18 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul 12°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fon ve penaltıya devam

Kamil Erdoğdu

Kamil Erdoğdu

Gazete Yazarı

A+ A-

Başarıyı da yenilgiyi de kolay abartabiliyoruz. Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın aldığı sonuçlara öyle yorumlar yapıldı ki, ellerinden gelse kulüplerin kapısına kilit vuracaklar. Rahmetli Doğan Koloğlu, benzer sonuçların alındığı bir dönemde “sporun farkı ve şanssızlığı bu” demişti.. “Belki sanatta da, siyasette de 7-8 yiyoruz, ama bu spordaki gibi skor levhasında görülmüyor” diye anlatmıştı. Bu nedenle sanatçılar, siyasetçiler sporcuların, teknik adamların maruz kaldığı eleştirilerle karşılaşmıyorlar; en azından onlara yöneltilen eleştirilerin içeriği farklı oluyor.

Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın aldığı sonuçlar için kadro seçiminden sakatlıklara kadar birçok neden sayılabilir. Fenerbahçe’nin kendi taraftarlarının sosyal medyada paylaştıklarını okuyunca, rakip takımlarınkini okumaya ihtiyaç kalmıyor. Gitmesi gerekenler listesinde ne Ali Koç kalıyor, ne de İsmail Kartal. Günü “İsmail Yüksek, stoper oynatılır mı” tartışmalarıyla geçirip önümüzdeki maçlara bakacağız.

YİNE PENALTI TARTIŞMASI

Hakem tartışmaları ise hız kesmiyor. Geçen haftayı Fenerbahçe-Fatih Karagümrük maçında verilemeyen penaltıları konuşarak geçirdik. Tabii şampiyonluk yarışındaki kulüpler Karagümrük’ün verilmeyen penaltısına yoğunlaştı; açıklamalar yaptılar. Fenerbahçe Kulübü, iki pozisyonun da penaltı olduğunu ve maçı tekrar oynayabileceklerini açıkladı.

Pendikspor da cumartesi akşamı Galatasaray ile oynadıkları maç hakkında bir açıklama yaptı:

“Bu akşam Türk futbolunun adına kara gecelerden birini yaşadık. Tüm ülkenin gözleri önünde bir Türk hakeminin düştüğü acizliği; ülkesine, değerlerine ve ülke futboluna inanan Pendikspor camiası adına utançla izledik. Maç boyunca tüm takdir haklarını rakibimizden yana kullanan, iki net penaltımızı vermeyen, düdük çalmaktan adeta korkan bir hakem yönetimi vardı. Maalesef çalamadığı pozisyonları gördüğünü maç sonunda itiraf eden bu hakemin düştüğü duruma üzüldük hatta utandık. Geçtiğimiz sezon Çaykur Rizespor maçında yaşadığımız hakem faciasının anısı daha tazeyken, aynı hakem tarafından yine bir yönetim rezaleti yaşadık. Her yönettiği Pendikspor maçında skandal kararlara imza atan Volkan Bayarslan'ın amacının ne olduğunun cevabını Merkez Hakem Kurulu'ndan bekliyoruz. Bu tip hakem acziyetlerini, hatalarını gidermek adına tüm dünyada uygulanan VAR sisteminin ülkemizde de ivedilikle uygulanması gerekmektedir. Türk futbolunun marka değerini yükseltecek yegane faktör saha içinde adaletin sağlanmasıdır".

FONA HİKAYELER EKLENİYOR

Adını bir teknik direktörden almasıyla spor gündemine oturan “Fatih Terim Fonu” konusu haber kanallarında özel yer bulmaya devam ediyor. Gazetelerde de spor sayfalarından ilk ve iç sayfalara geçti. Gerçi sporla ilgisi bazı teknik adam ve futbolcuların isminin geçmesinden ibaret gibi görünse de sporun önemli bir sorunu hakkında ipuçları da veriyor.

Sosyal medyada “Fatih Terim fonu solda sıfır” başlıklı bir yazı dolaşıyor. Yazı Turkish Forum adlı sitede Aylin D.M. imzasıyla yazılmış. Anlatılan hikaye ilginç:

“İspanya’nın Atletico Madrid takımında, bir Türk topçu oynar. Ülkenin siyasetçileri bu topçunun Barcelona’da oynamasını isterler. Türk Hava Yolları, Barcelona’ya zaten sponsordur. 10 milyon Euro vermiştir. Araya bazı kişileri sokarlar bu topçuyu Barcelona’ya alın, diye. Barcelona’nın bu topçuyu Atletico Madrid’ten almak için 15 milyon Euro’ya ihtiyacı vardır. Barcelona, Fair play çerçevesinde bu parayı ödeyemez. Türk Hava Yolları bir kılıf bulur, bir şeye daha sponsor olur ve Barcelona’ya 15 milyon Euro öder ve transfer gerçekleşir. Barcelona bedavadan topçu almış olur. Oynarsa oynar, oynamazsa oynamaz. Nasılsa maliyet sıfır. Ama Türk topçu Barcelona’nın kıymetini bilmez. Fırsat buldukça İstanbul’a kaçar. Dünyası İstanbul’daki hatunlardır. 200’ye yakın antrenmana çıkmaz. Barcelona bunu kapının önüne koyar. 12,5 milyon Euro’yu getiren bu topçuyu alır der. İşin mizahı Barcelona bu topçuya kasasından 1 Euro ödememiştir. Topçu için 12,5 milyon Euro ister. Müşteri çıkmaz. Topçunun Avrupa piyasasında vukuatları ayyuka çıkmıştır. Galatasaray ilgilenir ama 12,5 milyon ödeme şansı yoktur. İşe yine siyasiler girer. Yukarıdan emir gelir, Başakşehir bu topçuyu alsın. Başakşehir'in imkanları kısıtlı. Bütçeden verecekleri para 3,5 milyon Euro’dur. Açık olan 9 milyon Euro’yu birisi vermelidir. Bir kuruma yukarıdan emir gelir. Kurum 9 milyon Euro’yu öder. Kim bu kurum.? Bir ipucu vereyim. Bu kurumun ucuz ürünlerini almak için, garibanlar sabah 6’da kuyruğa giriyor. Ürünleri halk için. Ama bu kurum 9 milyon Euro ödüyor. Halbuki bu parayı fiyatına yansıtsa. Ne güzel olur. 9 milyon Euro’yu ödeyen kurum İstanbul Halk Ekmek. Şimdi gelelim yazının sonuna. Bu ülkenin 24 milyon Euro'su, birilerin keyfi için Barcelona'ya ödenmiştir. Ne için? Topçu Barcelona'da oynadı da ne oldu? Bir hesap yapın; 24 milyon Euro'ya kaç okul yapılır?” Bu arada Başakşehir Kulübü’nün bir kısmının bir Arap şirketine satılacağı haberleri her yıl olduğu gibi yine dolaşıyor. Süper Kupa finali için Suudi Arabistan’a gidilir mi, gidilmez mi tartışması yaparken Araplar buraya geliyor.