25 Kasım 2024 Pazartesi
İstanbul
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fransa’da halk hareketi: Sarı yelekliler

Ali Rıza Taşdelen

Ali Rıza Taşdelen

Gazete Yazarı

A+ A-

2008 Küresel ekonomik kriz patladığında Nicolas Sarkozy Fransa cumhurbaşkanıydı. Kriz bütün dünyayı sarsmış ve Avrupa da bundan payını almıştı. Avrupa Birliği (AB) krize ortak bir çare bulmada çıkmaza girmişti. Finansal krizden banka kurtarma planları AB’ni bölmüştü. Herkes kendi başının çaresine bakacaktı. Sistem çökmüştü. Sarkozy, o dönem ilginç açıklamalarda bulunmuştu: “Kapitalizim yeniden yapılandırılmalı, yeni ve ahlaki bir yapı oluşturulmalıydı”. İtiraf büyüktü.
Aslında ABD’nin küreselleşme politikası iflas etmişti. Küreselleşmenin en önemli aktörlerinden AB ciddi bir yara almıştı. Fransa’ya göre Almanya’nın tuzu kuruydu. Fransa borç batağındaydı. Bütçesini denkleştiremiyor, sosyal sigortolar ve işsizlik kurumları iflas derecesinde açık veriyor, sermaye işgücünün daha ucuz olduğu ülkelere kaçıyor, sanayi yatırımı geriliyor.
Bütün bu gelişmeler işsizliğin ve yoksulluğun artmasına neden oluyordu. Çözüm? Sarkozy’den Hollande’a, Hollande’dan Macrona aynı: yükü çalışanların, emekçilerin üzerine yıkmak; kemer sıkma paketleri, vergilerin artırılması, sosyal yardımların kısılması... Sendikaların hatta partilerin bir hükmü yoktu artık. Macron, sistemin bu siyasi, ekonomik ve sosyal çıkmazının ortaya çıkardığı bir “çözüm”dü. Ama brakın sistemi kurtarmayı artık kendini kurtarması ve iktidarda kalmasının zor olduğu bir dönemin kapısı aralanıyor.
Neden mi?

FRANSIZ HALKI İSYANA HAZIRLANIYOR
Kendiliğinden gelişen halk hareketi 17 Kasım’da Fransa’da yaşamı durdurmaya hazırlanıyor. Fransa’nın 650 noktasında eylem hazırlığı var. Kent kent, bölge bölge hazırlık toplantıları yapılıyor. Yapılacak eylemlerin örgütlenmesi, hazırlanacak bandroller, güvenlik güçleriyle ilişkiler... Tüm parti ve sendikalara uzak olduklarını, eylemde hiç bir parti ve sendikanın bandrol ve bayrağını istemediklerini ilan ediyorlar. Yollar kesilecek ama polis, asker, arabalarına, ambulans ve taksileri yol verilecek. Güvenlik güçlerine saygı gösterilecek, her hangi bir saldırı güvenlikleri için cep telefonlarıyla videoya çekilerek sosyal medyada canlı yayınlanacak, soğuk kanlı olunacak provokasyonlara gelinmeyecek...
Sembolleri “sarı yelek”. Hani arabamız bozulduğunda yolun kenarına çekip giydiğimiz sarı yelek. Son iki haftadır eylemi destekleyenler arabalarının ön camından görüleceği şekilde sarı yeleği yerleştiriyor. Son günlerde, sokakta insanların sarı yelekle dolaştığına tanık oluyoru.

VATANDAŞ HAREKETİ
Peki, nasıl başladı bu hareket? Benzin ve mazot fiyatları yükseldi. Bu yetmedi hükümetin “yeşil vergi” adı altında mazota yüzde 23, benzine de yüzde 15 oranında vergi koymaya hazırlandığı açıklandı. Emeklilerden alınan verginin de artırılacağı, Sosyal Sigortalar Yasası’nda yapılan değişiklikle ambulansların kullanılmasının sınırlandırılması bardağı taşırmıştı. Bir kıvılcım gerekiyordu.
O kıvılcım da Brötanya bölgesinde oturan Jacline Mouraud adlı bir bayanın cep telefonundan kaydettiği videoyu sosyal medyadan paylaşmasıyla yakıldı. Jacline Mouraud “Bay Macron, Başkan Macron söyle nereye gidiyoruz? Bizden aldığınız paraları ne yapıyorsunuz? Mazot fiyatlarını artırdınız, emeklilerin vergilerini artırdınız, radarlarınız çalışıyor, cezaları kesiyorsunuz. Bir de bisikletlere ruhsat getiriyor ve büyük şehirlere gişelerden para ödeyerek girileceğini söylüyorsunuz. Yeter, yeter artık...” kısa özeti böyle. İki haftada 6 milyon kişi bu videoyu izliyor. Mouraud tam bir star; televizyonlar, gazeteler ondan bahsediyor.
Eric Drouet adlı bir kamyon şoförü de bir Facebook sayfası oluşturarak tüm Fransızları 17 Kasım sabahı tüm Fransa’da harekete geçerek yaşamı durdurma çağırısı yapıyor. Gerisi çorap söküğü gibi geliyor. Her kent kendi örgütlenme komitesini oluşturuyor. Aralarında iletişim ve eşgüdüm kuruluyor.
Fransa halkı hafta sonunda 17 Kasım Cumartesi günü sokakta olacak, yolları kesecek, hükümetin aldığı son kararları protesto edecek. Buna Fransa’nın “Gezi eylemi” diyebilir miyiz? Yaşayıp göreceğiz.