Fazıl Say doğaçlaması*
Yerden yağan kudreti, aştı gitti aşk eri,
Yukarıca savruldu, dokuz derviş yelesi.
Acun yeli diyorum, bilmiyorum, yürek biliyor,
Fazıl çalıyor, tanyerinde, saat kaç, yüzyıl hangisi?
Dalgalar devrişiyor, karanlığın karnı aç; daha ileri!
Köpükler yarışıyor, açıklığa, daha aydınlığa…
Şimşekler vuruştu, bilmiyorum, Itri biliyor,
Gökler gerneşiyor, fırtına kuşu kolda, vahşi pençesi.
Fazıl çalıyor, kantarma azıda, küheylan kişnemesi,
Davullar uluşuyor, bilmiyorum, eller biliyor.
Terlemiş sağrısı, yalpısı safran, bir yağız bir doruca,
Kılcal damarda kan, tetiklenmiş bora yavrusu.
Siyah beyaz balinalar, yatıp kalkışıyor,
Kanat açıyor Anka, alaca bulaca sığırcık sürüsü,
Parmak uçlarına, kirpik uçlarına değiyor, meme uçlarına,
Patlıyor damla, çırpışıyor su, aklın senfonisi.
Saldırtıyor kendini kendi üstüne, varoluş savaşçısı.
Sağanak boşalıyor, bilmiyorum, ekinler biliyor,
Börtü böcek, tarlakuşu, ikicanlı dağ karacası,
Çağrışıyor bilim, Fazıl çalıyor, sevişmenin ilahisi.
Piyano; savaş arabası, burçta gezen yedi asi,
Gerilir göğüs kafesi, döner çark, şahtan ulucası.
Piyano; bağ arabası, asmalar, sarkışan salkımcalar,
Düşüşüyor habbesi, bilmiyorum, şarap biliyor.
Dağlar aşı boyası, Fazıl çalıyor, ova som altın sarısı.
Kötürüm yürüdü, demir dağ erişiyor, erdemin oratoryosu,
Kısır gelin doğurdu, bilmiyorum, Firdevsi biliyor,
Gün kızardı, kadın eve dönüyor, evrişimin şahikası.
Piyano; makam arabası, usulün on iki yasası,
Dökülüyor akorlardan akkor: Yunus, Nasrettin, Nazım…
Karşıtların kapışması, bilmiyorum, Nesimi biliyor.
Bizim Fazıl çalıyor, nota notaya, çağların çarpışması,
Fazıl çalıyor, bilmiyorum, arşıâlâ biliyor.
* Bu sabah Fazıl Say dinledim de kendimi bir kat daha özgür
hissettim, bir kat daha güçlü… Evimizin yeryüzü oğluna,
büyük dehaya teşekkür ediyorum.