Filistin Direniş İlahileri: Yirmi Üçüncü İlahi, Ramallah Melekleri Sorguluyor
(Ellerinde kadim zamanlardan kalma Arap tefleriyle
kırk bir kız çocuğu tek sıra yürüyüp dönerler…
Aynı anda iç içe halkalar oluştururlar. Birden ışık
yükselir, ak giysili kızlar yavaş bir tempoyla dönerek
teflerini ağır bir edayla çalmaya başlar.)
Yanıp yanıp da kül olan canlar göğe ağar, yücelirler,
Oradan çırpar melekler kanatlarını, bir deli fırtına başlar.
Yeryüzü evi başlarına yıkılanlar, son cenge girişirler.
Yeni bir yapı kurulur, orada bilgeleşir çölün Mecnunları.
Filistin’in taşla ezilen bebekleri, kundaklarından çıkar,
Küçük avuçlarında getirdikleri Ölü Deniz’in suyundan,
Su içen kılıç, zalim kalesini kuşatır, gün kanatlarını açar:
Der ki, biz değil miydik dünya çıkarını baştan yıkan,
Ayet deryasının dalgaları yıkmadı mı Cahiliye bendini?
Göz göze Ramallah melekleri birbirine sorup durur,
Acı yürekte, Muhammed’e yakarırlar çaresiz, sabırla,
Bir ayet yetmez mi zalimi yurdumuzdan defetmeye?
Arap Amerikan şeyhlerine, işbirlikçi azgınlığı almış ele:
Söz geçmiyor Kur’an’a siperlenmiş müşrik işbirlikçiye.
Lut çamurundan halk olan melekler kandırıldı mı?
Müslümanlara vaat edilen barış ve mutluluğu kim sattı?
O kimdir, suratına maske takıp suret-i haktan görünen,
Şeytanın palasına secde ederken tekbir getirenler.
İşitmiyor musunuz, Uhud şahidi Hamza’nın naralarını?
Yeraltı milli ordusu sancak açmış işgalci üzerine,
İnletiyor şimdi de kurtuluşun Beyrut, Şeria tünellerini.
Duymuyor musunuz yeraltından diriliş ilahilerini:
Ey Âlemi İslam, daha ne kadar sürecek bu gafil ihaneti?