22 Kasım 2024 Cuma
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Feminist rahibeler

Utku Reyhan

Utku Reyhan

Gazete Yazarı

A+ A-

Son dönemde mor kadın hareketinde bir “kız kardeş” lafıdır almış gidiyor.
Birbirlerine “kız kardeş” diye hitap ediyorlar. İngilizce “sisters” yani.
- Mesela oyuncu Merve Dizdar, Cannes’da aldığı en iyi kadın oyuncu ödülünü, “umut etmekten vazgeçmeyen tüm kız kardeşlerine” armağan etti.
- Önceki gün “mor ayin” niteliğindeki Uçun Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivalinde ödül alan Asiye Dinçsoy, ağlamaklı bir sesle Tayyip Erdoğan’a oy veren kadınlara şöyle seslendi:
"Bu karanlık döneme 'evet' diyen kız kardeşlerim, bir gün bize ihtiyacınız olursa burada olacağız."
- Mor parti milletvekili Sera Kadıgil’in Meral Akşener’e yaklaşımı şöyle:
“Meral Akşener ile siyaseten taban tabana zıt noktadayız. Ama ataerkinin iliklerine kadar işlediği ülkücü camiada bir kadın lider olarak sivrilmiş olması ve kadın konularında hiç geri basmaması bence kıymetli. Bende bir kız kardeşlik mefhumu vardır. Darda kalmadıkça AKP'li kadın vekillere bile bir cümle kurmam."

KADINLARIN BİRLİĞİ

Sayısız örnek var. Kız kardeş aşağı, kız kardeş yukarı.
Feminist sözlüklerde kız kardeşlik şöyle tarif ediliyor:
“Kız kardeşlik, kadınlar arasında sosyal, etik ve duygusal tabana yayılmış olan bir anlaşmadır. Bu, birlikte olduğumuz zaman, daha güçlü olduğumuz anlayışına dayanır. Bu güçlü olma ve gücümüzü koruma hali, ancak bir araya gelip birbirimizi rakip olarak değil de, kardeş olarak gördüğümüz zaman mümkün olacaktır. Bu, dünyada gerçek bir değişiklik yapmaya kararlı, kolektif olarak belirli değerlere dayanan bir ilişkidir.”
Kavramın ilk kez 1970’te Kate Millett isimli bir feminist tarafından dile getirildiği ifade ediliyor. Millett, sınıf, din ya da etnik kökene bakmaksızın, kadınlar arasında ayrımcılığın olmadığı sosyal bir birlik hayali kurarmış.

KİLİSENİN MİRASÇILARI

İşin aslı feministler, gerçeklik zemininde mücadele etmedikleri için, teorileri de havada.
Kız kardeş, aynı anadan doğan iki kardeşin ötesinde kurumsal bir anlama en çok Katolik kilisesinde sahip oluyor. Kilise’nin kapalı dünyasında rahibeler, erkeklerle teması olmayan, bakire kız kardeşlerdir. Yeminleri bile vardır.
Kadınları erkeklerden (aslında toplumdan) ayırmak bir ortaçağ gerçeğidir. Bugün de feminizm, kadın-erkek omuz omuza mücadeleyi reddederek, kadınları içe kapatarak ortaçağ geleneğini devam ettiren “ilerici” maskeli post modern bir akımdır.

DÜNDEN BUGÜNE
GÜNAHKÂR ERKEK

Kilisenin egemen olduğu dönemde erkeklerin günahkâr olduğu varsayımıyla kadınların kendi içine kapanması (aslında erkeklerce kapatılması) ve “kız kardeşleriyle” yaşama zorlanması, bugün de bütün erkeklerin (baba, abi, eş, sevgili, sokaktaki herhangi bir adam veya erkek olduğu düşünülen devlet) kötü olduğu ön kabulüyle hayat dışı feminist evrende sürdürülüyor. Gerici miras, adıyla birlikte 21. Yüzyılda varlığını sürdürüyor. Sisters

FEMİNİZM
SÖMÜRÜNÜN ÖRTÜSÜ

Aslına bakarsanız, kilise kız kardeşleri, kardeşliğe daha yakındı. Hepsi eşsiz, mülksüz ve aynı kaderi paylaşan kadınlardı. Bu yüzden kıyafetleri de aynıydı. Bugünkü sözde kız kardeşlik teorisi ise hem kadın ve erkek arasındaki hem de kadınlar arasındaki eşitsizlikleri örten, dikkatleri kadın cinselliğine toplayan dört dörtlük bir neoliberal çözüm.
Enerji SA’nın patronu Dilek Sabancı ile Enerji SA’da greve çıkan kadın işçi, aynı sorunlarla boğuşan kızkardeşlermiş! Neden? Hepsi kadın olarak benzer sorunlar yaşıyormuş. Yerseniz. Biri elektriğe yapılan yüzde 150 zammın keyfini çıkarırken biri maaşına yapılmak istenen yüzde 9’luk zamma direniyordu.
Hâlbuki Dilek Sabancı’nın işçisi olan kadın ile Dilek Sabancı’nın işçisi olan erkeğin ortak sorunlarıdır gerçek olan. Ama hayır, kadın emekçi, erkek emekçi ile değil, kadın patronla duygu birliği kurmalıdır mor hanım ağalara göre. Yok yok. Kabaca anlatmadım. Feminist teorilerin çıktığı kapı tam da budur. “Sınıf, din, etnik kökene bakılmaksızın bütün kadınlar birdir” diyorlar ya. O’nun somut hâli yukarıdaki olgudur işte.
Sâhi. Siz Türkiye’nin kanını emen TÜSİAD patronlarının feminizm tutkularını ne zannediyorsunuz?

KİM KİMİN KARDEŞİ?

Bu akıl dışı teoriye göre,
PKK liderlerinden Bese Hozat ile 9 yaşındaki evladını Bese Hozat’a kaptıran Diyarbakır Annesi de kardeştir. Abdullah Öcalan’dan başlayarak bütün PKK liderliğinin feminist teoriler pompalaması da boşuna değil kuşkusuz. Gerçekte ise Diyarbakır Annesi’nin kardeşi, PKK’yı bitirmek, anaları evlatlarına kavuşturmak için savaşan Mehmetçiktir, Polistir.
Unutmadan. CHP’li Canan Kaftancıoğlu ile Sakine Cansız’ın “kız kardeş” oldukları ise bir vaka.

KADIN-ERKEK OMUZ OMUZA

Kadınların, kadın olmaktan kaynaklanan ve tarihin derinliklerinden gelen sorunları vardır. Toplumda kadın-erkek eşitliğini kurma mücadelesi devam edecek.
Kadınların çoğunluğunun, tıpkı erkeklerin çoğunluğu gibi sınıfsal konumlarından ötürü sömürüldükleri de doğrudur.
Bu iki mücadele iç içe geçmiştir. Ve her iki mücadelenin de başarısı kadın ile erkeğin omuz omuza vermesinden geçiyor.