22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 15°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

FAO Gıda Güvencesi ve Beslenme Raporu 2023 (III)

Melih Baş

Melih Baş

Gazete Yazarı

A+ A-

Yazımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz.

GIDA SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ (FOOD SUSTAINABILITY)

Gıda sürdürülebilirliği toplum ve özellikle gelecek kuşaklar için 4S (Gıda güvenliği, Gıda Güvenilirliği, Gıda Egemenliği ve Gıda Paylaşılabilirliği) sağlanırken, tohumdan sofraya tüm sürecin (tedarik, üretim, dağıtım ve tüketim halkalarının tümü) sürdürülebilirliğin üç boyutu ile temellendirilerek yönetilmelidir. Bu üç boyut ekonomik (gıda tekellerinin tohumdan başlayarak tahakkümü vb!), ekolojik (iklim değişikliği nedeniyle azalan biyoçeşitlilik vb!) ve toplumsal (geri bıraktırılmış ülkelerde fiziksel açlığın yerini alan işlevsel açlık vb!) boyutlardır. Tüm boyutların topluca bir doğrusal ekonomi perspektifi ile değil de bir “döngüsel ekonomi” mantığıyla ele alınması gerekir. Bu bağlamda gıda kaynaklarının yönetiminde girdilerde standart miktarlara uygunluk anlamında etkenlik (efficiency) ve randıman (efficacy) ile çıktılarda planlanana uygunluk anlamında etkililik (effectiveness) birlikte gözetilerek bir ekonomi şemsiyesi (economic umbrella) altında toplanılması gerekir ki (4E=3E+1E), verimlilik (productivity =P) sağlansın. Böylelikle israf yani atık (waste) ve artıklar (scrap) ortadan kaldırılabilsin. Döngüsel ekonominin diagramı da yazıda sunulmuştur.

FAO Gıda Güvencesi ve Beslenme Raporu 2023 (III) - Resim : 1

GÜVENİRLİK SORUNU (RELIABILITY)

Ünlü Çin deyişiyle “tanımlayamadığımız şeyi ölçemez, ölçemediğimiz şeyi yönetemeyiz.” Yukarıda ele alınan her “S”in ölçümünde kimi göstergeler kullanılmaktadır. Her ölçümde olduğu gibi bunların her biri için “güvenirlik (reliability)”den söz edebiliriz. Yoksa gıda güvenirliği diye bir kavramdan söz etmek kavramsal olarak yanlış olur. Güvenirlik denildiğinde gözlenen değerden hatanın arındırılmasıyla gerçek değerin bulunmasını anlatıyoruz. Genel olarak ölçmede üç tür hatadan söz edilebilmektedir: Sabit hata, tesadüfi hata ve sistematik hata. Bu terimlere herhangi bir istatistik kaynağından bakılabilir. Birer cümleyle geçelim: Sabit hata, bir ölçmeden diğerine miktarı değişmeyen hata olup, aritmetik işlemlerle arındırılabilir ve güvenirliği fazla etkilemez. Sistematik hata, ölçülen büyüklüğe, ölçmeciye ve ölçme koşullarına göre miktarı farklılık gösterir ve kaynağı belli olup, yanlılık içerir. Tesadüfi hataların kaynağı pek belli değildir; ölçmecinin dikkatsizliği, ölçme ortamı, ölçümü yapılan özne veya ölçme aracından kaynaklanabilir. Tesadüfi hataları kontrol etmek ve aritmetik işlemlerle arındırmak pek olası değildir. Sabit hatalar ve sistematik hatalar geçerliliği etkilerken, tesadüfi hatalar güvenirliği etkilemektedir. Geçerlik kavramı ölçülmek istenen özelliğin başka özelliklerle karıştırılmadan ölçülebilme derecesi, ölçme sonuçlarının amaca hizmet etme derecesidir. Kimileyin geçerlik ile güvenirlik karıştırılabilmektedir. Bu bağlamda geçerlik ve güvenirlik arasında dört farklı bileşim olabilir. İstenen o ki, gıda sorunsalı ile ilgili 5S’in ölçümü hem güvenilir hem de geçerli olabilsin.

