Filistin ve Türkiye’nin geleceği değil dünyanın geleceği konuşuldu
Vatan Partisi 13 Şubat’ta Ankara’da “Direnen Filistin’e Selam” başlıklı bir toplantı düzenledi.
Başlık özel olarak seçilmişti.
Filistin direnirse ve başarıya ulaşırsa bölgede ABD emperyalizmi ve İsrail Siyonizmi kaybedecektir.

MÜTHİŞ BİR DİSİPLİN UYGUN ADIM
Bölgede mücadele eden devletlerin kucağına bir dinamit bırakılmasına, sözde Kürdistan, yani İkinci İsrail’in kurulmasına izin verilmeyecektir.
Pasifik Okyanusu’ndan Atlantik Okyanusu’na kadar direnen milletler kazanacaktır.
O akşam yalnız Türkiye’nin geleceği değil dünyanın geleceği konuşuldu.
Müthiş bir disiplin! Uygun adım! Uygun yürek!
1970’lerde Filistin’le dayanışma için gözlerini kırpmadan canını veren dokuz şehit için yakılan türküyle hepimiz sahnedeydik, hepimiz tek sestik.
15 DEVLETİN SESİ YÜKSELDİ
15 Devletin sesi yükseldi. Ta Almanya’dan Münih Güvenlik Konferansı’ndan da duyuldu. Doğu Akdeniz hayalleri gören ABD başkentinden de… paçalarına tutunmaya çalışan USAİD beslemelerinden de.
Onların hayalleri Gazze topraklarına gömülecek.
Dünyanın ve bölgemizin geleceğine biz karar vereceğiz.
YÜKSELEN UYGARLIĞIN MEYDAN OKUMASI
O 15 devletin Vatan Partisi’nin konuğu olarak o çatı altında bir araya gelmesi rastlantı değildir.
Kader birliğidir.
Emperyalizme karşı dünyanın dört bir yandan yükselen uygarlığın, kardeşliğin, vericiliğin, iyi günü de acıları da paylaşmanın bir meydan okumasıdır.
Filistin direnişi, bugün Atlantik emperyalizminin ölüm fermanıdır ve yükselen paylaşmacı Asya uygarlığının emperyalizme meydan okumasıdır.
Filistin, Çin Halk Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu, İran İslam Cumhuriyeti, Nikaragua, Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti, Bolivya, Kolombiya, Bangladeş, Birleşik Arap Emirlikleri, Türkmenistan, Kırgız Cumhuriyeti, Belarus Cumhuriyeti, Lübnan, Moritanya…
Evet! O akşam o salonda hepimiz Filistinliydik.
Dünyanın geleceğinde söz sahibiydik.
LİMON AĞAÇLARI ÇİÇEK AÇACAK
“Ey hüzünlü vatanım!
Beni bir anda..
Aşk ve duygu şiiri yazan bir şairden
Bıçakla yazan bir şaire çevirdin…”
…
Atıyor bir taş..
Ya da iki taş
Bölüyor İsrail kobrasını ikiye
Yutuyor tankların etini
Ve dönüyor bize..
Kolsuz
Bir an içinde..
Görünür bulutların üstünde bir yer
Doğar gözlerde bir vatan (…)
…
Sorar onu büyük gazeteler:
Kenân topraklarından gelen bu peygamber kim?
Hangi çocuk bu?
Hüzün rahminden çıkan,
Hangi efsane bitkisi
Duvarların arasında bu biten?
Hangi yakut nehri
Kurân’ın yapraklarından taşan?
…
Yarın… yarın limon ağaçları çiçek açacak
Yeşil başaklar ve dallar sevinecek
Gözler gülecek
Ve geri dönecek göçmen güvercinler,
Pisliklerden arınmış çatılara”
Diyor Filistinli şairler…
O akşam o salonda, kışa inat erkenden açan limon ağaçlarının çiçeklerinin kokusu bizi sardı sarmaladı. Turna kuşlarının kanat sesleri daha başka bir güçlü duyuldu.
ÖZGÜRLÜĞÜN GÜNEŞİYLE RANDEVUMUZ VAR
Çok değerli Filistin Büyükelçisi Dr. Faed Mustafa’nın dediği gibi
“Filistin'in şafağı geliyor ve özgürlüğün güneşiyle randevumuz var.”
Zafer bizim olacak.
Şafak daha erken atacak!
Bir adım…bir adım daha… yaklaştık

