09 Ocak 2025 Perşembe
İstanbul 14°
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fener yorumculuğu ateşten gömlek-(TAMAMI)

Onur Belge

Onur Belge

Eski Yazar

A+ A-

Ben acaba alınganlık mı yapıyorum diye düşünüyordum. Ya da bazı etkin spor yazarı ağabeylerimizin dediği gibi medya sarı lacivert idi de ben mi göremiyordum. Serde objektif olmak gibi bir misyonum da var ya... Aziz Yıldırım da dahil, bir çok insanı rahatsız edecek yazılar yazdım, televizyon konuşmaları yaptım.

Ancak son bir yıldır, yani 3 temmuzdan bu yana şunu gördüm. Piyasada Fenerbahçe yorumcusu olmak ateşten gömlek giymek demek. Daha doğrusu Fenerbahçe’yi haklı gösteren, Aziz Yıldırım’ı savunan bir şey söyleyip, bir şey yazanlara hemen saldırmak moda oldu. Yetmiyor, piyasadan temizleyip, işinden de ediyorlar. Şimdi burada yazıp anlatmak uzun sürecek. Ama şöyle bir medyayı tararıp, kimlerin ön planda ve saldırgan olduğuna bakarsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız. Dahasını soranlara özelde anlatırım.

En son da yan sayfalarda haberini okuyacaksınız, Rıdvan Dilmen gibi bir efsane sindirildi. Düşünün yaptığı yorumda sadece, “eğer söylediysen” diyor. Yanıt hazır “ Sen benim kariyerime konuşamazsın, ben senden kariyerliyim” gibi mahalle ağzı tartışmaları ve saldırıları. Sevgili Rıdvan geri çekilmek zorunda kaldı. “Evet, Emre benden kariyerlidir,” falan filan. Peki Aykut Kocaman ile aralarında sorun olunca onu Rıdvan Ağabeyi alıp gece yarısı Fenerbahçe teknik direktörünün evine götürmemiş miydi? Aralarını bulmamış mıydı? Ne büyük güçmüş, her türlü hatayı işle, sonra hep sen haklı ol. Mahkemede haksız çıksan bile piyasada senin gücüne tapan yalakalar olduktan sonra yapacak bir şey yok.

Bozacının şahidi, ya da körlerle sağırlar

Şu play-off sistemini kim getirdi belli değil. Federasyon’dan ne lehte ne alehte bir açıklama yok. Kulüpler Birliği sorumluluğu kabul etmek bir yana yaptığı açıklamada “play off sistemi hakkındaki kararımızı sezon sonunda vereceğiz” dedi. Lig TV ise bir yandan “Efendim, bizim değil, Federasyonun kararı” diyor. Bir yandan da ellerini oğuşturuyorlar. Yani sizin anlayacağınız futbolumuzu “rufailer” yönetiyor da haberimiz yok. Kim yalan söylüyorsa burnu uzar inşallah. İşin komikliğine bak, lig bitti, süper final sonuçlanacak, eli kulağında...

Kulüpler Birliği görüşünü sezon sonunda açıklayacakmış. Hiç açıklamasaydınız bari...

Sosyal medyadan okudum, Lig TV’den Şansal Büyüka bir televizyon programında açıklamış. “Sistemi biz getirmedik, Futbol Federasyonu getirdi” demiş. Bildiğiniz gibi kendisi eski ve bayağı güvenilir bir spor yazarıdır. Açıklamalarına inanmamız gerekir. Ben de öyle yaptım. Ama bir de son cümlesi var ki, istemem yan cebime koy anlamını taşıyor. “Süper final fena mı oldu, bak lige heyecan geldi...”

Ne diyeyim, futbolumuzun hali değil, tüm Türkiye’nin hali bu. Körlerle sağırlar birbirini ağırlar mı dersiniz. Yoksa Bozacının şahidi şıracı mı? Karar size kalmış. İşler yürüyor, yürüyor da kim yürütüyor belli değil. Yetkili var sorumlu belli değil. Hadi size kolay gelsin.

Adı oldu AZİZ YILDIRIM YASASI

Taurasi parmağı kaldırıyor, tribünler ayağa kalkıyor. Kışkırtmanın dik alası. Disiplin kurulu 1 maç ceza veriyor. Sonra Nevriye hareket çekiyor, haklı veya haksız. İkisi de basketbolun kendi dallarındaki göz bebeği, elbette formalarının tüyüne halel gelmesini istemem. Ama şiddet yasasından “çıt” yok. Başka yerden var, birine 10, diğerine 5 “kağıt” ceza. İşinize gelirse...

Beşiktaş Galatasaray maçında sahaya dalanların sayısını sayamadık. Hani “bir.... iki.... “ sonrasında halk arasında dendiği gibi “çok...” Ama ne 6222 sayılı yasa var ortada ne de başka bir şey. Savcılık bırakıvermiş. Sahaya atlayanların savunması da çok matrak. “Valla arkadan ittiler ağabey...”

Hani okyanusta gemi yol alıyormuş, güzel bir kadın denize düşmüş, tornistan, mornistan, etrafta da köpek balıkları dönüp duruyor. Aslan gibi delikanlı bir kırlangıç atlayışı ile cump, dalmış. Kızı tam batmak üzereyken yakalamış ve atılan iple güverteye tırmanmış. Sırıl sıklam, “Helal olsun sana” iltifatlarını bir hamlede susturmuş, narayı patlatmış. “Hangi şerefsiz beni itti lan...”

Listeyi sıralamanın bir alemi yok. Bu yasadan içeri atılan herkes çıktı. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve yönetici İlhan Ekşioğlu içeride. Artık iş çok komik olmaya başladı. Sosyal medyada gırgır geçiliyor. “Bu yasa sadece Aziz Yıldırım yasası oldu artık” deniyor. Acaba öyle mi, değil mi, yakında göreceğiz.

Beşiktaş’ın suçluları (!)

Dün gazetelerde okudum. Beşiktaş’ta Sidnei, Bebe ve Alves kadro dışı bırakılmış. Sezon başarısızlığı herhalde onların kötü oyununa ! bağlanmış ki, bir antrenör nezaretinde ayrı çalışmalarına karar verilmiş.

Yahu yapmayın, etmeyin. Bu üç futbolcunun toplam oynadığı maç sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Siyah beyazlılar Avrupa kupalarını da hesap edersek elliye yakın maç oynadı. Kazma ayaklı Veli‘nizi, genç Aurelio‘nuzu, futbolu bir tarafa koşmak zanneden İsmail Köybaşı’nı, her derde deva sandığınız İbrahim Toraman’ı, kapalı gözlük bir tarafa koşan Holosko’yu görmediniz. Necip’i ise nedense hiç değerlendiremediniz. Şimdi suçu bu üç garibe yıktınız öyle mi? Haydi allah aşkına, komik olmayın.

Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları