24 Kasım 2024 Pazar
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Erken seçim olmazsa

Atakan Hatipoğlu

Atakan Hatipoğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

Muhalefet erken seçim istiyor çünkü içinden geçtiğimiz dönemde her şey hükümetin aleyhine. Sıcak paraya dayalı genişlemenin yarattığı refah balonu küresel salgından önce sönmeye başlamıştı. Küresel salgın ekonomik krizi ağırlaştırdı. Geçim sorunu toplumun bütün kesimlerinin en önemli sorunu haline geldi.

Geniş seçmen kitleleri oylarını dış politika ya da terörle mücadele türünden gündelik hayatını doğrudan etkilemeyen, etkileri ancak dolaylı olan etmenlere bakarak oluşturmazlar. Oy verme davranışını etkileyen etmenlerin başında en somut, en kısa vadeli olan çıkarlar gelir. Gündelik geçim ekonomisi ve ekonomik faydaları olan (özlük hakları, emeklilik, sosyal güvenlik vb.) kazanımlar en belirleyici olanlarıdır. Bu nedenle muhalefet erken seçim talebi için tam zamanı diye düşünüyor. Ancak göründüğü kadarıyla kamuoyundaki genel hava, dere geçerken at değiştirmeme ve zamanını bekleme yönünde.

Seçimlerin zamanında yani 2023 Haziran’ında yapılması halinde, süreç oyları erimeye başlamış olan AK Parti’nin kendisini toparlaması yönünde mi, yoksa erimenin sürmesi yönünde mi ilerler? Önümüzde iki yıl var. Siyasette büyük sonuçlar doğuracak bir zamandır bu. AK Parti’nin önümüzdeki iki yılda, ekonomik daralma ve yoksullaşmanın yol açtığı kaçışı durdurması ve kaybettiklerini geri toplaması mümkün mü? Bu soruların kesin cevapları yok. Çünkü hesaba katılması gereken ve sonucu şu ya da bu ölçüde etkileyebilecek çok fazla değişken var. Bu nedenle ancak birtakım eğilimleri öngörebiliriz. Üstelik analize eklenmesi gereken değişkenler ortaya çıktıkça o öngörülerin de yeniden ele alınması ve güncellenmesi gerekiyor.

Toplumsal süreçlerin öngörülebilirliğini güçleştiren en temel sorun, çok sayıda failin iradi biçimde sürecin yönünü etkilemeye dönük etkinliklerde bulunuyor olmalarından gelir. Bir hayvanı korkuttuğunuzda, kaçacak yeri varsa öncelikli tepkisinin kaçmak olacağını kestirebilirsiniz. Öngörünüzde çoğunlukla haklı çıkarsınız. Eğer çıkmamışsanız ya yeteri kadar korkutmadığınızı ya da çok korkuttuğunuz için hayvanın savunma refleksi geliştirdiğini düşünebilirsiniz. İnorganik maddelerin hareketindeki öngörülebilirlik düzeyi bu örnektekinden de yüksektir. Ama toplumsal süreçlerde durum farklıdır.

Elimizde 2023 yılı Haziran genel seçimlerine kadar Türkiye’de siyasal sürecin doğasını belirleyecek bir değişken seti var. AK Parti’nin dezavantajları ve avantajları bu setin ilk parçaları. Dezavantajlar arasında iktidar sürecinin birikmiş hataları, partinin yorgunluğu, Erdoğan’ın tek belirleyici olmasının handikapları, parti içi ekiplerin hesaplaşmaları, hükümetin denetlenemez oluşunun getirdiği etik bozulmalar, savurganlığın yarattığı tepkiler ve aşırı özgüvenin getirdiği hatalar ilk akla gelenler. AK Parti rakiplerinden önce kendisiyle bu konularda mücadele etmek zorunda. Ama avantajları da var.

Kovid-19 aşılamasının kitlesel boyuta erişmesi, salgının kontrol altına alınarak kapanma öncesinin koşullarına dönülmeye başlanması ekonomiyi krizden çıkarmasa da geçtiğimiz baharda gördüğümüz dip noktasına oranla daha olumlu bir düzeye taşıyacak. Eğer buna 2023 genel seçimlerine kadar ekonomide bir büyüme eşlik ederse, AK Parti oylarındaki erimenin bir kısmını geri kazanabilir. Batı'dan gelecek sıcak paraya dayalı bir ekonomik büyüme artık bir hayal. Ancak hükümet reel sektöre dayalı bir yeni sermaye birikim modeline geçiş için oldukça tutuk ve kararsız davranıyor. Önümüzdeki iki yılda, arkada kalan beş yılda olduğu gibi halka yönelik küçük ve idarei maslahatçı ödünlerle yürütülecek bir ekonomi yönetimi, AK Parti için ekonomiyi dezavantajlar setinin değişkenleri arasına katar. Erken seçim olmasa da önümüzdeki iki yılda dananın kuyruğu yine ekonomik gelişmelerin halka yansımasına göre kopacak.

Avantajlar arasında özellikle militan kararlılık içinde olmayan seçmenlerin kararlarını etkilemekte büyük rol oynayan “büyük projeler” hesaba katılmalı. Uzaya astronot gönderme, milli otomobil (TOGG), doğalgaz yataklarının keşifleri, savunma sanayindeki yeni gelişmeler, İstanbul Kanalı, Çanakkale Köprüsü, terörle mücadelede yeni ve sonuç alıcı başarılar vb. gibi işlerin somut verimlerinin 2023 genel seçimleri öncesi peşpeşe gündeme gelmesi seçmenlerdeki havayı etkileyecektir. Bunların hangilerinin genel seçim sonuçları üzerinde etkili olacağını hem AK Parti’nin hem de muhalefet partilerinin karşılıklı hamleleri belirleyecek.

Değişkenler setinin muhalefet partileri ile ilgili boyutları da hesaba katılmalı. Her bir partinin ve toplam olarak muhalefet cephesinin avantaj ve dezavantajları, sürecin doğasını etkilemeye dönük hamleleri olacak. Bunları tek tek değerlendirmek ayrı bir yazıların konusu.