09 Kasım 2024 Cumartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

F-16 Blok 70’lere sopa bile takamayız

Serdar Aliçavuşoğlu

Serdar Aliçavuşoğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

Türkiye, F-16 alımı için 30 Eylül 2021’de ABD Dışişleri Bakanlığına başvuruda bulunmuştu. 2 yıl boyunca talebe yanıt vermeyen ABD, TBMM’de İsveç’in NATO üyeliği onaylandıktan hemen sonra Türkiye’nin talebini görüştü. ABD Dışişleri Bakanlığının 26 Ocak 2024 tarihi itibarıyla Kongreye gönderdiği, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 30 Eylül 2021 tarihli talebinin 15 günlük itiraz süresi geçen günlerde sona erdi. Bu bekleme süresinde herhangi bir itiraz gelmedi ve F-16 uçaklarının satışı ve mevcut uçakların modernizasyonunun yapılması için Kongreden onay çıkmış oldu.

Tahmini 23 milyar dolarlık bedele sahip bu talep, Türkiye açısından oldukça yüksek bir askeri yatırımdır. Elbette, Türk ordusunun ihtiyaçlarının karşılanması açısından paranın hiçbir önemi yoktur. Ancak harcanacak olan paranın fakir halkımızın birikimleriyle karşılandığı unutulmamalı ve yatırımın doğruluğu sorgulanmalıdır.

Blok 70’ler Türkiye’nin stratejisine uygun mu?

Yazımızda 40 uçak ve 79 uçak kitinden oluşan F-16 paketinin içeriğini ve Türkiye açısından stratejik durumunu inceleyeceğiz. Yaklaşık 3 yıldır Türkiye’nin gündemini oyalayan F-16 paketinin içeriğinde 40 adet F-16 Blok 70, 79 adet F-16 SLEP kiti, uçakların yanında ise; 48 F-110 Turbofan Motoru, 149 AN/APG-83 AESA SABR Radarı, 168 Entegre Viper Elektronik Harp Suiti, 858 LAU-129 Güdümlü Füze Lançeri, 44 M61 Vulcan Topu, 16 AN/AAQ-33 Sniper Gelişmiş Hedefleme Podu, 952 AMRAAM AIM-120C-8 Hava Hava Füzesi, 96 AMRAAM Güdüm Bölümü, 864 GBU-39/B Minyatür Bomba, 96 AGM-88B HARM Anti-Radyasyon Füzesi, 96 AGM-88E Gelişmiş Anti-Radyasyon Füzesi (AARGM), 401 AIM-9X Block II Sidewinder Hava Hava Füzesi ve ek sistemler yer almaktadır. Paket içerisinde yer alan en önemli kalem F-16 Blok 70 uçakları ve F110-GE-129D motorlarıdır.

YAMAN ÇELİŞKİ

Terör örgütü PKK/PYD’ye kara gücüm diyen, bu terör örgütüne binlerce tır silah temin eden ve dahi Türkiye’ye defalarca darbe girişiminde bulunan ABD’nin bir gün bizlere ambargo uygulama riski görünmekte; ancak bu durum hükümetimizi endişelendirmemektedir. Türkiye’ye CAATSA yaptırımı uygulayan ABD’den F-16 Blok 70 almaya çalışıyoruz. Bu yaman çelişki hepimizi haklı olarak endişelendiriyor.

MİLLİ GÜVENLİK TEHDİDİ

Uzmanlarımızdan öğreniyoruz ki; ABD’den alınacak F-16 Blok 70’lerde, eski F-16 için yerli ve milli olarak TÜBİTAK bünyesinde geliştirilen EHPOD (Elektronik Harp Podu) kullanılamıyor. Türkiye’de kullanılacak F-16 Blok 70’lerin elektronik harp sistemleri tamamıyla gömülü bir şekilde geliyor ve üstüne harici herhangi bir pod takılamıyor. Özetlemek gerekirse, ABD’den talep ettiğimiz uçakların üstüne sopa bile takamayız. Tamamıyla kendi elektronik harp sistemini ve mühimmatlarını kullanan ve harici bir elektronik yönetime müsaade etmeyen bir uçak almak üzereyiz. Bu durum milli güvenlik ve güvenlik stratejileri açısından büyük tehditler içermektedir. Bir savaş uçağı için Elektronik Harp Sistemleri her zaman milli ve yerli olmak zorundadır. Yakın tarihimizde Kıbrıs Barış Harekâtı esnasında ve dahi günümüzde CAATSA yaptırımı altında ABD tarafından bizlere uygulanan ambargo unutulmamalıdır. Örneğin Türkiye ve Yunanistan arasında gerçekleşecek bir savaş durumunda ABD tarafından Türkiye’ye ambargo uygulanırsa uçaklarımızı kaldırabilecek miyiz? En önemli uçak donanımı olan motoru temin edebilecek miyiz? Ya da ABD ile karşı karşıya kaldığımızda uçaklarımızın elektronik harp sistemleri çalışacak mı? Tüm bu soruların cevapları açıktır.

NATO ÜLKESİ OLMAMIZ BİZİ KURTARMAZ!

Bazı çevrelerden yükselen “Biz NATO ülkesiyiz, savaş durumunda bizi korumak zorundalar” seslerine karşın 15-16 Temmuz ABD destekli darbe girişimini, Kıbrıs Barış Harekatı’nda maruz kaldığımız ambargoyu, halihazırda ABD tarafından CAATSA yaptırımı altında olduğumuzu hatırlatmak isteriz.

Unutmayalım; TUSAŞ, ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN, ASPİLSAN, TENMAK gibi kuruluşlarımız dünya tarihinde görülmemiş engellemelere rağmen büyük savaşlar vermiş ve büyük başarılar göstermiştir. Uçağa mı ihtiyacımız var, motora mı ihtiyacımız var, yapay zekâ destekli elektronik harp sistemine mi ihtiyacımız var, Biz Yaparız. Türk bilim insanları ve mühendisleri görevlerini lakıyla yerine getirmişlerdir. 23 milyar doları Türk halkının “Uzay Vatan”, “Gök Vatan”, “Mavi Vatan” hayallerine yatıralım. Kendi bilim insanımıza, mühendisimize güvenelim. En ileri cephede savaşan Mehmetçiğe selam olsun. (Bu yazıyı Nuri Paşa anısına kaleme aldık. Sütlüce'deki silah fabrikasında 2 Mart 1949'da meydana gelen büyük patlamada hayatını kaybeden Nuri Killigil’i saygıyla anıyoruz)

F-16 TÜBİTAK ABD NATO İsveç