22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

FED yeni bir finansal krizi tetikliyor

Serhat Latifoğlu

Serhat Latifoğlu

Gazete Yazarı

A+ A-

GÖZ GÖRE GÖRE BATAN BANKALAR

1983’te kurulan SVB bölgede bulunan teknoloji şirketlerine finansman sağlayan ve halka arzlarını gerçekleştiren bir banka olarak hizmet veriyordu. SVB’nin en büyük müşterileri Silikon Vadisi bölgesinde teknoloji şirketlerine ortak olan ve girişimde bulunan risk sermayesi şirketlerinden oluşuyordu. Geçen hafta içinde banka, portföyünde bulunan 21 milyar dolarlık uzun vadeli tahvil portföyünün değerinin eksi 1.8 milyar dolara gerilemesi üzerinde 2 milyar dolar sermaye artırımına gideceğini açıklamıştı. Bankadan para çıkışıyla birlikte hisseler hızla düştü. Banka hisselerinde yaşananlar sermaye piyasalarında domino etkisi yarattı. ABD ve AB’de bulunan banka hisselerinin ve borsaların satışlarla karşılaşmasına neden oldu. Avrupa’nın büyük bankalarından birisi olan Credit Suisse krize dâhil oldu. Kısa sürede krize dönen süreç FED’in ve Avrupa Merkez Bankası’nın agresif faiz artışlarını sürdürme ihtimalini azalttı.

LİBERAL ABD BANKACILIĞININ ZAAFLARI

Amerikan bankacılık sisteminin yapısal zaafları yeni krizin derinleşmesinde etken olabilir. ABD’de halen 4 bin 700 civarında banka faaliyet gösteriyor. Dünya bankacılık standartlarına göre en ‘liberal’ yapıya sahip olan bankacılık sistemi ABD’dedir. Bankalara en az müdahale ABD’de gerçekleşir (kıyı bankacılığı yapılan ülkeler hariç). Bankalar agresif bir pazarlama ve portföy yönetim anlayışı izlerler. Büyük risk alarak büyük portföyler yönetmek olağan bir durumdur. Çoğu küçük ve orta ölçekli banka yaptıkları yatırımları sigortalamaz (hedge). ABD’de likiditenin bol olmasının avantajını bankalar kullanır. Likidite sıkışıklığı zamanlarında veya sektörel sorunlara karşı bankalar hassastır. Dolayısıyla ABD’de banka batışları esasen sıradan bir olaydır.

UYGULAMALI LİBERALİZM; KURALSIZLIK VE KUMAR

Ancak SVB’nin batışı olağan banka batışlarına göre farklı bir durum arz ediyor. Banka, yatırımlarını önemli oranda uzun vadeli ABD tahvillerine ve teknoloji şirketlerine yapmıştı. Amerikan devletinin gevşek denetim ve agresif portföy yönetimine göz yumma anlayışı nedeniyle SVB’nin yatırımlarının zararları büyüdü. SVB’nin batışında en büyük etken portföyünde taşıdığı uzun vadeli ABD tahvilleri oldu. Uzun vadeli ABD tahvilleri salgın öncesi ve sonrasında risksiz yatırım araçları olarak görülüyordu. Ancak FED faizleri artırmaya başlayınca tablo değişti; tahvil portföyü hızla değer kaybetmeye başladı. SVB’nin faiz riskini sigortalamadığı Amerikan yetkilileri tarafından görülmesine rağmen bir önlem alınmadı. SVB battıktan bir hafta sonra FED yetkilileri denetimde neyi atladıklarını kontrol edeceğini açıkladı!

DİĞER SUÇ ORTAĞI DERECELENDİRME KURULUŞLARI

Beceriksiz ve asalak derecelendirme kuruluşlarının maskesi 2008‘de olduğu gibi bu krizde de düştü. Moody's, SVB'nin kredi notunu SVB battıktan sonra düşürdü; batmadan önce A1 notu verdiği SVB’nin notunu Caa2’ye çekti. Her zaman olduğu gibi iş işten geçtikten sonra not düşüren Moody's gibi derecelendirme kuruluşlarının prestiji 2008 Krizinde sıfırlanmıştı. Bu krizde de benzer skandala imza atan söz konusu şirketlerin yaşanan krizde önemli bir payı bulunuyor.

FED ‘EKTİĞİNİ BİÇİYOR’

Tüm bu verileri alt alta topladığımızda ortaya çıkan tablo bize şunu gösteriyor; Batı'nın finansal sistemi ‘bildiğiniz gibi’ ve FED ‘ektiğini biçiyor.’ FED, 2008 krizi sonrasında yaşanan durgunluğu aşmak için 2 trilyon dolarlık bilançosunu 9 trilyon dolara kadar şişirdi. Böylece varlık balonları oluştu, emtia fiyatları yükseldi ve faizlerin düşük seyrettiği dönemde şirketlerin ve ülkelerin borçluluk oranları rekor seviyede arttı. Ve zincirleme etki ile enflasyon tetiklendi. Son üç yıldır dünyada yaşanan enflasyon tam olarak maliyet enflasyonu veya arz yönlü enflasyondur. Tüm istatistiksel veriler arz yönlü enflasyon gerçeğini işaret ediyor. Başta FED olmak üzere Batı merkez bankaları gözlerini kapatsalar da gerçek budur.

Sonuç olarak neoliberal dogmatizm ve körlük Batı ekonomilerini uçuruma sürüklüyor. ‘Aynı şeyi tekrar tekrar yaparak farklı sonuç almayı beklemek deliliktir.’ Neoliberallerin yaptığı da tam olarak budur. Dogmatik körlük içinde yeni bir krizi tetikleyen neoliberaller kürenin içindeki fareler gibi koşmaya devam ediyorlar. Bu süreçte Batı ekonomisi yeni bir yara daha alırken daha kamucu ve korumacı politikalar izleyen ülkeler süreci en az hasarla atlatacaklardır.

Kaynakça;

https://www.aydinlik.com.tr/koseyazisi/uluslararasi-finansal-kriz-yaklasiyor-344984

https://www.imf.org/en/Blogs/Articles/2022/10/11/interest-rate-increases-volatile-markets-signal-rising-financial-stability-risks