22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul 17°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fatih'ten de bu beklenirdi!..

Çetin Susan

Çetin Susan

Eski Yazar

A+ A-

2 gün önce Metin Kurt'un ölüm yıldönümüydü. Onun hakkında yazılmış kitabı, daha doğrusu, derlenmiş otobiyografisini karıştırırken Galatasaray'dan ayrılmak zorunda bırakıldığı dönem için anlattıklarını tekrar okudum. Özetleyerek paylaşacağım.

"Antrenman öncesinde, soyunma odasında futbolcularla dertleşiyorduk. Aradan 2 hafta geçmesine karşın, bazı prim alacaklarımız ödenmemişti. 6 sezondur Galatasaray'da oynamaktaydım. Böyle bir durumla ilk kez karşılaşıyordum. Başımızda Galatasaray'ın ilk maaşlı yöneticisi, daha doğru bir deyişle, ilk 'Paralı Menaceri' Turgan Ece bulunmaktaydı. Futbolcuların sözcüsü olarak, prim alacağı konusunu kendisine açmaya karar verdiğim sırada soyunma odasına geldi. Neşesi yerindeydi, Ankaragücü'nü eleyerek, Türkiye Kupası'nda yarı finale çıktığımızı anımsattım ve bu maçın priminin ne zaman ödeneceğini sordum. Turgan Ece sanki bu soruyu bekliyordu. Birden, beni 'komünist' olmakla suçladı. Sonra da tüm futbolculara hakaretler yağdırdı.

Kulüp çevrelerinde başkan Selahattin Beyazıt'ın adamı olarak bilinen, ayrıca kafasında kırk tilki dolaştığı söylenen ve güvenilmez bir kişiliğe sahip olduğu iddia edilen Ece'nin bu inanılmaz tepkisine, Galatasaraylı futbolcular şaşırıp kalmışlardı. (...) Oyuna gelmemek için Turgan Ece ile yaptığım tartışmayı büyütmedim ama yazdığı senaryo doğrultusunda birdenbire kendini "diktatör" ilan eden paralı menacerin, yıllar içinde futbolcularla birlikte ter döken emekçilerin, yani masörün, malzemecinin, temizlikçinin, saha sorumlusunun mücadele vererek Galatasaray'da kazandıkları ekonomik, demokratik hakları, bir çırpıda gasp etmesine izin vermememiz gerektiğini düşündüm.

Antrenman sonrasında futbolcularla toplanarak, Turgan Ece'nin tavrını tartıştık. Ece'nin tutumunu protesto etmek için, bir gün sonraki antrenmana yarım saat geç çıkmaya karar verdik. Adana'da olan Fatih Terim dışındaki tüm takım, 10.30'daki antrenmana 11'de gittik. Malzemeci Ahmet Abi, Ece'nin antrenmanı iptal ettiğini bildirdi. Az sonra paralı menacer soyunma odasını teşrif etti. "Futbola anarşiyi soktunuz" diyerek büyük nutkuna başlayan Turgan Ece, bana dönerek, "Bu anarşistlerin başı sensin!" dedi ve beni kadro dışı bıraktığını açıkladı. Müthiş hafiye "baş anarşisti" saptamakla yetinmemiş olacak ki, B.Mehmet ve Yasin'i de "yardımcı anarşist" olarak belirleyip kadro dışı bırakmıştı. Hızını alamayan, o zaman kendisine taktığımız isimle, "Faşist General Turganiko", Ekrem ile Aydın'ı da kadro dışı kervanına katmıştı.