DEM Parti kimin Partisi
12 Şubat’ta Ankara’da başlayan ve iki gün süren DEM Parti Meclisi (PM) toplantısından sonra bir bildiri yayınlandı.
-Barış için Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit politikalarına son verilmesi,
-Demokratik yeni bir toplumsal sözleşme,
-Ortak vatanda eşit yaşam,
-Türkiye’nin Ortadoğu’da savaş yerine diyalog ve barış politikalarını benimsemesi
Bu dört başlığın hemen altındaki “açılımı” okuyalım.
Türkiye’deki iktidarın Kürtlere yönelik tutumunun sadece Kürt sorununun çözümünü değil, Türkiye’nin demokratikleşmesini de engellediği, buna karşılık MHP lideri Bahçeli’nin girişim ve açıklamalarıyla başlayan sürecin Türkiye’nin demokratikleşmesi ve kalıcı barışın sağlanması açısından tarihi bir fırsat olduğu vurgulanıyor.
Bu “kalıcı barış” nasıl sağlanacak?
-“Kürt halkının demokratik ve siyasi haklarının anayasal güvence altına alınması sağlanmalı; Türkiye’de demokratikleşmenin önünü açacak çoğulcu ve katılımcı kapsamlı bir inşa süreci başlatılmalıdır."
Anayasal değişiklik isteniyor ve tanımlanması yapılıyor.
ANAYASA MAHKEMESİ DUYUYOR MU
Anayasa’ya aykırı talepler sıralanıyor:
-“Kürtler, Türkler, Araplar, Ermeniler, Süryaniler, Romanlar; Sünniler, Aleviler, Êzidîler, Hristiyanlar, Museviler ve diğer tüm halklar, inançlar ve kimlikler hiçbir ayrımcılığa uğramadan, anadilinde eğitim ve kültürel haklar başta olmak üzere tüm demokratik haklara sahip olmalıdır."
PKK’YA SELAM DURUN
- “Bölgedeki tüm halklarla eşit ve barışçıl ilişkilere dayalı diplomasi geliştirilerek, başta Kürtler olmak üzere bölge halklarıyla ilişkiler savaş ve imha temelinde değil, demokratik müzakere çerçevesinde ele alınmalıdır.”
…
Çevirisini yapmama gerek var mıdır?
Bölücü ve Anayasa’ya aykırıdır.
PKK’ya karşı “savaş ve imha”dan vaz geçilmesi, yani “silah bırakılması” önerilmektedir.
Bu bildirinin karnından Doğu Akdeniz’e odaklanan ABD konuşmaktadır.
İzin verilemez!!
En başta Kürtlerimizin geleceği açısından böyle bir ateşe sürülmelerine izin verilemez.

misilleme yapacaklarını söyledi.
Münih güvenlik konferansı Atlantik ülkeleri:
Çok tehlikedeyiz
14 Şubat’ta Almanya’da uluslararası bir toplantı vardı. Dünyanın geleceği orada da tartışıldı.
Üç gün sürecek Münih Güvenlik Konferansı’na aralarında ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in de bulunduğu devlet başkanları katıldı.
Toplantıdan izlenimlerini yazan BBC muhabiri Frank Gardner, “neredeyse 20 yıldır BBC için katıldığım bu etkinlikte, küresel güvenlik için bu kadar çok konunun tehlikede olduğu başka bir yıl hatırlamıyorum” diyor ve ekliyor “Basitçe ifade etmek gerekirse güncel dünya güvenlik düzeni, yani Uluslararası Kurallara Dayalı Düzen, yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Bazı kişiler yıkılmanın çoktan başladığını savunuyor” …
“Deneyimli bir üst düzey Batılı yetkili” de durumu ‘kariyeri boyunca gördüğü en tehlikeli ve tartışmalı dönem” diye nitelemiş.
Bizim Türkiye’deki “Direnen Filistin”e selam gönderdiğimiz toplantıyla yaman çelişki.
BEKLE DÜNYA BİZ GELİYORUZ
NATO, AB ve genel olarak Batı’nın arasında bir uzlaşmanın artık sonuna gelindiği artık açık biçimde ifade ediliyor. NATO parçalanıyor. 76. yıl önce kurulan NATO'nun birliği açısından birçok endişe verici çatlaklar oluştuğu ve bunların da Münih Güvenlik Konferansı'nda tartışılacağı vurgulanıyor. ABD Başkanı Donald Trump, Savunma Bakanı Pete Hegseth aracılığıyla Ukrayna topraklarının 2014'teki ilk Rus işgalinden önceki boyutuna geri döndürülmesinin "gerçekçi olmadığını" söyledi. Bunun Ukrayna'nın pazarlık gücünü yok ettiği, bir anlamda yenilginin kabul edildiği anlamına geldiği belirtiliyor.
Çok kutuplu dünya artık her toplantıda ağırlığını koyuyor.