı kan uykusundan
İşte orada Anadolu boğası, uyandı delibaş,
Kendini yeniden buldu kapkara pars,
Arka ayakları üzerine doğruldu, işte orada,
Uyandı kan uykusundan gene halk sfenksi.
Anımsıyor bütün geçmişini, insanlığını,
Hatta ovaları örten geniş kanatlarını, korku salan
Fırtına yüklü yağmur ıslıklanıyor teleğinde.
Orada çıkarıyor kaplumbağa aslan pençesini,
Yırtıyor korku sahnesinin sır perdesini.
63. Kıta:
Batarsın paranın batağına
Yıpranan gövde ağırlığı çekemiyor artık,
Sık sık davranış bozukluğu, bunalım diyelim.
Uyuşuyor boyna sinir sistemi, eklem yerleri,
Kuyunun dibine düşmüş taş gibi malum…
Uymuştu bir vakit büyük şeytanın ayartısına.
Karın tok, ruh tamtakır, bu nasıl iştir amiralim?
Batmadan önce geminin yükselmesi gibi,
Şan şöhret, altın apolet, sınıf atlatırlar adama:
Çıkıyorum derken, batarsın para batağına.
64. Kıta:
Para kasasından büyük
Kendini küçük görmeyi aşıladılar ona:
Küçüksün sen, ufak tefeksin, ama yetenekli.
Budalaya, zekâ küpü rolünü verdiler,
Koyun atlaması gibi ip atladılar milli eksende,
Küçük Amerika’nın büyük aşkı filminde.
İyi jön ya, kaleyi kapısından içeri sokacak,
Sonunda yükselebilecek listelerde.
Yönetmen böyle istiyor, ne gelir elden,
Gülüyor şeytan: Para, kasasından büyüktür!