Fenerbahçe istedi, aldı

Eğer maç başka türlü bitseydi, karşılaşmaya damgasını vuran kişi hakem Cüneyt Çakır olacaktı. İlk yarıda Hakan Balta’nın, ikinci yarıda ise Olcan’ın Emenike’yi son adam olarak indirmelerine sarı kartla geçiştirdi. Kendisi ile gurur duyduğumuz hakemimiz Çakır, bu kararları doğrusu pek de göze hoş görünmedi. Oysa Fenerbahçe- Galatasaray derbisi belki de son yılların hakem açısından en kolay olanıydı.

Fenerbahçe bu maçta puan kaybetmesinin şampiyonluğa mendil sallaması demek olacağını bilerek oyuna başladı ve 90 dakika da böyle sürdürdü. Bir anlamda sarı lacivertliler galibiyeti çok istediler. Galatasaray da ligdeki çok maçlarına oranla daha başarılıydı. Hamit ile Selçuk, Melo’nun yokluğunu aratmadılar. Hatta Sabri, Chedjou, Hakan Balta ve yerine giren Koray Fenerbahçe forvetlerini çok iyi durdurdular.

Sarı kırmızılılar Telles’i, Olcan’ın önünde oynatarak Gökhan Gönül’ün çıkışlarını kesmek için savunma planı yapmışlardı. Ters tarafta da Umut Bulut ile Caner Erkin’in yolunu kestiler. Ayrıca kontrataklarla yakalayıp atıp kaçma planını Kuyt’ın golüne dek iyi uyguladılar. Eğer Burak ilk yarıdaki aşırtmayı direğin üzerinden dışarı atacağına kaleye gönderebilseydi bu planları tutabilirdi. İkinci yarıda kaleci Volkan’ın Yasin ve Hamit’in şutlarındaki başarısını da unutmamak gerekir.

Fenerbahçe’de Diego’lu kurgu top ve atak üstünlüğü getirdi. Bence Brezilyalı geldiği günden bu yana en iyi futbolunu oynadı. Emenike yine savruk ama yıpratıcıydı. Yazının girişinde bahsettiğim iki düşürülüşü hakem tarafından farklı değerlendirilse günün kahramanı olurdu. Onun çıkmasından sonra giren Alper sarı lacivertlileri bir anda hareketlendirdi. Sonra da Diego’nun yerine Webo girince maç Galatasaray ceza alanı içine yıkıldı. Artık golün geleceği belliydi. Nitekim iki pozisyonda topa yetişemeyen Kuyt mükemmel vurdu ve Fenerbahçe tek golle şampiyonluk ümitlerini sürdürdü.