Fikr-i takip
Olayı gazetelerde okudunuz, televizyonlarda izlediniz. 16 Ekim günü Gaziantep’te iki canlı bomba kendini patlattı. Gaziantep’te Beşyüzevler mahallesinde polisin hücre evine düzenlediği baskın sırasında canlı bomba kendini patlattı, 3 polis şehit oldu. Bu operasyondan sonra, buraya yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki Gazikent’teki Burak Mahallesi’nde IŞİD’li teröristlerin bulunduğu apartmana da baskın yapıldı. Burada da bir canlı bomba kendini patlattı.
İkinci operasyonda kendini patlatan 30 yaşındaki Mehmet Kadir Cebael’in, 10 Ekim 2015 tarihinde 103 kişinin öldüğü Ankara Gar saldırısının da sanığı olarak arandığını gazetelerde okuduk. 10 Ekim’de Ankara Gar saldırısı sonrasında hazırlanan iddianamenin 12. sanığı Mehmet Kadir Cebael’di. Örgütün Gaziantep sorumlusu olarak bilinen Yunus Durmaz’ın bilgisayarında bulunan belgelerde Cebael’le ilgili bilgiler bulunuyordu.
HABERİN DİBİ YOK
Şimdi gelelim yazının başlığına. “Fikr-i takip”, bir şeyi takip etme, peşini bırakmama anlamına geliyor. Fikr-i takip, gazeteciliğin de temel ilkelerinden biridir. Onun için “haberin dibi yoktur” denilir. Haberden bir başka habere, ondan da bir başkasına ulaşırsın.
Canlı bombalarla ilgili bu haberlerin kaynağı ne? Bu bilgilere kim ulaştı? Ankara Gar katliamı eylem talimatının Suriye’de bulunan örgüt yöneticilerinden alındığını, eylemde kullanılan malzemenin (patlayıcı intihar yeleği) Gaziantep’te hazırlandığını, IŞİD’in Gaziantep’teki lider ve militanlarının isimlerini, Gar bombacısının kimliğini kim ortaya çıkardı? 13 Ekim 2016 günlü Medyanın Hallerinde sözünü ettiğimiz, IŞİD’e, FETÖ’ye karşı mücadelenin önde gelen isimlerinden, Gaziantep valisinden pek de farkı olmayan, başkentte 29 Ekim ve 10 Kasım etkinliklerini yasaklayan Ankara Valisi Ercan Topaca’nın “olur”uyla görevden alınan “Behzat Ç.”!
Boşuna gaz verilmesin!
Siz bakmayın liderlerin idam üzerinden gündem yaratma çabalarına, meydan okuma taktiklerine, heyecanlı nutuklar söyleme heveslerine falan... İdam konusu, fena halde boş beleş bir konudur. (Ahmet Hakan, 2 Kasım 2016)
Soru işareti!
Peki yasaların geriye yürümeyeceği, dolayısıyla darbecilere uygulanamayacağı biline biline “idam” neden günlük politika malzemesi yapılıyor?.. İdamın dillerden düşürülmemesi Fethullah Gülen ve Gülen yanlılarının ülkeye iadesini imkânsız kılacak... Buna rağmen idamdan ısrarla söz edilmesi ne anlama geliyor? Soru işareti! (Melih Aşık, 2 Kasım 2016)
Devlet Bey
Beyefendi, bu iktidar yağcılığını, hükümet destekçiliğini artık lütfen bir yana bırakın da, hiç değilse belli konularda biraz olsun muhalefet yapmayı öğrenin. Böyle giderse zat-ı alinizin heykelini gerçekten de AKP genel merkezinin önüne dikecekler. (Emin Çölaşan, 2 Kasım 2016)
Ortak tehdide karşı
Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkinin detaylarını ayrıntılarıyla bilmiyoruz. İki ülke de sanki ortak bir tehdide karşı yakınlaşmış gibiler. Bu tehdit Batı’dan gelmektedir. Halep konusunda bir pazarlık olduğu, Rusya’nın Türkiye’nin hassasiyetlerini dikkate aldığı söyleniyor. (İbrahim Karagül, 2 Kasım 2016)
Cumhuriyet bu noktaya nasıl geldi?
Galiba Ergenekon ve Balyoz sürecinde sadece TSK’nın içi boşaltılmadı. O dönem bir taraftan CHP kullanışlı hale getirilirken Cumhuriyet gazetesinin de ‘sinirleri’ alınıyordu. Öyle ki 40 yıldır ‘Fethullahçı yapı’nın aleyhine yazılar yazan Hikmet Çetinkaya, 40 yıllın sonunda “Gülen hareketi terör örgütü değildir” diyebiliyordu. (Halime Kökçe, 2 Kasım 2016)
Merak edilen soru
Başbakanı ve muhalefet partilerini devreden çıkaran bu sistem MHP desteğiyle referanduma gidecek mi, yoksa erken seçim mi olacak ya da (başkandan daha fazla yetkiler veren) OHAL mi devam edecek, cevabı merak edilen soru budur. (Güngör Mengi, 2 Kasım 2016)
AKP’nin yeni oyunu: Başkanlık
AKP, on dört yıldır iktidardadır ve bu parti yılların getirdiği büyük bir yılgınlık ve yorgunlukla karşı karşıyadır. AKP, heyecanını kaybetmiş, iddialarını tüketerek sıradanlaşmış bir siyasi heyete dönüşmüştür... İktidar elitleri, Başkanlığın AKP’nin iktidarının sürekliliğinin garantisi olduğuna inanılıyor. (Özcan Yeniçeri, 2 Kasım 2016)
Saat kaç, bilemeyen ülke
Saat kaç, bilmeyen bir ülkede yaşanabilir mi? Ne demiş Engels: Özgürlük zorunluluğun bilincidir... Zorunluluk örgütlenmek ve mücadele etmekten başka ne olabilir? (Aydemir Güler, 2 Kasım 2016)
Cumhuriyet neymiş?
Ne yazık ki, 93 yıldır uygulanan “cumhuriyet” adı altında “sosyalizm ve bolşevizm” düsturlarıdır... Yani, “sosyalizm ve bolşevizm” düsturları, cumhuriyet prensipleri diye lanse edilmiş. (Ali Ferşadoğlu, 2 Kasım 2016)