27 Aralık 2024 Cuma
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fincancı’ya verilen görev: Pandemi bozgunculuğu

Serhan Bolluk

Serhan Bolluk

Gazete Yazarı

A+ A-

Önce önümüzdeki altı aya bakalım. Kasım ayında Pandemide ikinci dalga için koşullar oluşuyor. Kuzey yarımkürede hava soğuyacak ve açık alanlardan kapalı mekanlara geçeceğiz. Okulların açılma zamanı. Tatilden dönülüyor, herkes mesaide oluyor.

Kapalı ortamlarda maske-mesafe önleminin koruyuculuğu azalıyor, bulaş riski artıyor. Tabloya grip de ekleniyor.

İkinci dalganın şiddetini hükümetlerin alacağı önlemler ve toplumların bunlara uyumu belirleyecek. İlk dalgada olduğu gibi.

Bir etken daha var, Atlantik’in kampanyaları. İlk dalgada başarı sağlayamadılar. Şimdi daha saldırgan yöntemlerle deneyecekler.

IŞİD’İ KURTARAN KADIN

Gelelim Türk Tabipleri Birliği’nin Başkanlık koltuğuna oturtulan Şebnem Korur Fincancı’ya.

Aydınlık okuru tanıdı ama birkaç örnek verelim.

Bu şahıs, Uğur Mumcu’nun katillerine “işkence görmüş olabilirler” raporunu veren adli tıpçı. Raporla birlikte bütün itiraflar geri alınmış ve IŞİD’in domuzbağcı Türkiye kolunun bağlantıları kapalı kalmıştı.

Bir kolunda PKK’nın “cumhurbaşkanı adaylığı”, diğer kolunda IŞİD’i kurtaran raporlar. Kolları, Belarus’taki turuncu kalkışmaya kadar uzanıyor.

ATLANTİK’E YETMEDİ

TTB’nin bir önceki yönetimi de yıpratıcı politikalar yürüttü. Son örnek, hekimler kastedilerek piyasaya sürülen “tükeniyoruz” kampanyası. Geri basmaları bir günlük iş oldu. Cumhuriyetçi Hekimler, “Görevimizin başındayız” deyince ertesi gün onlar da aynısını söylemek zorunda kaldılar. CHP’nin pandemi rehberi olmak dışında bir işlevleri görülmedi.

Atlantik için bu yetersiz. O cephe için “ya herro ya merro” dönemindeyiz. Baksanıza, Ermenistan’ı kaybedeceği bir savaşa sürmekten bile çekinmiyorlar. Salt Türkiye’ye üçüncü cepheyi açabilmek için Karabağ’ı geri vermeyi göze alabiliyorlar.

İşte Fincancı gibi bir isim bu koşullarda ortaya sürüldü.

KAZANIMLARIMIZ

İlk dalgada TTB yönetiminin verdiği paslarla yürütülen kritik kampanya, “genel sokağa çıkma yasağı”ydı. Ekonomi tam duracak, Türkiye buradan vurulacaktı. Olmadı tabii. Salgını sınırlayan önlemlerle ilk dalgayı geçiriyoruz. Maske kullanımının yaygınlaşması, ilk aşıların ortaya çıkması gibi kazanımlarımız var. Bilim Kurulu’muz da şimdi çok daha deneyimli.

Daha önemlisi ise, ekonomideki kamucu önlemler. Maliye Bakanımız Berat Albayrak’ın 29 Eylül’de açıkladığı “Yeni Ekonomik Program” üzerine, yazarımız Hakan Topkurulu'nun değerlendirmesi dikkatle okunmalı.

“YEP”te kamu yatırımlarının yöneltileceği öncelikli alanların başında sağlığın geldiğini de belirtelim. Hedef “Yerli ilaç”. Yüzde 80’e yakın oranda dışa bağımlı ilaç üretiminde, milli sanayiyi güçlendirmek zorunluydu.

Önümüzdeki altı ayda da işin merkezinde yine ekonomi-salgın ilişkisi yer alacak. Bu iki mücadeleyi uyumlu yürütmek ilk dönemde olduğu gibi yine kritik konu.

İLK SALDIRI BAKAN KOCA’YA

Atlantik’in ekonomiyi Türkiye’nin zayıf karnı olarak gördüğünü artık herkes biliyor. Dış cephelerdeki saldırılarını içerdeki bozgunculukla destekliyorlar.

Fincancı’nın temel görevini de buradan çıkarabiliyoruz: Pandemi bozgunculuğu.

Fincancı yönetiminin ilk saldırısı, Sağlık Bakanımız Dr. Fahrettin Koca’yı istifaya çağırmak oldu. Burada yoğunlaşacakları tahmin edilebilir.

Ancak nereden tutsalar ellerinde kalacak. Görevi aldıkları yerle birlikte yıkılıp gidecekler.

HEKİMLERİN EYLEMİ IŞIK TUTUYOR

Geçen hafta önce Sadi Konuk Devlet Hastanesi ardından da Çam-Sakura Şehir Hastanesi’nde yapılan hekim eylemleri bize ışık tutuyor. Bu eylemlerden yükselen haklı talepleri karşılamak salgınla mücadeleyi çok daha sağlıklı bir zemine oturtacak.

HDP’nin yönetiminde etkin olduğu İstanbul Tabip Odası’nın ya da Fincancı’nın bu eylemlerle hiçbir ilişki kuramadıklarını biliyoruz. Oda yöneticisi kimliğiyle eylemi ziyaret bile edemezler. Kovalanırlar, çünkü kirletirler. Şöyle ya da böyle yönetimdeler ama hekim kitlesinden tecrit olmuş durumdalar. Kendi kampanyalarında üç beş kişiyi zor bir araya getirebiliyorlar.

MÜCADELEDE DOĞRU PROGRAM OLUŞTU

Onlar da hekimleri kışkırtamayacaklarını iyi biliyorlar. Fincancı, CHP’yi yöneten kendi kumaşından PKK dostlarıyla baş başa. Ne yapacaksa onlarla yapacak.

Öte yandan Pandemi mücadelesinde doğru bir program oluştu. Bize düşen, başta hekimler, sağlık çalışanlarını bu program doğrultusunda seferber ederek mücadeleyi başarıya ulaştırmak.