Fikirlerine pazar arayanlar
Geçen yazımda Yassıada tutanaklarına dayanarak Necip Fazıl Kısakürek’ten söz etmiştim.
Tutanaklar incelendiğinde örtülü ödenekten birçok yazarın para aldığı anlaşılıyor. Bunlar içinde en beceriklisi Büyük Doğu dergisinin sahibi Necip Fazıl Kısakürek’tir. 147 bin lirayla rekor ondadır. Peyami Safa’dan, Orhan Seyfi Orhon’dan, Yusuf Ziya Ortaç’tan, Burhan Belge’den başka Milliyet’in sahibi Ali Naci Karacan da örtülü ödenekten para alanlar arasındadır. Gene Yassıada duruşmalarından anladığımıza göre, örtülü ödenek dışında başka yollarla dergi vb. yayınlar çıkarma bahanesiyle birçok yazar, bilim insanı DP’den para koparmış.
Tutanakları okuduğunuzda kalemine, fikirlerine pazar arayan, bu nedenle siyasetçilerin kapısını aşındıran kimi yazarların, bilim insanlarının düştüğü zavallı durumları görüyorsunuz.
Başkan Salim Başol, Necip Fazıl’a sorar:
“Örtülü ödenekten size muazzam yardım yapılmış. Nasıl oldu, hangi sebeple hizmete mukabil aldınız?”
Necip Fazıl, “İzin verirseniz notlarıma bakayım gayet mücmel ve her şeyi belli edecek şekilde bir nottur.”
Başkan: “Bakın…”
Necip Fazıl Kısakürek:
“Evet ben örtülü ödenekten para aldım, ne aldığımdan ziyade neden, ne yüzden aldığım mühimdir. Ben örtülü ödenekten methiyeci, kasideci, eski roma cenazelerinde sahte ağlayıcılar gibi vicdan kiracısı olarak para almadım ve bunlardan hiçbirisini yapmadım. 1943’ten 1960’a kadar taştan taşa vurulan, zindandan zindana süründürülen mukaddesatçı, milliyetçi, Anadolucu, ahlakçı bir idealin himayesi yolunda para aldım ve bunu bir fikir hakkında… tabii…”
Yargılamalar sırasında hiçbir ayrıntı Salim Başol’un gözünden kaçmaz, “mücmel ve her şeyi belli edecek notlarım” dediği elindeki yazı, Necip Fazıl’ın çok güvendiği, sıkıştığında can simidi gibi sarıldığı parlak üslubuna dayalı içi boş bir söylevdir. Parlak sözler değil, işin özünü ister başkan.
Başkan: “Bu notları yazmışsınız okuyorsunuz, burada kelimesi kelimesine okuyamazsınız, öyle olmaz. Ara sıra oraya bakarsınız.”
Başkan nutuk atmadan işin özünü sorunca, Necip Fazıl bir ideal için kendisine para verildiğini söyler. İdealini de gene başkanın isteği üzerine şöyle açıklar:
“İdealimi arz edeyim. Garbın bütün müspet bilimlerini Rönesans anlayışı içinde almak ve şarkın ruhunu aynen muhafaza etmek, bu inanca sahip etmek, dinin paklığını ve saffetini, asaletini garbın büyük kafasında tekâmül ettirmek ve bu ruha tatbik etmektir.”
İşte bu ideali için Necip Fazıl Kısakürek’e örtülü ödenekten para verilmiştir. Örtülü ödenekten para ödenecek ne yaptığı konusunda bu parlak sözler dışında mahkemeye başka bir açıklama sunamaz. Ayrıca örtülü ödenekten kendisi hapisteyken karısına da para verilmiştir. Mahpusa, suçluya örtülü ödenekten para veren bir hükümet…
Sayın Emine Gürsoy Naskali tarafından yayına hazırlanan Yassıada Tutanakları Kitabevi Yayınevi tarafından birkaç cilt halinde basıldı. Sessiz Şampiyon ve bir iki ay içinde ikinci baskısı yapılacak olan Neşter ve Madalya romanımın siyasal arka planı için bu tutanakların çoğunu okudum. Çok partili yaşamın nimetlerinden yararlanan bir partinin yazık ki iyi bir sınav verdiğini, yakaladığı fırsatı demokrasimiz adına iyi değerlendirdiğini, sağlam bir demokrasi geleneği yerleştirme çabası gösterdiğini söylemek zor.
Fikirlerine yurtiçinde, yurtdışında pazar arayan, fonlanan yazarlar, bilim insanları, gazeteciler yazık ki bu gün de pek çok.