28 Eylül 2024 Cumartesi
İstanbul 23°
  • İçel
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Fransa’da okullarda laiklik yasası ve Türkiye

Özdemir İnce

Özdemir İnce

Eski Yazar

A+ A-

Fransa'da 1789 Büyük Devrimi, halkın (esnaf, topraksız köylü, işçi) burjuvazi ile birleşip soylu sınıfa ve ruhban sınıfına (Kilise ve papazlar) karşı ayaklanması sonucu gerçekleşmiştir. Bu tarih aynı zamanda devlet ile dinin ayrılmaya başlamasının ve laiklik düşüncesinin somut olarak ortaya çıkmasının da tarihidir.

Cumhuriyet, devleti laikleştirmeye Okul'u laikleştirerek başlamıştır. Laik Cumhuriyet'in kurulmasının en büyük destekçisi ilkokul öğretmenleri olmuştur. AKP hükümeti ise, Okul'un laikliğini hedef alarak işe başladı.

Kilisenin desteklediği bir monarşik restorasyon cumhuriyetçilerin en büyük korkusu idi. Bu nedenle, demokrasi ile halk eğitimi arasındaki ilişkisi, yani demokratikleşme için halkın laik eğitimi cumhuriyetin en eski ilkelerinden biridir. Eğitim (okul) sayesinde temellerini sağlamlaştırmak Cumhuriyet'in en büyük tutkusudur.

Uzatmayalım, Fransa'da Devlet ile Kilise 9 Aralık 1905'te kesin olarak ayrıldı ve o tarihten sonra Kilise kendi sınırları gerisine ve çatısı altına çekildi.

Eylül 2013 ayı içinde yürürlüğe giren Okullarda Laiklik Yasası, Kilise'nin eylemleri düşünülerek çıkarılmadı. Yasa, Fransa'da artık laiklik ve cumhuriyet ilkelerini umursamaz hale gelen siyasal İslamcı örgüt ve akımları denetim altında tutmayı amaçlamaktadır. Okullarda, İslamcı direniş örtünme, beden eğitimi ve yüzme derslarini boykot etmenin ötesine geçip neredeyse bütün derslere sıçramıştı. Herhangi bir derste, bir Müslüman öğrenci, öğretmene "Anlattığınız şeyler benim dini inancıma ters düşüyor, bu nedenle öğrenmek zorunda değilim" diyebiliyordu.

Laik Cumhuriyet, kendini savunmak için aşağıdaki yasayı çıkarmak zorunda kalmıştır.

Cumhuriyet laiktir

1. Fransa bölünmez, laik, demokratik ve sosyal bir Cumhuriyettir. Ülkesinin tamamında, bütün vatandaşlarına, yasa önünde eşitlik sağlar. Bütün inançlara saygı gösterir.

2. Laik Cumhuriyet, devlet ve dinlerin birbirinden ayrılığını düzenler. Devlet bütün dinsel ya da manevi inançlara karşı tarafsızdır. Devlet dini yoktur.

3. Laiklik herkesin (her bireyin) vicdan özgürlüğünü güvence altına alır. Her kişi inanmak ya da inanmamakta özgürdür. Laiklik bireylere, başkasının inançlarına saygının ve kamu düzeninin sınırları içinde, inançlarını özgürce açıklamasına izin verir.

4. Laiklik, genel çıkar kaygısı içinde, herkesin eşiklik ve kardeşliği bağdaştırmak suretiyle (uzlaştırarak), vatandaşlık haklarını kullanmasına izin verir.

5. Cumhuriyet, eğitim kurumlarında, herkesin bu ilkelere saygı göstermesini sağlar.

Okul laiktir

6. Okulun laikliği öğrencilere kişiliklerini oluşturmak, özgür iradelerini uygulamak ve vatandaşlığa hazırlanmak için gerekli olanakları sağlar. Kendi seçimlerini yapmalarını engelleyecek bütün dinsel etkilere ve her türlü baskıya karşı onları korur.

7. Laiklik, öğrencilerin ortak ve paylaşılan bir kültüre ulaşmalarını sağlar

8. Laiklik, öğrencilere, Okul'un görevini iyi yapmasının sınırları içinde, cumhuriyet değerlerine saygı ve inançların çoğulluğu gibi ifade özgürlüğünü kullanmalarına izin verir.

9. Laiklik, her türlü şiddet ve her türlü ayrımcılığın reddini kapsar, kızlar ve erkekler arasında eşitliği sağlar ve başkalarına saygı ve onları anlama kültürüne dayanır.

10. Bütün görevliler, laikliğin anlam ve değerini, aynı zamanda Cumhuriyet'in öteki temel ilkelerini öğrencilere aktarmakla yükümlüdürler. Bunların uygulanmasına, eğitimin çerçevesi içinde dikkat ederler. Bu yasayı öğrencelerin anababasına iletmekle görevlidirler.

11. Katı bir tarafsızlık içinde davranmak personelin görevidir: Görevlerini yerine getirirken, siyasal ya da dinsel inançlarını belli etmemeleri gerekir.

12. Öğretim laiktir. Öğrencilere, zengin ve doğru bilgilere ulaşmanın yanı sıra çeşitli dünya görüşlerine mümkün olan en nesnel (objektif) açılımı sağlamak için, hiçbir konu önsel olarak bilimsel ve pedagojik sorgulamanın dışında tutulamaz. Hiçbir öğrenci, dinsel ya da siyasal inancını ileri sürerek, öğretmenin programda bulunan bir sorunu işleme hakkına karşı çıkamaz.

13. Hiç kimse, Cumhuriyet(in) Okulu'nda uygulanan kurallara uymayı reddetmek amacıyla dinsel ya da siyasal bir inançtan yararlanamaz.

14. Kamu eğitim kurumlarında, iç yönetmelikte belirtilen değişik alanlarının yaşam kuralları laikliğe karşı saygılıdır. Öğrencilerin bir dine aidiyetlerini açıkca belli eden işaret ya da kıyafet taşımaları yasaktır.

15. Öğrenciler, düşünce ve etkinlikleriyle, kendi eğitim kurumlarında laikliği yaşatmak için katkıda bulunurlar.

Gelelim Türkiye'ye

Türkiye Cumhuriyeti, Fransa Cumhuriyeti'nin Eylül 2013 tarihinde uygulamaya koyduğu bu yasayı 3 Mart 1924 tarih ve 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun çıkartılmasından itibaren uygulamaya koymuştu. Bu yasa ile bütün okulları aynı laik çatı altında birleştirmenin dışında din görevlilerinin yetiştirileceği özel nitelikli meslek okulu olan imam-hatip okullarını da kurmuştu.

Şimdi burada duralım ve AKP tarikatı hükümetinin demokratikleşme adı altında yaptıklarına bakalım:

1. Bütün okullar imam-hatipleştirilerek, Sünni-İslam öğretisi zorunlu ders haline getirilerek anayasanın 2. maddesi ilga edildi. Böylece ülkenin ve cumhuriyetin gerçekten demokratikleşmenin önü tıkandı.

2. Başta okullar olmak üzere kamusal alanda türbana verilen iznin, demokrasi ve inanç özgürlüğüyle en küçük bir ilişkisi yoktur. Bir ülkenin nüfusunun % 100'ü bir dine mensup olsa bile, demokrasi ile yönetiliyorsa, teokratik bir devlet değilse, öteki dinleri de dikkate almak zorunluluğunu hisseder.

3. AKP tarikatı hükümeti, bu uygulamaların kendisini Yüce Divan'a götürecek suçlar içerdiğini bilmiyor olabilir mi? Bildiğine göre bir bildiği vardır zahir!