DÜNYADA GIDA GÜVENLİĞİNİN VE BESLENMENİN DURUMU

Yukarıda verilen perspektifle bu konuda BM-FAO’nun diğer kuruluşlarla birlikte çıkardığı rapora kısaca bakalım.
Raporun bu yılki alt başlığı şöyle: “Kırsal - Kentsel Sürekliliğinde Kentleşme, Tarım Sistemlerinde Dönüşüm ve Sağlıklı Diyetler”.
Rapora göre açlığın sonlandırılması, gıda güvencesizliği ve yetersiz/bozuk beslenme konularında BM 2030 (özellikle SKA2: Açlığa Son) hedeflerine ulaşmaktan uzağız. Gıda sistemleri çatışmalardan, iklim değişkenliliğinden ve aşırılığından ve ekonomik daralmalardan kaynaklanan şoklara ve hasarlara maruz kalmaktadır.
2022’de tahminen 690-783 milyon arasında insan açlıkla karşı karşıya kaldı. Bu rakam 2030’da hala 600 milyon olacak gözüküyor. Açlığın ötesine geçip bakarsak, 2022’de çoğunlukla kadınlar ve kırsal alanlarda yaşayan insanlar olmak üzere dünyada 2,4 milyar kişi besleyici, güvenli ve yeterli gıdaya ulaşamamışlar. 5 yaş altı çocuklara bakarsak, 148 milyon çocuk bodurluk, 45 milyon çocuk aşırı zayıflık, 37 milyon çocuk şişmanlıktan muzdarip!
Rapora göre “bu sorunların üstesinden gelebilmek için SKA 2 hedefleri kentleşme bağlamında ele alınmalıdır. Bu çalışmalar SKA2 ve SKA11 (Sürdürülebilir Kentler ve Topluluklar) hedeflerini birbirleriyle karşılıklı ilişkiler bağlamında yürütülmelidir.”

TÜRKİYE’NİN DURUMU

Ülkemizde sağlıklı bir diyete parasal olarak ulaşabilmenin maliyeti 2021 itibariyle günlük 3,01 ABD doları imiş ve FAO’ya göre itibariyle nüfusumuzun yüzde 6’sı yaklaşık 5,1 milyon kişi bu güce sahip değilmiş.
5 yaş altı çocuklarda zayıflık oranı yüzde 1,7; bodurluk oranı yüzde 5,5; şişmanlık oranı yüzde 8,1 olarak saptanmış.
18 yaş üstü erişkinlerde şişmanlık oranı yüzde 29,5’tan 32,1’e çıkmış! 15-49 yaş arası kadınlarda anemi oranı elde edilememiş!
Ülkemizde yetersiz beslenenlerin oranı yüzde 2,5’un altındaymış! Şiddetli gıda güvenliksizliği çekenlerin oranı da yüzde 2,5’un altındaymış! Ilımlı gıda güvenliksizliğine maruz nüfusun yüzdesi ulusal kayıtlarda raporlanmamış!
0-5 aylık çocuklardaki mükemmel emzirilme oranı yüzde 40,7 olabilmiş! Düşük ağırlıklı doğan bebeklerin oranı da yüzde 12,9 olmuş!

SONSÖZ

Gıda sorunsalına çözüm üretmenin yolu 5S (4S+1S) modeliyle yaklaşmaktan geçmektedir. Ayrıca bu yılki Rapor’un başlığını anımsarsak kentsel tarım ve kentsel gıda yönetiminde 5S sorunun altını çizmek gerekir. Bu bağlamda gıda toplulukları ve kooperatifleri oldukça yaygınlaşmaya başlamıştır. Gıda toplulukları kapsamında Topluluk Destekli Tarım (TDT) ön plan çıkmıştır. TDT, tarım etkinliklerinin, risk sorumluluk ve ödüllerinin, bir öbek çiftçi ve bir grup tüketici arasında uzun dönemli süreler içinde doğrudan paylaşıldığı bir ortaklık olarak tanımlanmaktadır. Ülkemizde bu doğrultuda çalışmalar(Ankara, İstanbul, İzmir, Balıkesir, Çanakkale ve Antalya vd.) mevcuttur. TDT’ler tek sağlık (one earth) anlayışına uygun, organik tarıma odaklı ve 5S ile uyumlu çalışma esasına göre etkinlik göstermektedirler. Bu çalışmalarda gıda yönetiminde 5S’i tehdit eden “sanayileşme saplantısı” ve “ekonomiyi ekolojiden üstün görme saplantısı”ndan özenle uzak durulmaktadır. “Yerel üret, yerel tüket” anlayışı ön plana çıktığı gibi tüketicilerin de birer üretici olması (türetici) arzulanmaktadır. Tohumdan sofraya şeffaflık esastır. TDT’ler biçimsel olarak kooperatifler olarak da örgütlenebilmektedir. Bu konuda yerel yönetimlerin öncülük yapması da (özellikle Kent Konseyleri aracılığıyla) söz konusu olabilmektedir. Tire Süt Kooperatifi, Tohum İzi Derneği, Yeryüzü Derneği, Ovacık Kooperatifi, Hopa Çay Kooperatifi gibi örneklerin sayısı giderek artmaktadır. Tarım sorunu tartışmaları günümüzde gıda sorunu tartışmaları biçimine dönüşmektedir. Konu aciliyet taşımanın yanı sıra ciddi tartışmalara sahne olmaya adaydır.