29 Aralık 2024 Pazar
İstanbul
  • Şırnak
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Şanlıurfa
  • Çorum
  • İstanbul
  • İzmir
  • Ağrı
  • Adıyaman
  • Adana
  • Afyon
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Düzce
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gümüşhane
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • Kırşehir
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kütahya
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kilis
  • Kmaraş
  • Kocaeli
  • Konya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muş
  • Muğla
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak

Futbol karartması Emeç ve Simavi

Onur Belge

Onur Belge

Eski Yazar

A+ A-

Futbol Federasyonu seçimlerinin haline bakın. Hiç kimsenin yüzü kızarmıyor, hukuksuzluklara isyan eden Duygun Yarsuvat ve Haluk Ulusoy “usulden” seçim dışında bırakılıyor. Ve de komedi devam ediyor. Adına da seçim deniyor. Geçeceksiniz efendiler, futbolu ve Türkiye’nin durumunu nereden nereye getirdiniz, hala da aynı karanlıklara bu ülkenin gençlerini mahkum ediyorsunuz. 

Bu köşeyi okuyanlar ve bizleri tanıyanlar bilirler. “Ben yazdım, söyledim” falan demeyi sevmem. Zetin fırsat buldukça köşede yazıyor, ekranlarda söylüyorum. Ancak şimdi sırası geldi, hatırlatayım dedim. Tam 13 yıl 1 gün Doğan Grubu gazetelerinde yazdım. Posta, Radikal ve Fanatik’te. Arşivlerde duruyor, söz uçar, yazı kalır demişler. “Türk futbolu karartılıyor, patronlarımız ve üst düzey yöneticilerimiz spor yazarlarını savunacaklarına, karartanlarla birlikte bize baskı yapıyorlar. Biz susturulursak, sıra onlara gelecek ve artık onları savunacak kimse kalmayacak” diye Fanatik’te yazmıştım. 

On yıldan fazla oldu. Şimdi duruma bakın. Yazarları onları koruyabiliyor mu? Fazla koruyanları baskı altında kalıp kovuyorlar, yine yaranamıyorlar, yazdıkları yalatılıyor. İşin ilginç tarafı o zamanki Federasyon Başkanı “Bir gün sıra sana da gelecek” dediğim Haluk Ulusoy’du. Şimdi futbolun karartıldığını söyleyip başkan adayı olmaya çalışan Haluk Ulusoy. Ne günlere geldik. Rahmetli Çetin Emeç bir gün odasına çağırdı. Nedeni “haber Erol Simavi’nin yatak odasında olsa girer alırım” demem. Konuşmuşlar, Erol Bey “çocuğa bir şey söyleme haklı” demiş. Çetin Emeç “bilgin olsun diye söylüyorum” demişti. Şimdi anladınız mı rahmetli Erol Simavi’nin gazeteciler tarafından niye sevildiğini. Siz onun yanında... 

BAŞAKŞEHİR’İ MERAK ETTİM 

Meşhur ‘3 Temmuz’ skandalını UEFA mı yarattı, yoksa biz kendi kendimizi mi vurduk, bilemiyorum. UEFA ceza verdi diyoruz, ancak ceza verilmesini biz istedik gibi bir durum var ortada. Zira bilirsiniz, Avrupalılar ellerinde resmi evrak olmadan muamele yapmazlar. İki pasaport duldurmuş, iki yıl İngiltere’de yaşamış biri olarak kişisel deneyimlerimle durumu bilirim. En son biliyorsunuz soruşturmalarda Başakşehir’in de adı geçtiği halde UEFA “Avrupa Kupasına katılmasında bir sakınca yoktur” hükmünü bildirmiş. 

Durum nasıl gelişti belli değil, Fenerbahçe’ye var, Beşiktaş’a var, Sivasspor’a var, Eskişehir’e var, Başakşehir’e yok. Allah, Allah zekam giderek azalıyor, anlamakta zorluk çekiyorum. Sakın UEFA bizim resmi makamların verdiği bilgilere göre davranıyor olmasın? Biliyorsunuz, Başakşehir’in resmi, Futbol Federasyonu’nun da “gayrı resmi” Başkanı Göksel Gümüşdağ. Bu hafta sonu yapılacak seçimlerden sonra da bu durum böyle devam edecek. Durumu daha iyi anlatabilmeniz için 2 örnek vereyim.  

Dünya karmasına seçilen İsa Ertürk ile dönüşte Almanya’da aktarma yapıyoruz. Gümrükçülere söylendim “Türklere niye vize uyguluyorsunuz, ayıptır.” Yanıt beni yerime çakmıştı. “Vize uygulamamızı sizin devletiniz istiyor...” Bir süre sonra Fransız gümrüğünde bir yerlerden geçiyorum. Gecenin bir saati, görevli pasaportlarımızı aldı, çay içiyor. Dalga geçtim “Biz ayakta bekliyoruz, siz çay içiyorsunuz...” Sıcak bir ortam gelişti, çay ikram ettiler, sohbet ve derken bilgisayarı açtı, “Bak kimler giriyor...” Aman allah, bomba haber, bütün aranan mafyalar boyuna girip çıkıyor. “Davrandım kağıda kaleme, “Stop, yazmak yok, fotoğraf yok, sadece bak yeter...” Yine saflığıma geldi. “Niye yakalamıyorsunuz?” Güldü “Biz söyledik, devletiniz istemiyor ki...” 

Bilmem anlatabildim mi? 

SOLDAN SAĞA, YUKARIDAN AŞAĞI 

Tribün çocukları bir başka. Anında tepkilerini, sevgilerini gösterirler. Ama işin sonunda çok vefalıdırlar ve sizin hizmetlerinizden dolayı gönüllerindeki yerinize yerleştirirler. Hepsi Fenerbahçeli olduğu için asla aralarında fark gözetmem. Ancak bu kez Solaçık Fenerbahche grubunun açıklaması elime geldi. Böyle olgunluğu kutlarım, sarı lacivertli tribünlere bu yakışırdı zaten. 

‘VEDA ETMİYORUZ İSMAİL KARTAL’ 

Teknik direktör olarak göreve geldiğin 2014 / 2015 lig maratonunda göstermiş olduğun cesaret ve dürüst spor insanlığı için sana teşekkür ederiz. 

FENERBAHÇE futbol takımının başında olduğun sezon dışarıdan görülenin aksine kirli oyunların, alçakça saldırıların yoğunlaştığı camianıza taraftarımıza özellikle sporcularımıza yöneldiği bir dönem olmuştur. Her şekilde bazen yandaş basın eliyle bazen kişiliksiz satın alınmışlar vasıtasıyla kamuoyunda yaratılmaya çalışılan FENERBAHCE düşmanlığı sezon sonuna doğru fiili bir hal almış saha içindeki aleyhimize çalınan düdükler saha dışında katliama yönelik silahlı saldırılara dönüşmüştür, bütün bu olumsuzlular içinde vermiş olduğun mücadele alkışlanmalıdır, onurlu dik duruşun, ahlaklı spor insanlığın , taviz vermediğin FENERBAÇE’liliğin için SOL AÇIK FENERBAHCHE olarak akıttığın ter harcadığın emek için bir kez daha teşekkür ediyoruz ve diyoruz ki şimdilik devrettiğin görev bayrak yarışıdır ve sen her zaman bu yarışta takımımızda olacaksın.”
Yazarın Önceki Yazıları Tüm Yazıları