11 Ocak 2025 Cumartesi
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erkek egemen sendikacılığımız-(TAMAMI)

Engin Ünsal

Engin Ünsal

Eski Yazar

A+ A-

İşgücü piyasalarında erkek istihdamı kadın istidamına karşı daha yüksektir. Kadınların karar verme durumunda olma yüzdesi ise erkeklere oranla çok daha düşüktür. AB ülkelerinde kadınların istidam oranı yüzde 40’ın üzerindeyken karar verme durumunda olan kadınların oranı ise yüzde 19-33 aralığında kalmaktadır. SGK 2011 verilerine göre bir iş sözleşmesine dayalı olarak çalışan kadın işçi oranı yüzde 24.2 dir. Ülkemizde karar verme pozisyonunda olan kadınlar konusunda ise bir çalışma olduğunu anımsamıyoruz. Anayasanın ve yasaların koruyu hükümlerine rağmen kadın istihdamındaki düşüklük ciddi boyutlardadır ve bu sonuçta aile içi baskının etkisi açıktır.

Kadınların yüzde kaçı sendikalı bilinmiyor

Konuyu sendikacılığımız açısından irdelediğimizde durum son derece olumsuzdur ve neredeyse sendikacılığımızda kadının adı yoktur. Konfederatif düzeyde hiçbir işçi konfederasyonun zorunlu organlarında kadın yönetici yoktur. Aydınlık Gazetesi’nin Emek sayfası yazarlarından sayın Mehmet Akkaya’nın verdiği bilgiye göre 2010 yılında 94 işçi sendikasında, 94 başkanın sadece 4’ü, 475 Yönetim Kurulu üyesinin 34’ü, 282 denetim kurulu üyesinin 32’si, 333 disiplin kurulu üyesinin 40’ı kadınlardan oluşmaktadır. Bizim gibi ülkelerde istatistiki çalışmaların cılızlığı nedeni ile çalışan kadınların ise yüzde kaçının sendikalı olduğu bilinememektedir. Eminim kadın işçilerin sendikalaşma oranı da çok düşüktür.

Durumu özetlemek gerekirse sendikacılığımızın yönetiminde erkekler açık ara öndedir, kadın sendika yöneticilerinin varlığı önemsenmemektedir. Sendika yönetiminde kadının yokluğu kadın işçilerin örgütlenmesini de olumsuz etkilemektedir.

Erkek egemen sendikacılığımızda kadının adının eser miktarda olması sendikacılığımızın yüz karasıdır. Uluslararası federasyon ve konfederasyonlara üye sendikalarımız bu sendika kongrelerine katılmaları aşamasında, “delegasyonunuzda mutlaka kadın üye bulundurun” uyarısı almakta ve sendikalarımız bu genel kurullara üzülerek söyleyelim bir erkekler ordusu ile katılmaktadırlar. Almanya’da katıldığımız Türk sendikacılar için düzenlenmiş bir seminerde Sosyal Güvenlik konusunda ders verecek bayan hocanın, “hayatımda ilk defa tamamen erkeklerden oluşan bir sendikacı grubuna ders vereceğim” dediğinde ülke sendikacılığımız adına çok utanmıştım.

İhtiyaçlara cevap verilmiyor

Eğitim konusunda güzel çalışmalar yapan Petrol-İş Sendikası “Kadınlara Sendikalar Sendikalara Kadınlar” adı altında yayınladığı bir broşürde kadın işçilerin örgütlenme konusunda yaşadığı sıkıntılara değinmiş. Buna göre kadınlar sendikanın kendilerine ne bakımdan yararlı olacağını bilmiyor, aile ile ilgili sorumlulukları yüzünden zamanı yok, onlara bu konuda yol gösteren olmamış, sendikalar hakkında olumsuz düşünceler sahipler, sendikalar kadınların ihtiyaçlarına cevap veremiyor, sendikalar erkeklerin egemenliğinde, işverenden çekiniyorlar, ailenin erkek bireyleri (koca, ağabey,kardeş) izin vermiyor, üye olmak için özgüvenleri yok .

İşçi sendikalarımızın çalışma ortamında kadın işçilerimize güvence sağlamak ve uluslararası alanda yaşadıkları ayıptan kurtulmak için ciddi çalışmalara başlamak sorumluluğu vardır. Bunun için kadın işçilerin örgütlenmesinden sorumlu olacak “ Kadın İşçileri Örgütleme Birimi” kurmalı ve burada çalışacak kadın öncüler istihdam etmelidir. Bu birim bir yandan kadınlar için işyerlerinde veya işyerleri dışında kadın sorunlarına ve temel sendikacılık bilgilerine yönelik özel eğitim seminerleri düzenlerken diğer yanda kadınlara ev ziyaretleri yaparak sıcak ilişkiler kurmaya çalışmalıdırlar.

Kadınların sendikacılıkta ne kadar başarılı olabileceklerine, olduklarına yakından tanıklık etmiş biriyim. 1967 yılında Bandırma Belediyesi çalışanları greve gitmişti ve ben de grevin yönetimine hukuksal yardımlarda bulunuyordum. Tek Gıda-İş Sendikası’nın (o zamanlar federasyon) 1956 yılındaki genel kurulunda yönetim kuruluna seçilmiş, Balıkesir-Çanakkale Havalisi sendika başkanlığını ayni zamanda sendikanın Bandırma Şube Başkanlğını yapmış Türkiye’nin ilk kadın sendikacılarından Dervişe Koç’un büyük özverisi ve desteği o grevin kazanılmasında çok etkili olmuştu. Onu rahmetle anıyor ve anısının kadın işçilerimize ışık tutmasını diliyorum.