Fenerbahçe zora sokmamalı -(TAMAMI)
Kuralar çekildiğinden bu yana her kafadan bir ses çıktı. Kimileri Salzburg’u çantada keklik gösterdi. Kimileri ise Avrupa’nın yeni fırtınası olarak tanıttı. En doğrusu yaptığı hazırlık maçlarına ve iki haftadır oynadıkları lig maçlarına bakmaktı. Bu konuda biraz sabırlı olanlara katılmanın daha doğru olduğu ortaya çıktı. Fenerbahçe’nin rakibi olan Avusturya ekibi hem içeride hem de dışarıda 5 atınca kafalarda farklı sorular belirmeye başladı.
Böyle olması da doğrudur. Ancak iki maçta atılan 10 golün kimseyi korkutmaması gerekir. Lig başında belli ki, Alman hocaları eleme turlarını düşünerek takımını erken forma sokmuş. Ama bakalım ilerleyen sezonda ne olacak. Ve de yavaş yavaş tırmanan sarı lacivertlilerin ön libero duvarı nasıl oluşacak. Elbette ki, yaş ortalaması 24,3 olan kadroları ile Fenerbahçe’ye göre daha hızlı ve dayanıklılar. Zira sarı laciertlilerin yaş ortalaması 27,5 civarında. Ama sahaya çıkan 11’e göre değişimler yaşanabilir. Böylece hız ve dayanıklılık derecesi iki takım arasında kırılmalar gösterebilir.
Fenerbahçe’nin 3 hazırlık maçına baktığımızda birbirinin aynı olan iki takım sahaya çıkarılabilir gibi göründü. PSV maçındaki yenilgi kimseyi karamsarlığa itmesin. Meireles’in direkte patlayan vuruşları ile Holman ve yine Meireles’in kaçırdıkları gol olsaydı, şimdi başka şeyler konuşuyor olabilirdik. Ama o zaman da yine fazla bir şey değişmiş olmayacaktı. Bizim için rakibinin değil Fenerbahçe’nin ne yapacağı önemlidir. Yani temsilcimiz kendi futbolunu oynarsa, istediğini alacak güçtedir. Yeter ki, farklı arayışlarda olup erken goller yiyerek oyunu zora sokmasın.
Peki bunun çözümü nedir. Çok basit, üç maçtır gördüğüm şey geçen yılki felsefenin değiştirilmeye çalışılmasıdır. Bu Fenerbahçe için en büyük tehlike. Yani belki de tam hazır olmayan Sow’u kenarda tutup, “umumi arzu” üzerine Stoch “illüzyonuna” kanmak tuzağa düşmek olur. Oysa Stoch, istenilen skor elde edilince sahaya sürülürse kısa çalımlarla çok daha etkili olabilen ve bu durumda rakibi birebir yakalayabilen karakterdedir. Savunmada Alves tamam, Yobo henüz kıvamda değil. Acaba Bekin fizik olarak daha mı hazırdı diye kafamda soru işareti var. O zaman sağda Mehmet Topuz’un atak oyunu rakibi getirmeyebilirdi. Ancak en önemli konu ön liberoların kim olacağıdır. Unutmayalım, geçen yılki yarı finale kadar giden yolda, Emre Belozoğlu bulunmuyordu. Onu da ilerleyen dakikalarda düşünmek daha iyi olur.