5 arkadaş kadro dışı kalmıştık ama tüm futbolcu arkadaşlarımız yanımızdaydı. Ertesi gün antrenman saatinde, yine Ali Sami Yen'de futbolcularla toplandık. Arkadaşlara yazdığım basın açıklamasını okudum. Hepsinin onayını aldıktan sonra takım kaptanı Yasin'le birlikte, Cağaloğlu'ndaki Türk Haberler Ajansı'na gittik. Basının bize ilgisi büyüktü. Gazetecilere, Turgan Ece'nin yazdığı senaryoyu anlattık, sonra stada döndük. Futbolcu dostlarımızın yerinde yeller esiyordu! Ortadan kaybolan arkadaşlarımızın, Turgan Ece'nin tehditlerine boyun eğerek kampa girdiklerini öğrendik." (Çizgideki Gladyatör, Jale Altunel; s.17-18)

Sonrasında, haklı olduğu için özür dilemeyi kabul etmeyen "baş anarşist" Metin Kurt'un Galatasaray serüveni noktalanmış; kendisi yüzünden cezalandırıldığına inandığı arkadaşları ise özür diletilerek affedilmişti. O günlerin moda deyişiyle, "anarşinin başı ezilmişti!"

Metin, benim dostumdu. Tıpkı 2 gün önceki ölüm yıldönümü yazısına görüşlerini açıklayan eski arkadaşları gibi, benim gözümde de bir "kişilik abidesiydi" Her sözünün doğruluğuna, gözü kapalı inanılacak, sayısı az insanlardandı.

Yukarda adı geçen ve Metin'in hiç de iyi yâd etmediği Turgan Ece, geçen hafta 90 yaşında vefat etti. Galatasaray Kulübü, Florya'da bir cenaze töreni düzenledi. Törene katılanlardan Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim de, konuşmacılar arasındaydı. Şunları söyledi Turgan Ece için:

"Turgan Abi, yöneticim, sportif direktörüm ve en son Florya'da başöğretmenim oldu. Her gün ona hesap verirdik. Zaman zaman evi arar, yapmam gerekenleri Fulya'ya (eşine) söylerdi, "Kızım, böyle yapmalı" diye...

Turgan Abi, insani, ahlaki değerleri, kurumsal değerleri çok yüksek olan bir insandı. Burada hangi yöneticinin hakkı varsa, onun bir fazla var. Herkese örnek olacak bir yöneticiydi.

Biz Galatasaray'da boş kâğıda imza attık yıllarca, futbolcuyken. Bizim böyle bir şey söyleme hakkımız yoktu. Ancak bilirdik ki, o mukavelenin yerine gelmeme şansı yok. Turgan Abi, doğru konuşan insandı. Galatasaraylılar'a ne mutlu ki, böyle yöneticileri var. Bütün Galatasaraylılar'a ümit ediyorum örnek olur."

Aynen bunları söylemiş Fatih, Metin ve arkadaşlarının "Faşist General Turganiko"su için... Aynı adamdan bahsediyor olmaları, imkansız sanki... Ama iki alıntı da gerçek olduğuna göre, durumu "kişilik" ve "dünya görüşü" farkıyla açıklayabiliriz ancak.

Ha, bir de şu olabilir; Fatih, "grev kırılırken" Adana'daymış ya, haberi olmamıştır hani... Metin'in, en iyi zamanında Galatasaray'dan niye ayrıldığını da merak etmemiştir, mesela... O günlerde gazete falan alamamıştır, belki... Arkadaşlarına sormak aklına gelmemiştir, ne bileyim?.. Arabası çizilmiştir, saçları dökülüyordur, canı sıkkındır yani, vakti olmamıştır başka şeyleri düşünecek...

Bu arada, sırası gelmişken aktarayım. Bu futbolcu direnişinin kırılması için, önemli çabalar sarf edenlerden birinin de, Abdi İpekçi olduğunu Metin'den bizzat dinlemiştim. Bilmeyenlere ve tarihe bir not olsun.

Ne diyorduk?.. Evet... Ülkeye futbol direktörü olabilirsiniz, hatta başbakan, cumhurbaşkanı da olabilirsiniz... Onlar artık kolay da... Bir "Metin Kurt" olamazsınız! Yok yok, çeyrek Metin Kurt bile olamazsınız!..