Faizciler yağmalıyor, Erdoğan bakıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ikide bir bankalara fırça atıyor: “Faizleri de düşürün ki insanlar kredi alabilsinler. Daha fazla kredi verin ki yatırımlar artsın!”
Bu yüklenmenin maddi dayanağı yok. Çünkü, faizleri yükselten bankalar değil; bizzat Erdoğan’ın uygulattığı ekonomi politikasıdır.
-Bankalar faizleri yüzde 16’ya kadar yükseltmişler.
İyi ama o bankalara yol gösterenler, AKP’nin ekonomi kurmayları değil mi?
Merkez Bankası yönetimini kim atadı?
-Erdoğan...
Peki devletin verdiği faizi, yüzde 7’lerden yüzde 11’lere kim çıkardı?
-Erdoğan’ın Merkez Bankası...
Sen hükümet olarak para sahiplerine ödediğin faizlere yüzde 50 zam yaparsan, bankalar haydi haydi yapar.
Yani, hatayı sen yaptın; yolu sen açtın; bankalar da o yoldan geçtiler.
***
Kime yarıyor bu yüksek faiz?
Paradan para kazanan vurguncu takımına...
Faizciler, bu İslamcı AKP zamanında kazandıkları faizi hiçbir hükümet döneminde kazanamamışlardır.
İşte siyasal İslam denilen şey budur.

ŞAHİN MERKEZ BANKASI!

Ekonomi haberlerini dinliyorum. Çok bilmiş faizci ekonomistler; Erdoğan’ın Merkez Bankası’nı öve öve bitiremiyorlar.
-Merkez Bankası’nın şahin politikası ile dolar düştü, Türk lirasının değeri arttı. Merkez Bankası bu sıkı duruşunu sürdürse sorun çıkmaz...
Sıkı duruş dedikleri, yabancı paraya yüksek faiz vermesi...
Bunu övüyorlar...
Elin vurguncusu, dolar bozdurup devlet tahvili alıyor; yüksek faizden iyi para kazanıyor. Üstüne üstlük Türk lirasının değeri yükseltiliyor, yani doların değeri düşürülüyor. Elin faizcisi, faizi de aldıktan sonra parasını dolara çevirirken, ucuza dolar aldığı için bir de buradan kazanıyor.
Böyle hizmet eden Merkez Bankası’nı övmesinler de ne yapsınlar:
-Merkez Bankası’nın sıkı duruşu... Merkez’in şahin duruşu...
Soruyorum: Bu Merkez Bankası Türk milletinin mi yoksa uluslararası para babalarının mı?

ENFLASYON YALANI İLE

-Efendim, Merkez Bankası yüksek faiz vermezse enflasyon artar...
Bu tamamen faizcilerin uydurduğu bir yalan...
Görüyorsunuz; Merkez Bankası gelişmekte olan ülkeler içinde en yüksek faizi veriyor ama enflasyon düşmüyor, aksine artıyor.
Demek ki enflasyonun faizle bire bir ilişkisi yoktur. Enflasyonu yükselten veya düşüren ana olgu üretimdeki konumlanmadır.
Sömürgen büyük sermayenin ekonomiye yön veren adamları, Türkiye’yi enflasyon patlar yalanı ile korkutup alıyor yüksek faizi; keyfine bakıyor.
Erdoğan bu sonucu görüp rahatsız oluyor ama ekonomi danışmanları da o faizci düzenden geldiği için çaresiz...
Çözüm çok basit:
- Önce sen devlet olarak faizi düşüreceksin...
-O zaman da dolar fırlar!
Fırlasın efendim... Bundan kim zarar görür? Dolar bozdurup tahvil alan faizciler... 3,65’ten dolar bozdurup faize yatıran yabancı, dolar 3, 95 olduğu zaman iyi zarar eder. Bu yüzden de parasını dolara çevirmeye kalkışmaz.
- Devlet kendi verdiği faizi düşürünce bankalara emretme hakkına sahip olacaktır. Onlar da ister istemez bunu yapacaklardır. Böylece yatırımı düşünen girişimcilerin kredi alıp iş yapma ortamı oluşacaktır.
Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu yapmıyor; yapamıyor. Onun faizleri düşürün feryadını da kimse ciddiye almıyor...

YÜZDE 5 KALKINMIŞMIŞ

Türkiye soyuluyor; yoksullaştırılıyor; bu hükümet hala, “Şu kadar kalkındık!” diye kendisini ve milleti kandırmaya devam ediyor.
İşi Avrupa’yla yarışa sokanlar bile var. Sayın Erdoğan, bir kez daha “Avrupa’nın iki katından fazla büyüdük!” derse şaşırmayın.
Kalkınmanın temeli olan makine ve teçhizat yatırımı yüzde 8,8 düşüyor ama bizimkiler yüzde 5 büyüyor.
Nasıl olsa vatandaş bu işleri anlamıyor ya... At gitsin...
Var sayalım ki Türkiye’nin ekonomik kalkınmışlık rakamı 100.
Bizimle kıyasladığımızda Almanya’nınki 500 olur.
Diyelim ki onlar da yüzde 2 kalkınsınlar.
Bir yıl sonra sen 105 olurken Almanya 502’ye çıkar. Bu hızla Almanya düzeyine ancak 150 yıl sonra ulaşabilirsin.
Daha şehirlerdeki yurttaşlarına bile içecek su sağlayamamış bir iktidarın bu kadar fazla övünmesi Ortadoğu toplumlarında etkili olan siyasal bir propagandadan başka şey değildir.
- Hadi buyurun; faizcilere, dolar lobisine karşı iseniz, düşürün devletin verdiği faizi de göreyim sizi...