Futbola gereğinden fazla değer veriyoruz

Atatürk; "Ey kahraman Türk kadını sen yerde sürüklenmeye değil omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın." diyerek çağlar boyunca ezilen kadınlarımıza yaptığı devrimlere her fırsatta sahip çıktı. Kadınlarımız da atalarını hiç unutmadılar, her alanda ülkemizin aydınlık yüzü oldular. Bu kez de Kadın Voleybol Millî Takımımız harika bir zamanlama ile cumhuriyetimizin 100'üncü yılında hem Dünya hem de Avrupa Şampiyonu olarak Ata'larına verdikleri sözü tuttular.

KIYASLAMA YAPSAM VOLEYBOL AĞIR BASAR

Futbolu sizler gibi bende çok sevdim. Hatta futbolcu olup bu uğraştan ekmeğimi kazanma çabasına(!) da girdim. Yıllarca futbolun peşinden koşturup, durdum. Ama ilk defa olarak futbol sezonu açıldığı halde aynı saatte oynanan maçlar varken futbolu değil ekran başında heyecan içinde hop oturup hop kalkar vaziyette Kadın Voleybol Millî Takımımızı izledim. Bizi öyle bir mutluluğa boğdular ki tarifi olmaz. Kadın Voleybol Millî Takımımız, naklen yayını izleyen ekran başındaki milyonlarca insana çağdaş, müslüman Türk kadınını gösterdi. Kadınlar, bir yana futbolcular bir yana... Kıyaslama yapmaya kalksam tabiki Kadın Voleybol Millî Takımımız çok daha ağır basar.

UEFA Avrupa Şampiyonası Elemeleri maçında Ermenistan takımı ile Eskişehir'de oynadığımız maça gelecek olursak; Kadın Voleybol Millî Takımı oyuncularını düşününce futbolcularımız ve teknik direktör Stefan Kuntz sınıfta kaldı diyebilirim. ''Futbolcular tamam da Kuntz ne yapsın" diyorsan, ''kötü bir gününde olan Orkun'u oyunda tutarak gol bölgesinde etkili olacak Kerem'i oyundan çıkartırken, kapanan Ermenistan takımına karşı hücum bölgesine bir oyuncu daha katmak yerine neden defansta hala dört kişiyle oynadı hiç anlam veremedim" derim. Oyundan sağ bek çıkardı yerine sağ bek aldı, sol bek çıkardı sol bek aldı, en sonunda da Bertuğ'u aldı ve gol geldi. İşin aslı; Futbol oynamak yerine kişisel yeteneklerimizle sonuca gitmek isteyince, oyun alanını daraltan rakip karşısında çok pas hatası yapıp, koşturup durduk ama malesef futbol oynayamadık. Top oynamak yerine rakiple çok didişdik.

FUTBOLCULAR RAKİBİNE DÜŞMAN GİBİ DAVRANIYOR

Yeşil sahadaki atışmaları, sportmenlik dışı hareketleri görünce salondaki hanımefendileri bir kez daha anmadan geçemeyeceğim. Ermenistan ile oynadığımız Avrupa Şampiyonası eleme maçı sonrası gözümün önünde, bir yanda 'Erik Dalı' türküsüyle oynayarak şampiyonluğu kutlayan kadınlar var diğer yanda da oynadığı futbolla hayal kırıklığı yaratan erkekler... Bir futbolculara bakıyorum bir de voleybolcu kadınlara; Kadınlar kendilerine mikrofonu uzatan yabancı yayın kuruluşuna şakır şakır ingilizce cevap verirken, futbolcular iki kelime İngilizceyi bile bir araya getiremiyor. Kadınlar dini kullanma çabası içine girmeden soyunma odasında ‘Yaradan'la başbaşa kalıp duasını ederken, futbolcular tribünlerde ve ekran başında kendini izleyenlerin gözüne soka soka ellerini göğe açarak dua ediyor. Kadınlar sportmence davranışlar sergilerken, futbolcular maç boyunca rakibine düşman gibi davranıyor. Böyle olunca da düşünmeden yapamıyorum; Futbola gereğinden fazla mı değer veriyoruz acaba?..