FUTBOL TESİSİ: 10-AVM:29
Dert yanılır hani; "Şehirlerde boş arsa mı kaldı, saha mı var çocukların oynayacağı? Kaynaklar kurudu, futbolcu yetişmiyor" mealinde. Doğruluk payı vardır bu hükmün elbette. Öte yandan başbakanın eli butondan ayrılmaz, bakanların elinden kürek düşmez, temel üstüne temel atarlar tesis için. Yine de sporumuz "ilaç takviyesiyle" yaşatılmaya çalışılır.
Şeytan dürttü; inşa merakı tavan yapan insanların yönettiği, 800 milyar dolar hâsılası olduğu söylenen ülkenin başkentindeki futbol tesislerinin durumunu araştırdım. Spor Genel Müdürlüğü envanterinden, yani resmi kaynaktan.
4 milyon nüfuslu Ankara'da, 25 ilçesiyle beraber toplam 26 adet futbol tesisi var. 5 ilçede devletin hiç futbol sahası yok.(Stat değil saha bile yok) Bu 26 tesisten, kent merkezindeki 19 Mayıs Stadı 77, Cebeci Stadı 46 yaşında, yaş ortalamaları 62! Merkez ilçelerde ayrıca 8 saha daha var.
26 adet futbol tesisinin 7'si AKP döneminde revizyon görmüş ve yapılmış olanlar. Bunların da 3 adedi, tribünsüz, toprak zeminli; "kale direkli arsa" yani. Karşı olduğumdan değil, yatırım saptaması sadece.
Zaten AKP'nin el yordamına dayalı spor politikası da, halkı tribünlere yönlendiren yatırımlarla bezeli. Oysa, semt sahaları, küçük tribünlü statlar halka açık olması kaydıyla en iyi seçenekler. Örnek verirsek; Türk Telekom Arena'nın maliyetiyle, 1.300 adet semt sahası, altyapısı ve donatılarıyla üretilebilir. 2 bin küsur metrekareye yerleşen böyle bir tesis, 150 bin lira civarında finansman gerektiriyor ki, bazı belediyeler bunu yapıyor.
İyi de, arsa meselesi? Yine karşımıza AKP çıkıyor. 1969'da kurulan Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü, Hazine arazilerinden, belli planlamalar dahilinde arsa üretirdi. Sadece konut için değil, sosyal alanlar için de. 2004'te AKP bu kuruluşu kapatıp, görev ve yetkilerini TOKİ'ye devretti. TOKİ'nin şöhreti mâlum!
"Kâr amaçlı projeler yapma ve yaptırmayı" da TOKİ'nin görevlerine ekleyince AKP, TOKİ tam ticarethane oldu. Semt sahası veya arsası üretmek gibi, sosyal devletin görevi olan işler angarya sayıldı. Yeşil alanlar bile, ortaklık modelleriyle ticari alanlara dönüştürülüp, AVM'leştirildi! Şimdilerde ortalığa saçılan rant ilişkileri de bunu emrediyordu. Fikir vermek açısından belirteyim; toplam 10 adet futbol tesisine sahip Başkent'in merkezindeki AVM sayısı 29!
Hatırlarsınız; alkol konusunda attığı her yasakçı adımı, "Devletin gençliği korumaya dair anayasal görevi"ne dayandıran gerekçelerle maskeler başbakan. Sözünü ettiği, Anayasa'nın "Gençlik ve Spor"a ayrılmış 2 maddesinden ilki olan 58.maddedir. 58'i temcit pilavı gibi ortaya getiren kişi, nedense hemen altındaki 59'u hiç dillendirmez.
O madde şöyle der: "Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder."
"HASIMSIZ" AÇIKLAMASI...
Geçen haftaki "Mendile 200 lira veren futbolcu" başlıklı yazım üzerine, kayda değer bir uyarı geldi. "Hasımsız sorunlar" diye sıraladığım, işçi ölümleri, orman katliamları, kadın cinayetleri gibi konulardan söz ederken kullandığım ifade, bunların faili, tarafı olmayan meselelermiş gibi algılanmasına sebep olmuş.
Elbette bunu kastetmedim. Faillerin ortaya çıkıp, fiillerini üstlenemediği sorunlar olması nedeniyle, ortada "hasım" taraf gözükmediğini vurgulamaktı derdim. Bunun nedeni de; futbolcu kardeşlerin, taraf olmak konusundaki ziyadesiyle çekingen ve kayıtsız tavırlarını aşmalarına gerekçe sunmaktı.
21 MİLYONUN YÜZDE KAÇI?
Kaba bir okumayla...
Anayasa Mahkemesi'nin "laiklik karşıtı eylemlerin odağı" olarak tanımladığı AKP'ye, en son 2 yıl önceki seçimlerde oy veren 21 milyon seçmen, "Bizim laiklik merakımız yok" demişti bir anlamda.
Ergenekon, Balyoz gibi davaların soruşturma ve kovuşturmalarında ayyuka çıkan skandallara karşın, "Bizim hukukla-mukukla da işimiz olmaz" anlamına gelecek tercih yaptı aynı 21 milyon.
"Kurucu Önder"ini, "Cumhuriyet"ini, sosyal düzenini, hak ve özgürlüklerini aşındıran, yok eden eylemlere kayıtsız kalan da yine onlardı.
Merak ediyorum; sayısı 2 yılda biraz daha artan bu 21 milyonun yüzde kaçı, "Yolsuzluk-hırsızlık da bizi ırgalamaz" diyecek?