Esad’ın 5 ülke 5 deniz projesi
Hüseyin Vodinalı’nın en son yazısının başlığı, “Esad’ın Beş Deniz Projesi Halen Yaşıyor; Türk Dünyası ve Asya Ülkeleri İle Uyumlu.” Konuya katkılarımızı sunmadan önce yazısından iktibas edelim; “Şimdi dünya artık Asya merkezli bir yer olmaya başladığından beri, Asya merkezli yeni projeler öne çıkmaya başladı. Çin tek başına bu konuda önder sayılsa da yalnız değil. Ama BRI (Kuşak ve Yol Girişimi) ve BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) gibi oluşumlar önemli. Ayrıca ŞİÖ (Şanghay İşbirliği Örgütü) ve çiçeği burnunda Türk Devletleri Teşkilatı (Türkiye, Kazakistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Özbekistan, Macaristan ve Türkmenistan) da Asya’nın hücum borusunu çaldığının göstergesi.
Sayın Vodinalı doğru bir okuma ve tespitlerde bulunuyor. Suriye hakkındaki düşüncelerini aktardığı Kanadalı araştırmacı yazar Matthew Ehret Krump’ın tespitleri de önemli. Çin’in Suriye için öngördüğü milyarlarca dolar değerindeki yatırımın Çin-Suriye ilişkilerinde yaratacağı bölgesel sinerjiyi, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne Suriye’nin katılımının doğuracağı olumlu sonuçları Esad’ın 5 deniz projesinin Türk dünyası ile uyumlu olduğu hususu, Çin ile İran arasında Mart 2021'de imzalanan 25 yıllık Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması, Pekin'in altyapı ve bağlantı projelerini Batı Asya'ya genişletmenin ana kapısı haline gelmesi, İran-Irak - Şalamçeh-Basra demiryolu hattının inşası, iki komşu devleti eşit bir iş birliği temeline oturtmak ve İran'dan Irak üzerinden Suriye'ye uzanan daha büyük demiryolu ve BRI enerji koridorları inşa etmesi, bu gelişmeler ışığında Nisan 2019'da Suriye’nin, Pekin'deki ilk resmi BRI zirvesine katılması Çin ve Rusya-Çin liderliğinde inşa edilen Asya merkezli Yeni Dünya Düzeninin temelinin atıldığını gösteren önemli emarelerdir.
TÜRKİYE, İRAN, IRAK VE SURİYE, OLMAZSA OLMAZ…
Bu girişimin olmazsa olmazı ülkeler İran, Irak, Türkiye ve Suriye’dir. Kıssadan hisse kadim dünyanın merkezi olan bu dört ülke coğrafyası çok kutuplu ve kazan-kazan formülüne uygun tanzim edildiği iddia edilen Yeni Dünya Düzeninin de ağır sıklet merkezidir. Esad’ın arzuladığı Beş Deniz stratejisi, Akdeniz, Basra Körfezi, Karadeniz, Kızıldeniz ve Hazar Denizi’nin su sistemlerini Suriye'ye bağlayan demiryolu, yol ve enerji şebekelerinin inşasını içeriyor. Proje, ulusları bir uyumlaştırma, bütünleşme ve kazan-kazan iş birliği programı arkasında birleştiren mantıklı bir düğüm görevi görecekti. Vodinalı, Esad’ın 2009 yılındaki bir röportajına atıfta bulunmuş ve konuşmasından bir bölümü paylaşmış; “Suriye, Türkiye, Irak ve İran arasındaki ekonomik alan bütünleştiğinde, Akdeniz, Hazar, Karadeniz ve Basra Körfezi'ni birbirine bağlayacağız… Biz sadece Ortadoğu'da önemli değiliz… Bu dört denizi birbirine bağladığımızda, yatırım, ulaşım ve daha pek çok konuda tüm dünyanın kaçınılmaz kesişim merkezi haline geliyoruz.”
DEVLETİN RESMİ RAPORU HALİNE GELDİ
Esad, bu projeyi 2000’li yılların ortasında, çok kutuplu olarak sunulan İngiltere-ABD-İsrail ve şürekâsı kutbuna karşı zuhur etmeye başlayan Rusya-Çin ve ortaklarına alternatif kadim ve yeni dünyanın kesişim, çekim ve ağır sıklet merkezi Şam-Anadolu ve çevre ülkeler öncülüğünde her iki kutup kadar nüfuzlu ve yaptırım gücüne sahip bir Üçüncü Kutup inşa etme arzusundaydı. Türkiye-Suriye merkezli bu Üçüncü Kutup en çok birinci kutbu ama her iki kutbu da rahatsız ve huzursuz etmişti. Burada sizi Esad’ın Ekim 2007’de Türkiye’ye yaptığı ziyarete götüreyim. Bu resmi ziyaretin heyetindeydim. Esad, Beş Ülke Beş Deniz Projesini birçok tarih, siyaset, coğrafya, ekonomi ve sosyoloji ilmi uzmanlarıyla aylarca görüşerek, çalışmalar hazırlatarak, son dokunuşlarını kazandırarak devletin resmi raporu haline getirmişti.
TÜRKİYE-SURİYE PROJESİNDEN DOLAYI HEDEF ALDILAR
2007 Türkiye ziyareti esnasında bu rapor hakkında ayrıntılı konuştu ve dönemin siyasi ve askeri Türk yetkilileri ile paylaştı. Bir Avrasya ülkesi olan Türkiye’nin bu projedeki merkezi rolü üzerinde durdu. Suriye ve Esad’ı özellikle bu projesi yüzünden hedef aldılar. Suriye-Türkiye kardeşliği, dostluğu ve güç birliği uzak-yakın birçok ülkeyi kıskandırdı. Ve maalesef Türkiye, Suriye ve Esad’a karşı başlatılan yeni Haçlı seferinde düşman cephede yer aldı. Türkiye-Suriye ve çevre ülkeler merkezli Esad’ın Projesi rafa kaldırılırken, bu merkezin yerini haliyle Rusya ve Çin aldı. Tüm Dünyanın kaçınılmaz kesişim, çekim ve ağır sıklet merkezi haline gelmek yerine, iki kutuplu dünyanın arasında preslenmiş, üzerinde tahakküm kurmak için savaşılan merkez olduk. Yeniden, Mustafa Kemal’in tam bağımsız, başı dik ve onurlu, zengin ve müreffeh, Esad’ın Türkiye ile birlikte hayalini kurduğu Beş Ülke Beş Deniz coğrafyasının evlatları olabilir miyiz? Zor ama imkânsız değil. İmkânsızı başaracağımız vakte kadar İkinci Kutbun açtığı yolda yürümek şimdilik olması gerekendir.